Sevgili Babacığım, kıymetli Dostlarım, sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Babacığım müsaadeniz olursa Sayın Meşkure SARGUT Hanımefendinin kaleme almış olduğu “Gönülden Gönüle” adlı kitabından bir bölümü paylaşmak isterim.
Firavun şöyle soruyor:
- Sizin Rabbiniz kimdir ya Musa?
- Kale Rabbünellezi a’ta külle şeyin halkahu sümme heda” yani bizim Rabbimiz öyle bir Allah’tır ki, herkese layıkını vermiş ve herkesi hilkatinin icabı olan o yola sevk etmiştir.
İşte Hazret-i Musa’nın cevabı budur. Hakikati düşünen için itiraza mahal yoktur; zira bir şaki, bir asi, bir münkir de Allah’ın azametini tecelli ettirmektedir.
Ehlullahtan bir zat hakkında diğer bir zata “Nasıl bilirsiniz?” diye sormuşlar: “Ben onun büyüklüğünü, aleyhinde bulunanların çokluğundan anladım” demiş.
Evet; zıt, zıddıyle aşikardır. Cehil ilmi, ölüm bekayı, zulmet nuru tecelli ettirir. Cahil olmasa idi alim bilinmeyecekti. Şüphesiz ki bir cahil de bu alemde bir vazife ile vezifedardır. Resul-i Ekrem Efendimiz “ Ahmaklar olmasa dünya harap olur” buyuruyor. İşte aşikar bir hakikat; herkes dünyanın fani bir diyar olduğunu, dünya hayatının pek muvakkat, pek kısa ömürlü bulunduğunu tam manasıyle müdrik olsa onun imarına çalışır mı?
Tuhaftır ki bir cenaze arkasından giderken dahi çekişmeler olur, hileler düşünülür ve hep menfaat için türlü yalanlarla uğraşanlar, berikinin ayıbiyle meşgul olanlar pek çoktur. İnsan önündeki ölüyü görüyor, ama görmüyor işte, bakar kör gibi…
Evet abes yoktur, fenadan fena, iyiden iyi zuhur edecek ve herkes hilkatinin icabı olan yolda yürüyecektir.
Sadi-i Şirazi’nin dediği gibi “Bu yedi iklimi yaratan Allah herkese layıkını vermiştir; gördüğün kediye acır da bunun neden kanadı yok dersen, bil ki onun kanadı olsa idi yeryüzünde serçe kuşunun tohumu kalmazdı.”
Zaten edebin batını iki şubesi vardır; birincisi abes bir şey görmemek, ikincisi kalben sükuta varmaktır. Hiç şüphesiz itirazlar da, mahdut olan şu aklın akl-ı küllü idrak edememesi sebebiyle hikmet-i Hüda’ya karşı son derece aciz olmasından ileri gelmektedir. Tuhaftır ki insan bu aczi düşünmez de vaki olan şeyleri beğenmemek hususunda ısrar eder durur. Mademki bu hikmete akıl erdiremiyoruz, bari susalım.
Resul-i Ekrem’in “Ya hayır söyle ya sus” hadis-i şerifi, bizim bu Nebi emrini hal etmemiz içindir.
Muhabbet ve hürmetlerimle…
Cahide