Artık, birikim oluştu. İnsanların çok ihtiyacı olan bir durumdayız. Haçlı seferleri sürdürülüyor. Bu anlamda ben size tasavvufun derin manâlarından bahsedin demiyorum. İnce meselelere girmenin gereği yok. Muhittin Arabi Hz.’nden bahsedin de demiyorum. Hepiniz çevrenizdeki insanlara yardımcı olun. Yerine göre siz de “sımsıcak bir merhaba” deyin:
“Sımsıcak bir merhaba diyecektim,
Başımı, usulca dizine koyacaktım.”
Atilla İlhan
Bu kadar karanlıklar ortasında “sımsıcak bir merhaba” demek bile çok önemlidir. İnsanların ıstırap dolu, bedbinlik dolu olduğu bir dönemdeyiz. Elimizden geleni az da olsa yapmalıyız. Hayatta, basit, küçük, önemsiz hiçbir şey yoktur. İnsan düşünce ve fiil boyutuyla “her an” ya artı ya eksi puan kazanır ya da kaybeder. Kızılay’da, yolda, vekarlı, mütebbessim bir şekilde yürüyorsun. İçinden dualar ediyorsun. İşte sürekli artı puan kazanıyorsun, işte namaz-ı daimundasın!
İslâm inancına göre hiç kimseye ne kadar kötü, adî, hırsız, uğursuz da olsa, hor hakir bakma hakkımız yoktur. Onların da bataklıktan çıkabilmesi için hayır dua edeceğiz. Mümkün olduğu kadar çevreye yardımcı olunması lâzım.
Her dua hayata sunulan bir pozitif elektriktir. Her bedbinlik, her karamsarlık da negatif elektriktir. Negatif elektrikler çoğaldıkça, dünya her anlamda etkilenir. Karamsarlık, bedbinlik halinde bile pozitif konuşalım. Hakiki inanan insan, bedbinliği, karamsarlığı sürdürmez. Şartlar ne olursa olsun bir çıkış noktası bulur, hayatını aydınlatmaya çalışır.
Günahların en büyüğü bence, bedbin, karamsar ve ümitsiz olmaktır. Halbuki içki, kumar, fuhuş sanılır...
Gün doğmadan neler doğar, ümidimizi kaybetmeyelim.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.