Konu : Gavs-ı Azam ile rabıta.
Gönderen :
Sabri Babadan
Tarih :
9/4/2017 3:14:13 PM
.
SABRİ BABA İLE SOHBET-Gavs- ı Azam ile Rabıta
Sorular-Cevaplar
- Sizi bir miktar tanımak isteriz. Ama özgeçmiş ve hayat hikayesinden çok feyizlendiğiniz zatlar hakkında bilgi edinmek istiyoruz.
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
- Evliyanın en büyüğü Abdülkadir-i Geylani Hazretleri bizim evimizde daima ismini duyduğumuz, kerametlerini dinlediğimiz bir zat idi efendim. Babaannem ve annem O’na karşı derin bir muhabbet beslerdi. İşte öyle bir atmosferde büyüdüm. Onun feyzini ve yardımını ömür boyu üzerimizde hissetmişizdir.
- Söz Gavs- Azam’dan açılmışken, Füyüzat-ı Rabbani isimli eserinde "Mürid ne zaman bunalsa imdadına yetişirim, maddi manevi yardımcısı olurum" tarzında bir hitabı mevcut. Böylesi bir olay yaşadınız mı?..
- Evet Efendim. Bu çok sırlı bir olaydır. Bu hitaba yürekten inananlar için Gavs-ı Azamın himmeti her an hâzır ve nâzırdır. Şöyle izah edeyim efendim. Bundan seneler evvel. Ankara’nın dışında bir yerlerde bir sohbete davet edildim. Bendeniz dini olan her şeye ilgi duyarım efendim. Bunu bilen bir arkadaşım "Sabri gel, bu akşam mübarek bir zatın sohbeti var" dedi. Evlerin bitip de bozkırın başladığı uzak bir semt. Akşam oraya gittim.
Eve girdiğimde kalabalık bir cemaatin bir hoca efendiyi dinlediğini gördüm. Bir kenara ben de iliştim. Sohbet içimi daralttı. Çünkü o zat durmadan cehennemi, azabı anlatıyor, sürekli korkutucu bir üslupla ders veriyordu. Epey bir sabırdan sonra söz aldım. "Efendim sizin elinizde cehennem biletlerinin koçanı mı var? Habire bilet kesip, insanları dolduruyorsunuz! İslam bu mu?" Sorum üzerine ortalık buz kesti. Bir süre sonra müsaade istedim ve evden ayrıldım. Saat gecenin 01’i…Dışarı çıktım. Öyle uzak ve ücra bir yer ki ne belediye otobüsü, ne dolmuş ne de bir taksi o saatte oradan geçmez. Adamı kesseler duyulmayacak bir yer
sizin anlayacağınız. Ellerimi açtım ve "Yetiş Ya Geylani " diye dua ettim. İnanın 10 dakika geçmedi karanlıklar içinden bir mercedes araba belirdi ve önümde durdu. Şoförü kapıyı açtı ve : "Buyurun sizi evinize bırakayım " dedi. "Evimi biliyor musunuz? " dedim. "Evet, buyurun" dedi. Yol boyunca aynadan seyrettiğim o sima ne bir insandı ne de başka bir şey. Adeta balmumu bir heykel sanki elbise giymiş gibi öylece duruyor idi. Ama inanın o sima hala gözümün önünde. Gecenin o vaktinde hiç adres sormadan beni evime bıraktı efendim.
- Bu olay ve benzeri şeyler, herkese olmuyor değil mi? Sanıyorum gönül bağı olanlar arasında cereyan ediyor!..
- Öyle efendim!
- Bunun mantıkla da pek izahı yok sanıyorum. Bu açılım nasıl gelişiyor?
- Efendim benim rahmetli annem Edebiyat öğretmeni idi. 3 dil bilirdi. Hayatta tanıdığım en kültürlü anne idi. Fakat bir o kadar da rıza ehli idi. 7 yaşında namaza başlamış. 75 yaşında Hakka göçtü. Hayatında bir tek gün, o günün namazını ertesi güne bırakmadı. Senenin 4/5’ini oruçlu geçirirdi.
Annem Abdülkadir Geylani (ks) Hazretlerine bağlı idi. Bir gün bana dedi ki; "Oğlum eğer, rabıta kurabilirsen, daraldığın, bunaldığın zaman yardıma çağır. Hazreti yardıma çağır, Hazret gelir." Bir iki kere çağırdım efendim, derhal himmeti var oldu!..
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|