Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sabır ve kanaat.
Gönderen : Özden
Tarih : 9/8/2017 11:26:52 PM


.



Efendim,


Aksam yine her zamanki gibi Gonul Sohbetlerini okuyorduk; misafirlerine ; ‘yemege kalin birakamam‘ deyip sonra evindeki mevcut bir parca ekmek ve uc bes biber tursusunu onlara sukrederek ikram eden teyzenin hikayesine gelince gozlerimiz doldu. Bu olay bende beyin firtinasina sebep oldu. Aklimdan pekcok olay ard arda geciyordu. Bunlardan biri Aysen Abla’nin hikayesi idi..










Aysen Ablayi tanidigim zaman , bundan 14 yil onceydi. Esi rahmetli olali henuz bir yil olmustu. Tutuldugu hastalikla yillarca suren mucadelesi sonunda esi Hak ka gocerken O uc cocugu ile birlikte kalmisti. Esinin ailesi ve kardesleri , biz size bakamayiz deyip, onlari evlerinden cikarmis parasiz pulsuz, esyalariyla birlikte Bursa dan Izmire yollayivermisti. Izmir de babasi oturuyordu ama onun da evinde diger cocuklari ve rahmetli esinden sonra evlendigi yeni hanimi vardi. Aysen ablam kimseye hic bir zaman yuk olamayacak bir insandi. Kucuk bir daire kiralamis esinden kalan dul maasi ile en kucugu henuz ilkokula baslayacak, buyukleri ise orta okula giden uc cocugu ile hayat mucadelesi veriyordu ve henuz otuz yasinda bile degildi. Ben Aysen Ablamin en uzuntulu gunlerinde bile insanlara karsi yuzunu asik gormedim. Bazen aksam isten donuste onlara ugrardik. Sohbetini cok severdim. Mutlaka yemek hazirlardi. Durumu bildigimiz icin istemezdik. Ac degiliz derdik. O illaki o anda neyi varsa uydurur , bir corba kaynatir bizi yemek yemeden hayatta birakmazdi.Biz de ne zaman ozel bir yemege ozensek malzemeleri alir ona giderdik, birlikte yapip yiyelim diye. Cok guzel yemek yapardi. Bazi gunler bilirim evinde makarnadan baska hicbirsey olmazdi . O uc cocugu ile sabah kahvaltisi , aksam yemegi sadece yagsiz makarna yerdi,ama hic kimse bunu farkedemezdi. Sordugunda hep sukrederdi. ‘Allah a sukur agzimizin tadi yerinde , huzurluyuz saglikliyiz, kimseye ihtiyacimiz yok’ derdi.










Yillar once ona gittigimiz aksamlar, kalkip eve donmek istemezdik. Bize hemen kanepelerde yer hazirlar yatin burda derdi. Orda kaldigim geceler hep sukrderdim elimdeki nimetlere, hayatin gercek anlaminin farkina variridim, anlattiklarini agzim acik dinler, onun o ince zekasina, sabrina hayretler icinde kalirdim. Cocuklarimi birkac saatligine de olsa , ondan baska hic kimseye emanet edip birakmamisimdir. Bilirdim onlara en az benim kadar ozenle bakacagini . saatlerce bir pedegog gibi ilgilenip onlarla oynayacagini, daima yumusak tatli bir sesle guzel seyler ogretecegini.










