.
Pek saygıdeğer insan Sabri Tandoğan. Size takma isimle yazmak istemezdim. Fakat bazı aile sırlarım mevzubahis olduğu için rumuz kullanmaya mecburum. Yaşım 32.Erkeğim. Tıp fakültesi mezunuyum ama doktorluk yapmıyorum. Daha doğrusu yapamıyorum. Şimdi bunun sebebini anlatayım. Sebep benim çocukluğumda yaşadığım bazı acı hatıralar. Babam alkolikti. Sevgisiz ve ilgisiz bir insandı. Annem ise zengin bir aileden gelen şımarık bir sosyete kadınıydı. Çocukluğumda çok ağır şeyler yaşadım. Ayrıntıya girersem sabaha kadar yazmam gerekir. Şu kadarını söyleyeyim, ben 15 yaşımdayken saçımda beyaz teller vardı. Şimdi 32 yaşındayım, 5 tane hastalığa birden sahibim. Bende uzun yıllardır devam eden bazı huylar var. En önemlisi dalıp dalıp gitme huyum. Yani dikkatim son derece az. Bu durum beni tıp eğitimi boyunca çok zorladı ve yıprattı. Bugün işsizim. Sosyal çevrem yok. Sağlığım bozuk. Nerdeyse hiçbir şeye merak ve ilgi duymuyorum. Tıbı zaten yarım yamalak okudum. Tıbı hiç sevmedim zaten. Sonra fakülte bitti. Baktım ki, doktorluk yaparsam hastalarım bana beddua edecekler. Ayıptır söylemesi babam çok zengin. Doktorluk yapmıyorum. Babamdan harçlık alıyorum. Annem ve babam başka şehirde oturuyor. Ben onlara hiç gitmem fakat onlar bazen bana gelirler. Ailem beni ne iş bulmam için ne de evlenmem için zorlamıyor. Çünkü bana karşı vicdan azabı çekiyorlar. Onlar yüzünden bu hale geldiğimi biliyorlar. Ben ne zaman sorunlarımla realist bir şekilde yüzleşsem içimi çok yoğun bir karamsarlık, öfke ve nefret kaplıyor. Bu da beni bilgisayar oyunu bağımlılığına, mastürbasyon bağımlılığına ve başka bazı nefsani durumlara yöneltiyor. Bir de bende zaman zaman öfke patlamaları oluyor. Sosyal hayata girersem böyle bir öfke patlaması yaşar da insanları kırar mıyım veya kul hakkına girer miyim diye korkuyorum. Çünkü geçmişte buna benzer şeyler yaşadım. Bana neler tavsiye edersiniz? Ellerinizden öperim. Hastalığınızın şifa bulması için dualar ediyorum.
Galatasaray.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Galatasaray”,
Yavrum, sen kendi kendini hasta etmişsin. Bir kere anne babaya bu kadar kin dolu, nefret dolu olunmaz. Sana ne annenden, babandan. Sen bir ömür boyu ekmek elden, su gölden yaşamışsın, paralar babandan, ben hayatta öyle pırıl pırıl insanlar gördüm ki kiminin annesi, kiminin kız kardeşi genelevde çalışıyordu. Ama onlar bana ne annemden, bana ne kız kardeşimden deyip geceli, gündüzlü çalışarak kendi ekmek paralarını kazanıyorlardı. Kusura bakma, sen tam bir hazır yeyicisin. Bu seni anti sosyallik düşüncesine kaptırmış. Sen aslında hiç öyle değilsin. Senin aslına dönmen lazım. Sen bir melek olarak doğdun ve bir melek olarak yaşamalısın. En kısa zamanda bir banyo yap, sonra seccadeni ser, seccade yoksa temiz bir örtü ser, veya satın al, iki rekat tövbe namazı kıl. Namazdan sonra ellerini aç Allah’tan af dile. Peygamberden af dile. Annenin babanın ruhaniyetinden af dile. Sonra yeni bir hayata başla. Doktorluk yapmayacaksan bir iş ara, bul. Kasiyerlik olabilir, tezgahtarlık olabilir, bulunduğun şehirde birçok AVM var, hepsine git müracaat et. Birçok Amerikan cumhurbaşkanı hayata bulaşıkçı olarak başlamış. Diyorsun ki çalıştığım yerde öfke nöbetim tutarsa… Senin orada öyle bir döverler, ağzını burnunu öyle bir kırarlar ki, hayatı o zaman anlarsın. Ne demek öfke nöbeti. Herkes senin kölen mi? Bunlar çalışmaktan kaçmak için senin nefsinin uydurduğu bahaneler. Lütfen realist olalım. Hayata efendi olarak başlayalım, hayatımızı efendi olarak sürdürelim ve efendi olarak son nefesimizi verelim. Efendi insanı herkes sever, efendi insanla bütün çevresi iftihar eder. Benim on dört ciltlik Gönül Sohbetleri kitaplarım var. Ankara’da Kızılay’da Sakarya Caddesinde Bilgi Kitabevi ve Akçağ Kitabevi var, oralardan alabilirsin. İmkan bulamazsan sitemizden ücretsiz okuyabilirsin.
Yeni hayatında karşılaşacağın her problemi bana yazabilirsin. Allah’ın huzurunda sana söz veriyorum, ölünceye kadar sana yardımcı olacağım. İyi günler.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
Sayın "Galatasaraylı"nın cevaben yazdıkları :
-----------------------------------------------------------------------
Çok sevgili büyüğüm Sabri bey.
Cevabınızı okudum. Kusura bakma ama sen tam bir hazır yeyicisin demişsiniz. Kusura bakmadım. Çünkü sizin Allah rızası için konuştuğunuzu biliyorum. Asıl siz benim kusuruma bakmayın. Sizi hasta yatağınızda sinirlendirdim. Kitaplarınızı okudum, tekrar okuyacağım. Bir de yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Hastane günlerinizden beri sağlık durumunuzu merak ediyordum. Ama yanınıza gelmedim, gelemedim. Gelseydim sohbet açılacaktı, mesleğimi soracaktınız, işsizim deyince mahçup olacaktım. O yüzden gelmedim. Vefasızlığımdan değil. Madem ki siz Allahın huzurunda bana yardımcı olacağınıza söz verdiniz, ben de Allah'ın huzurunda size layık bir talebe olmaya gayret edeceğime söz veriyorum. ALLAHIM SEN UTANDIRMA.
Galatasaray.