"Gülün yetiştiği ortama bakalım, ne görürüz? Çamur, gübre, kireçli su. Ama o ortamdan, rengiyle, kokusuyla, gözleri ve gönülleri kamaştıran, erişilmez güzellikte bir gül çıkıyor… Çevrelerinden hep şikâyet eden insanlara gül örneğini veririm. Gül gibi olmak, bütün insanlara karşı faydalı, bütün insanlara karşı sevgi, saygı dolu…
Sabun yerine kil kullanılan bir dönemde bir adam kille yıkanırken etrafa mis gibi bir gül kokusu yayılmaya başlar. Adam hayret içindedir. Kile sorar: “Sen bir topraksın. Nasıl oluyor da böyle gül gibi kokuyorsun?” Kil cevap verir, “Evet,” der. “Benim aslım toprak. Ama üç gün gül ile arkadaşlık yaptım da... Güzelliğim, kokum oradan geliyor.”"