Esinin ailesinden hicbir destek gormemesine ragmen cocuklarini amcalari ile telefonda konusturur , kendisi belki icten kirgin olsa da bunu cocuklarina yatsitmaz onlarin icinde kimseye karsi nefret hisleri uyandirmazdi. Kendisini liseyi bile bitirmesine izin vermeden evlendirmislerdi . Esinin ailesi cok zengin diye. Esinin vefatindan sonra boyle ilk kez tek basina kaliverince, kendi kendine bakkala kasaba gitmeyi, bankalarla , postanelerle ugrasmayi, dolmusa binmeyi en bastan ogrendi. Cocuklarina bakabilmesi icin calismasi gerekiyordu, annesinden kalan azicik bir miras hakki ile; tek bildigim ve yapabildigim sey yemek pisirmek dedi , bir kucuk mantici acti. Masalarina birlikte ortuler diktik, susledik. Bir kac yil sabah aksam calisti dinlenmeden. Bu arada cocuklar buyuyordu, onlarin da hem anneye hem babaya ihtiyaci vardi. Ikisi de oldu cocuklari icin. Sonra bu agir tempoyu surduremedi manticiyi kapatti. Bir magzada ise , yine calisiyordu. Hem evinin isine , hem cocuklarina hem magzaya yetisiyordu tek basina. Kucuk oglunu okuldan ciktiktan sonra magzada kolilerin arasinda uyurken gorurdum.. Yillarca surdu bu mucadele , bir kez gulumsemedigi gunu gormedim. Evinin kapisi misafirlere her an acik olurdu. Bazen arardik ugramak istiyoruz eve ne zaman geliyorsun diye. Gidin cocuklar evde gelirim ben derdi. Evi her an dolup tasardi ve o her geleni doyurur, agirlar, bu arada kardeslerinin cocuklarina bakar, butun ailesindeki sorunlari halletmeye calisir her yere her kese yetisirdi. Kendi gibi daima guler yuzlu cocuklar yetistirdi. Izmir’de o siralar liseler de bile uyusturucular satilan yerlerde, hicbir kotu aliskanligi olmayan piril piril evlatlar yetistirdi. Kizi liseyi bitirdiginde bir memurluk sinavini kazandi annesinin en buyuk destegi oldu. Bu gun esine az rastlanan hanimefendi , becerikli, sosyal, akli basinda bir genc kiz. Buyuk oglu askerligini yapti , kardesiyle birlikte ticaret yapmaya basladi simdilerde. Oyle durust, saygili, sorumluk sahibi beyefendi cocuklar ki gormelisiniz. En son gecen ay gorustuk. Gulerek anlatiyorlar, biz bu ticaret isini pek yapamayacagiz galiba diyorlar. Cunku buyuk oglu gelen musterilere once mallarin hatasi kusuru neyse onu gosteriyormus, ona gore alsinlar bilsinler diye… Yine hep ayni , evleri her an dolup tasiyor misafirle.. Sofra hep kuruluyor neseyle… Herkesin dertlerine care oluyorlar… Hep sukrediyorlar, Allaha sukurler olsun ki bize bu gunleri gosterdi diyorlar. Birkac sene once satin aldiklari evlerinde hayata gulumseyerek bakiyorlar. Babalarinin resmi hala salonda bas kosede cercevenin icinden gulumsuyor onlara. Aysen ablam artik calismiyor. Cocuklarina yardimci oluyor, onlara destek veriyor. Ve anlattiklari hikayeler ile hic agzindan dusurmedi sukru ile, guler yuzu ile bize ornek olmaya devam ediyor.










Saygi ve sevgi ile ellerinizden opuyoruz... Allah'a emanet olun...





Ozden CICEK


Creative Wood Painting Lady


Dubai





www.ozdencicek.com





--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Sayın Özden Hanım,


Yine her zamanki gibi ürperek aşkla, heyecanla, takdir hisleriyle okudum. Ayşen Hanım gözümde büyüdü, yüceldi, Himalaya gibi oldu. Allah ondan razı olsun. Onlar toplumun isimsiz kahramanları, onlar sadece eli değil, ayağı da öpülecek mübarek insanlar. İnanın onun hakkında anlattıklarınız beni öyle heyecanlandırdı ki şu maili yazdırırken bile içimden ağlamak geliyor. Benim nazarımda Ayşen Hanım, zamanımızın Rabia’sı. Ve şu mübarek vatanda tek değil, Allah’ım bütün olumsuz şartlara rağmen memleketimizde kadın erkek, genç ihtiyar ne kadar büyük, güzel, asil, değerli insanlar var. Rabbim sayılarını artırsın. Allah sizden de binlerce kere razı olsun. Sabahın şu erken saatinde içimi sevinçle, mutlulukla, hayranlıkla doldurdunuz. Çok teşekkür ediyor, selamlarımı, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Sağolun, varolun…





Sabri Tandoğan


Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]