.
Aziz Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,
Hepinizi renk ve ışık dolu zamanlar dileğiyle selamlıyor, Sayın Büyüğümüzün yeni bir sohbet notunu sunuyoruz.
Saygı ve sevgilerle….
Çiğdem
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN YENİ SOHBETLERİNDEN NOTLAR-2
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
- Bugün insan realitesini anlamak ve çözmek isteyen bir psikolog, psikiyatrist Resulullah Efendimizi anlamak ve O’nun Hadislerini idrak etmek durumundadır. Çünkü insanlık kültür tarihinde insanı anlayan ama bütün yönleriyle anlayan tek kimse Resulullah Efendimizdir. Bir kimse onu sevip sevilecek en büyük, en yüce insan makamına çıkarıp, O’nun Hadislerini okuyup, anlayıp, idrak edip günlük hayatında uygulamadıkça insanı anlayamaz. Bunu yapmayan bir psikolog, psikiyatrist hastalarına yol gösteremez. Buna imkan, ihtimal yoktur. Mesela bir televizyon kanalında bir psikolog hanım çıkarılıyor. O kadının insanı anlaması, ona yol gösterebilmesi mümkün değil. Çünkü onun ne İslamiyetle, ne Kur’an’la, ne Hadisle hiçbir alakası yok. Bu kadın hastalarına nasıl yol gösterecek? Kendisi yol gösterilmeye muhtaç.
- Efendim, Hadislerin özünde hep insan realitesi mi var?
- Evet yavrum. Hadislerde insanın bütün davranış şekilleri, düşünce yapısı, olaylar karşısında alması gereken tavırlar var. İnsanı çözmek isteyen bir kimse hangi dinden olursa olsun mutlaka Hadisleri okumalı, yoksa gerisi hikaye. İnsan kendi kendisiyle nasıl mutlu, huzurlu olur, başkalarıyla nasıl güzel geçinir, yuvasında gerçek mutluluğa nasıl ulaşır… Bütün bunları bizzat yaşayan ve gösteren tek insan Resulullah Efendimiz’dir. Bunu başarabilmiş insanlık kültür tarihinde ikinci bir kimse yok. Bir kimse diyebilir ki Allah birçok Peygamberler göndermiş, onlara bakarak da insan gerçeği çözülemez mi? Burada şunu kesin olarak belirtmek lazım: İnsanı bir kompozisyon olarak, bir bütün olarak, dünyası ile, ahireti ile, maddesi ile, manası ile, evliliği ile, bekarlığı ile ele alan ve bu gerçeği tam olarak idrak eden tek insan Peygamber Efendimiz. Farklı parçaları, farklı kaynaklardan toplamak yetmiyor. Önemli olan o kompozisyonu tek başına kendinde kurabilmek. Farklı Peygamberlerin getirdiklerini biz asla inkar edemeyiz. Hepsi bir takım güzellikler getirmişler, yaşamışlar. Ama bir bütün olarak zahiri ile, batını ile hayatı tam olarak ayna tutan Peygamber Efendimizdir. Biz elbette diğer Peygamberin getirdiklerini inkar edemeyiz. Mesela Hz. İshak’ın bir sözünü ben hep tekrarlarım: ”Yol uzun, yük ağırdır. Bu yükle bu yola katlanamazsınız. Yüklerden kurtulunuz.” Bence bu muhteşem bir söz. Böyle her Peygamberin güzel sözleri, tavsiyeleri var.
Mesela bazı insanlar maddeye önem vermişler, çok para, mal, mülk, seyahat… ama bir türlü mutlu olamamışlar. Bazıları yalnız manaya önem vermişler. Böylelerine bakıyorsun, üst baş kirli, toz pas içinde. Bana ne kardeşim, ben gönül insanıyım diyor. İnsan, hem içi hem dışı ile, hem zahiri hem batınıyla, dünyası ve ahiretiyle bir kompozisyonu yaşayacak. İşte bunu başarabilen kimseye biz İnsan-ı Kamil diyoruz. İster Budist, ister Hıristiyan, ister inançsız her psikolog, psikiyatrist Peygamberimizin Hadislerini okumaya mecburdur, eğer insanı gerçekten anlamak istiyorsa. Çünkü bunun başka yolu yok. Ben Dil-Tarihte felsefe tahsili yaparken Çince bölümünde bir Çin Dili profesörü vardı. Eğer Çince öğrenmek istiyorsan ona gitmek gerekiyordu. Bunun gibi, onlar da insanı anlamak istiyorlarsa Peygamberimizin Hadislerini okumalılar.
