Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?"
Gönderen : Çiğdem
Tarih : 8/17/2017 1:33:10 PM


.


Aziz Büyüğüm, Can Babacığım,


Bu yeni doğum gününüzde varlığınız hem bizler, hem de bütün insanlık adına ne büyük bir nimet ve güzellik. Bunun için sonsuz şükür duyguları içinde size sağlık ve mutluluk içinde nice hayırlı hizmet yılları diliyoruz. Allah sizi her türlü olumsuzluklardan korusun. Amin.


Büyükler “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” demişler. Sizin istisnasız bütün manevi evlatlarınız üzerinde sadece göründüğü kadarı ile bile inkar edilemez çok büyük haklarınız var ve çok şükür olmaya da devam ediyor. Bütün manevi evlatlarınız diye hiç düşünmeden söyleyebiliyoruz, çünkü siz kalbinizde bütün evrenin sevgisini taşıyorsunuz. Dualarınıza herkesi katıyorsunuz. Sizin kadar sevgi dolu kimse görmedim. Sizin kadar kendi büyüklüğünü gizleyip kendini tamamen sıradan gösterdiği için bu kadar tevazudan cesaret alan bazı kimselerin arayıp incitme cesaretini bulabildikleri ama yine de sizin kadar az incinen bir başka kimse tanımadım. Sizin kadar çok affeden hatta tam affeden kimse bilmiyorum. Hiçkimse sizin ne işin içinde olduğunuzu bilemez. Siz Resulullah Efendimizin ahlakını yaşıyorsunuz. Bize Allah’ın ve Peygamberin söylediklerinden başkasına itibar etmemeyi, kimseden korkmamayı öğrettiniz. Bize tevhidin gerçek manasını, bu dünya ile öbür dünya arasında bir tezat olmadığını, bu dünya hayatını cennete çevirmeden öteki dünyada cennete varmanın mümkün olmadığını öğrettiniz. “Yeryüzündeki bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar büyük bir aşkla sevmenin güzelliğini”, her zerreden zikredenin Allah olduğunu sizinle öğrendik. Yunus’u sizinle sevdik. Bize saygı olmadan gerçek sevginin yaşanamayacağını öğrettiniz. Gerçek sevginin koşulsuz olması gerektiğini, dinde ve aşkta münakaşa olmayacağını öğrettiniz. Olaylar değil, önemli olan o olaylar karşısındaki tavırlarımızdır diye sizden öğrendik. Aşk kimdeyse yüceliğin onda olduğunu, gerçek büyüklüğün büyüklüğü gizlemek olduğunu öğrettiniz. Tevâzûyu ve affetmenin en büyük bir yüklerden kurtuluş olduğunu öğrettiniz. Ailede mutluluğun sırlarını, Rahmetli Rana Annemizle beraber en güzel örnekleriyle bizzat yaşayarak gösterdiniz. Yaşama sanatı diye bir şey olduğunu sadece sizden duyduk. Güzellik avcısı olmayı, “görmeyi öğrenmeyi”, hayatı ve insanları tanıma ve anlama aşkını sizden duyduk, en muhteşem örneklerini sizde gördük. İnsanlarla iyi geçinmenin sırlarını en ince nüanslarıyla siz öğrettiniz. Güzel bir sözün veya omuza konan sımsıcak bir elin bir insanı intihardan döndürebileceğini sizden öğrendik. Bütün bunlar ve daha sayamayacağımız niceleri… Evet, siz bunları gerektiği gibi öğrettiniz. Resulullah Efendimizin bizzat yaşadığı gibi kendi hayatınızda yaşayarak öğrettiniz. Artık ne kadarını öğrenebildiysek ve ne kadarını uygulamak nasip olursa… Ama siz öğrettiniz. Sizin bugün hayata tutunma gayretinizin yine bizler için olduğunu da biliyoruz. Burada bütün gönül dostlarının sizin için olan dualarına bütün kalbimle inanıyorum.


Aziz Babacığım, sizin gibi “Sevginle gireceğim toprağa, yine sevginle çıkacağım topraktan” diyebilenlere ne mutlu. Burada sözü sevgi anlayışınızı anlatan bir mail cevabınıza bırakıyor, bütün hürmet ve sevgilerimle ellerinizden öpüyorum. İyi ki varsınız. İyi ki sizi tanıdık, iyi ki sizi seviyoruz. Size zerre kadar da olsa emeği geçmiş ve halen bir şekilde geçmekte olan, sizin hizmet davanıza emek veren, dua eden herkesten de Allah razı olsun. İki dünyaları cennet olsun.



Çiğdem



Sevgi Üzerine:


“Peygamber Efendimize sormuşlar, “Efendim demişler, insanı Allah’a yaklaştıran en büyük ibadet hangisidir?” Yüce Peygamberimiz cevap vermiş, “İnsanları sevmek ve onlara faydalı olmak.” Evet, bu ne güzel bir duygu, şair Bedri Rahmi Eyüpoğlu ne güzel söylüyor:



“İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşamaz, aziiiz şair,



İnsan âlemde insanları sevdiği müddetçe yaşar”.



Peki hangi insanı seveceğiz? İyileri mi, kötüleri mi? Biz hepsini seveceğiz. Bugün kötü dediğimiz bir kimsenin yarın dünyalar iyisi bir insan olmayacağı ne malum? Biz yalnız iyileri seversek, kötüleri kim sevecek? Kim onların elinden tutacak, kim onları iyiye, güzele, mükemmele götürecek? Kötü dediğimiz imkan ve fırsat bulamadığı için iyinin susuzluğunu çekenden başkası değildir. Biz sevelim, Allah rızası için sevelim, bıkmadan, usanmadan sevelim. Yağmur gibi sevelim. Ama sevgilerimiz hep Allah rızası için olsun. Çıkar, menfaat, küçük hesaplarla sevmeyelim. İnsanların gerçek sevgiye ihtiyaçları var. Menfaatlere dayanan sevgiler sadece insanları büsbütün küstürür, hayal kırıklığına götürür. Diyeceksiniz ki ben ona dostluk elini uzattım, o arkasını döndü, sövdü, saydı, hakaret etti. Hatta işi tehdide kadar götürdü. Bir şair şöyle diyor,



“Sen yanmazsan,



Ben yanmazsam,



Biz yanmazsak,



Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?”



Biz şartsız, sadece Allah rızası için sevgi göstereceğiz, falanca benim ana sütü gibi tertemiz, bembeyaz sevgime tükürerek cevap veriyorsa bundan bana ne? Bundan sana ne? Bundan bize ne? Allah kalbimizden geçenleri bilmiyor mu? Biz, sadece sevmekle yükümlüyüz.



“Sevmek delicesine



Deliler gibi sevmek



Kuş uçar gibi sevmek



Gök gürler gibi sevmek



Taa göklere kadar hem



Hem Allah’a kadar sevmek...”



Sevgimiz öyle büyüsün, öyle büyüsün ki, yeryüzündeki bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar bütün mevcudatı insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşyasıyla kucaklayalım, Muhammedi bir aşkla son an geldiği zaman



“Sevginle gireceğim toprağa,



Sevginle çıkacağım topraktan”



diyebilelim. Birisi yolda giderken bizi görünce “Ne o sevgi, nereye gidiyorsun?” desin.



Öyle bir hayat yaşayalım ki her gördüğümüz Hızır, her gecemiz Kadir olsun.



Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]