- Gelin kaynana kavgalarını yıllarca inceledim. Sebep; gelin de, kaynana da adam yerine konmak istiyor. Olmayınca da sorunlar başlıyor.
- Peki, Rana Hanım ile anneniz nasıl anlaşırlardı?
- Fevkalede iyi anlaşırlardı. Annem 1969-1981 yılları arasında bizimle oturdu. Bir tek gün bile Rana Hanım ile münakaşaları olmadı. İki taraf da haddini bildi. Annemle babaannemin ilişkisi de tarihte eşi görülmeyecek kadar muhteşemdi. Babaannem, hangi durumda olursa olsun, elleri hamurda da olsa annemin işten geldiğini duyunca hemen yerinden ayağa kalkar, “Hoş geldin Sebihanım.” derdi. Annem de onun ellerinden öper, “Anneciğim, niçin rahatsız oluyorsunuz, ben sizin kızınız değil miyim?" derdi. Babannem de “Ben gelinime ayağa kalkmayacağım da başka kime kalkacağım? “diye cevap verirdi. Sonraları annem de Rana geldiğinde ayağa kalkardı.
- Olmazdı ama farzedelim ki Rana Hanım, annenizle beraber oturmak istemeseydi, ne yapardınız?
- Vallahi, her şey o anda biterdi. Annem romatizmalıydı. Kalkıp soba yakabilecek durumda değildi. Bu işleri hep babam yapıyordu. O nedenle babam vefat edince ben annemi yalnız bırakamazdım. O orada üşürken ben evde rahat oturamazdım. Ayrıca, annem öyle muhteşem bir insandı ki onu hiçbir şeye değişmezdim. Ama bu anneden anneye değişir. Bazı arkadaşlarımın anneleri vardı kaprisli, hırçın, ille benim dediğim olacak diyen. O zaman kendine bakabilecek durumda ise durum farklı olabilir. İlle benim dediğim olacak diyen firavun gibi bir insanla benim kim olursa olsun anlaşmam mümkün değil.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.