- Efendim zaten okudukça hayran da olacaklardır...
- Ee işin aslı da öyle yavrum. Ben din değiştirsinler demiyorum ama en azından bilimsel bir metin gibi okumalılar, üzerlerinde uzun uzun düşünmeliler.
- Efendim, Peygamber Efendimiz “Allah’a kasem ederim ki dünyada hiç kimse benim kadar sıkıntı çekmedi.” Buyurmuşlar. Şöyle diyebilir miyiz: Resulullah Efendimiz bizlere yol gösterebilmek için insana dair her tür olayı yaşadı veya bunlar O’na yaşatıldı. Böylece nerede, nasıl davranılmasının uygun olacağını bizzat bütün insanlığa göstermiş oldu?
- Öyle yavrum. Mesela Hz. İsa hiç evlenmedi. Belki süreç olarak Peygamber Efendimize en yakın olan Peygambe,r Hz. İsa, ama ben evlenince mutlu olmak istiyorum diyen bir kimse, hiç evlenmemiş bir insandan bunu nasıl öğrenecek? Bir kimse yaşamadan nasıl yol gösterebilir? Bazı insanlar evlenince mutlu olamıyor, sapıtıyor. Bekarken çok mutlu olduğu halde evlendiğinde olamıyor. Bunun sorunun çözümünü nasıl öğrenecek?
- Efendim, Resulullah Efendimiz bir erkekti. Olayları bu açıdan yaşamış olmadı mı? Yani mesela kadınlar da Hadislere bakarak hayata dair ihtiyaç duydukları her bilgiyi çıkarabilirler mi?
- Eğer olaya böyle bakarsak çok yanlış olur. Peygamber Efendimiz, kadın ve çocuk psikolojisini de en iyi bilen kimseydi. İşte bir örnek: Bir gün Resulullah Efendimiz bir eve misafir oluyor. Evin küçük çocuğu bütün ısrarlarına rağmen Peygamberimizin kucağına gelmeye razı olmayınca ev sahibi hanım biraz da tedirgin olarak “Bak yavrum” diyor. “Peygamberimiz seni çağırıyor, sana şeker verecek. Haydi hemen koş.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz aniden yerinden kalkıyor, gidip dışarıda uzun süre şeker arıyor. Kan, ter içinde geri geliyor ve çocuğa şekeri veriyor. “Niçin böyle yaptınız ya Resulullah, yoruldunuz?” denince “Siz ona Benim kendisine şeker vereceğimi söylediniz, eğer bu şekerleri ona getirmeseydim, bir daha ne Bana, ne de başka bir kimseye inanmazdı.” Buyuruyorlar. İşte burada Peygamber Efendimiz çok büyük bir ders veriyor.
Mesela nişanlı bir çift bir kafeye oturmuş, çaylarını yudumluyorlar. Oraya çok alımlı bir hanım geldiğinde erkek, asla başını çevirip bakmayacak. Yoksa o kadın o adama bir daha asla inanmaz, ona hiçbir konuda güvenmez. Velev ki o adam zamanın din alimlerinden birisi olsun. Kadın, “Haydi ya” der “Ben o adama da, onun bilgisine de bir daha güvenmem.” İşte deminki örnek burada da geçerli oluyor. Hem erkek, hem kadın, hem de çocuk psikolojisi bakımından. Her Hadis arkasında çok büyük sırlar içeriyor. Bunun gibi daha pek çok örnekler verebiliriz. Bu nedenle hayatı anlamanın, insanı çözmenin gerçek ve tek yolu Hadisi-i Şerifleri anlamak, çözmek ve günlük hayatında uygulamaktır.
SABRİ TANDOĞAN EFENDİ HZ.
AZİZ RUHLARI ŞAD OLSUN.