Degerli Büyüğüm,
Geçtiğimiz hafta sevgili arkadaşım Emel bana Sn.Mehmet Doğramacı'nın bir yazısını göndermıstı. "Bır yere ait olmakla" ılgılı. Bır memlekete, yoreye, aıleye, okula aıt olmak gıbı..Bır yolculukta bırkac insan-ı kamil arkadaş ve onlar gıbı olan Sn.Doğramacı seyahat etmekte ve mola yerınde bu konuyu tartısmaktadırlar. Çeşıtlı aıt olma degerlerı ıfade edılır.Sonunda esas aıt olunan yerın dunyevı olmadıgı cıkıyordu carpıcı bır sekılde.
Ben de yıllar once Ankara-İstanbul seyahatlerımden bırınde varan otobusunde otobuse aıt olan "Yol Boyunca" dergısınde Toktamıs Ates'in Ait Olmak yazısını okuyup notlar almıstım. Gercekten benım ıcın de aıle, okul, ulkemız Turkıye, dogdugum yöre, mesleğımı ıcra ettıgım hastahane aıt oldugum topluluklardı. Halâ da öyle...Tabii ki daha yenı yurumeyı öğrenen çocuk gıbıyım.
Değerli büyüğüm, zaman zaman cok uzuluyorum. Acaba neden daha once Allah'a olan kulluk vazıfelerımı yapamadım dıye. Kendımce sıraladıgım agır tahsıl hayatı, ihtisas yılları ile beraber
evlılık, cocuk büyütme, aıledekı kayıplar gıbı mazaret olarak sayılamayacak gunluk ugraslar. Bu yıllarda sadece arada bır namazımı kılıp, ama bolca tasavvuf kıtabı okumusum. Kal'den Hal'e geçemedikten sonra?
Yıllar once hastanede yüzü nurlu Dr.Mevlut agabey odama gelıp "Namazını kılyor musun?" dıye sordular. Ben de "sabahları" dıye cevap verdım. O da nedenını sorunca "Emekli olunca hepsini kılacağım inşallah" dıye cevap verdım. Mevlut agabey bana"O zamana cıkacak senedın mı var?" deyınce irkildim. Ve o sozlerden kısa bır sure sonra cıddı bır hastalık gecırerek surem dolmadan erken emeklı oldum. Bır sene kadar evde ıstırahat edıp,cok dusunerek,okuyarak sukurler olsun saglıgıma kavustum. (Belırlı aralıklarla kontrolden gecerek) Sımdı cok sukur meslegımı de yarım gun ıcra edebılıyor, daha sonra kalan suremı aıleme, (Sevgılı esınız rahmetlı Rana hanımefendı gıbı resım yaparak, kucuk notlar tutarak) zaman ayırarak, elımden geldıgınce kul oldugumun farkında olarak gecırmeye calısıyorum.
Ama gene de kendımı şanslı addediyorum efendım. Siz değerli büyüğümün Gönül Sohbetleri kıtaplarınızda belırttıgınız ve cok sevdıgım bır yazınızla bıtırmek ıstıyorum ıznınızle.
Cok zaman once, ınsanların kille yıkandıkları donemlerde bır adam hamama gıder. Kili uzerıne surer. Bır sure sonra mıs gıbı koktugunu gorur. Hayret eder. Sorar:"Sen bır topraksın,nasıl boyle gul gıbı kokuyorsun" der. Kil cevap verir: "Haklısınız der,çok haklısınız. Ben bır topraktım.Toprak gıbı kokuyordum. Ama bırgun nasıp oldu,yolum dustu, gulle tanıstım. ."Uc gun onunla sohbet ettım" der.
Efendım ben de kil iken ALLAH nasıp ettı sızın gıbı degerlı, nadıde bır gulle ve sızın tomurcuklarınız degerlı gonul dostları sıtesı mensuplarıyla tanıstım. Insallah ben de gul olma yolunda ılerlerım. En derın saygılarımla.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Ayla Belen,
Efendim, önce hakkımda gösterdiğiniz iltifatlar için teşekkür ederim. Ben, onların hiçbirine layık olmadığımı bilinci içindeyim. Dua buyurun bu güzellikler bende de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimde de var olsun.
Efendim, geçmiş yıllar için dövünmenin, ah-ı vah etmenin fazlaca bir değeri yok. Olan olmuş, biten bitmiş, dost kim, düşman kim, atlı kim, yaya kim anlaşılmış. bunu uztmanın bir anlamı yok. Yapılacak iş Yunus gibi “Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” diyebilmek. Ve hayata her gün yeniden, yeni baştan hiçbirşey olmamış gibi sıfır kilometreden başlayabilmek. Vaktiyle şunu yaptım, bunu yapamadım, beni filanca seviyor, falanca sevmiyor gibi sonsuza kadar devam edecek olan çekişmelerle, hesaplaşmalarla hayatımızı karartmak değil. Her an yeniden başlayabilmek. Önemli olan bu. Seven de sağolsun, sevmeyen de diyebilmek önemli olan. Bundan önceki hayatımız hatalarla, yanlışlarla, kusurlarla dolu olabilir. Ama önemli olan bundan sonrası. Onun her anını sevgiyle, saygıyla, edeple, incelikle doldurabilmek. Geriye doğru atacağımız her adım geleceğimiz hesabına bir kayıptır. Ne olur bırakalım bunları. Sadece sevelim, sayalım, çalışalım, hizmet edelim. Şurası muhakkak ki hayat geriye doğru adım atmaz. Parola ileri, daima ileridir.
Efendim, selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.