Bir hususta tereddüde düştüm, izninizle sormak istiyorum.Tevazuunun yaşayışımızdaki yeri çok önemli malûm. Tevazunun şartlarından birinin de "Kim olursa olsun gördüğün her şahsı kendinden fazileti bilmek"tir diye biliyorum.Tevazuunun fazlasının da kibire işaret ettiği söylenir. Gördüğün her şahsı kendinden faziletli kabul etmek,alçakgönüllü olmanın abartılması sayılabilir mi? Selam ve saygılarımla.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Asaf Bey,
Kıymetli yavrum, bir gün bir kimse İmam-ı Gazali Hazretlerine gider, “Efendim” der, “bana öyle bir cümle söyleyiniz ki beni velayet makamına kadar götürsün”. Mübarek sultan cevap verir “Her geceni Kadir, her gördüğünü Hızır bil”.
İmam-ı Gazali Hazretlerinin bu sözünde bütün insanlar için çok hassas, çok ince bir direktif vardır. Hani bir söz vardır: “”Viraneler içinde defineler vardır” diye. Hiç belli olmaz bazan pazardan aldığımız erzakı taşıyan hamal, bazan ayakkabınızı boyattığınız boyacı veli olabilir. Onun için gördüğümüz herkese karşı saygılı davranmakta, edepli davranmakta yararlar vardır. Burada çok ince bir nüans var: Tevazuda ölçü ne olacak?
Yüce Peygamberimiz bir Hadis-i Şerifinde ifrattan, tefritten kaçının, orta yolda sizin için selamet vardır. Sizden evvel gelen nice kavimler dinde ifrata gitmek yüzünden helake uğradılar” buyuruyor. Bizim için her konuda geçerli olan bu kural pek tabiidir ki tevazu için de bahis konusudur. Tevazuun aşırısı da zararlı olabilir. O nedenle biz tevazuuda da orta yolda olalım. Aşırılıklardan uzak kalalım.
Sevgili yavrum, sana huzur ve mutluluk dolu, sevgi dolu, edep, zarafet ve inceliklerle dolu hayırlı günler diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Allah Ondan Razı Olsun.