.
Merhaba Efendim,
Sitenizi bir süredir takip ediyorum ve site mensuplarının yazıları artık Türkiye'nin değişmeye başladığının güzel bir işareti.
Türkiye Kurtuluş Savaşını kazandıktan sonra bir çok ülkenin bağımsızlıklarını kazanmalarına örnek olmuş ve kısa bir süre sonra üçüncü dünya ülkeleri sırayla bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.Ancak emperyalizm şekil değiştirerek, Türkiye'de dahil olmak üzere bu ülkeleri bir süre sonra yeniden farklı bir boyutda sömürge durumuna düşürmüştür.
Artık bir ülkeyi sömürgeleştirmek için o ülkeyi işgal etmeye gerek yoktur.Askeri seçenek en son tercihtir. Bir ülke kültürel, ekonomik ve siyasal olarak ele geçirilmişse, bütün kaynakları çok daha kolay ve ucuz bir şekilde sömürülebilmektedir.
Çağdaş sömürgecilik bir ülkeyi üç aşamada ele geçirmektedir.
Birinci aşama kültürel sömürüdür.Bu aşamada sömürülecek ülke kendi kültüründen koparılmakta, yabancı okullar yaygınlaşmakta, yabancı dille eğitim özendirilmekte, Milli Eğitim milli olmaktan çıkarılmaktadır. Yabancı kültür halka filmler, diziler, eğlence programları,gazeteler ve kitaplar vasıtasıyla benimsetilmektedir. Kültürel savaşı kazandıktan sonra gerisi çok kolay gelmektedir. Nasıl köksüz bir bir bitkiyi yerinden sökmek çok kolaysa ,kendi milli değerlerinden ve kültüründen yoksun insanları da sömürmek o kadar kolay olmaktadır. Bu eğitim çarkından geçen insanlar gönüllü köleler haline getirilmekte ve bir süre sonra bu çarkları artık kendileri çevirmeye başlamaktadırlar.
İkinci aşama ekonomik sömürüdür.Ülke uluslararası para kuruşlarının yardımlarıyla dış borca sürüklenmekte,gümrük duvarları kaldırılmakta ve milli ekonomisi dünya ile rekabet edemez bir duruma düşürülmektedir.Sonunda o ülke üretmeden tüketen, ekonomik olarak dış borçsuz ayakta kalamaz bir hale getirilmektedir.
Üçüncü aşama siyasal sömürüdür. Son aşamada siyasi partiler, iyi niyetli bile olsalar, ülkeyi yönetmek için bütün insiyatiflerini ve kontrollerini kaybetmektedirler. Siyasi partiler doğrudan dışarıdan emir alan ve bu doğrultuda ülkeyi yöneten aracı kurumlara dönüşmektedirler.Sömürgeci güçler kendi istikametlerinden biraz sapan partileri ekonomik ve siyasi krizlerle rahatlıkla düşürebilmektedirler.
Türkiye' de bu aşamaların hepsi gerçekleştirilmiştir.Türkiye şu anda tam anlamıyla bağımsızlığını kutlayan bir sömürge durumundadır. Köle sahipleri kölelerinin egemenlik ve bağımsızlık bayramlarını kutlamalarını keyifle seyretmektedirler.
Eğer özgür,şerefli ve insanca yaşamak istiyorsak birincisinden çok daha zor bir savaşı vermek zorundayız.Bunun için öncelikle kültürel sömürüden kurtulmalıyız.Kültürel olarak bağımsızlığımızı kazanmadan ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı kazanmamız imkansızdır.
Japonya'dan size bir örnek vermek istiyorum.Japonya'da bir süre kaldım ve Japon kültürünü yakından inceledim.Japonlar alfabelerinin çok zor olmasına rağmen dünyanın en eğitimli ve en çok kitap okuyan insanlarıdır. Fakat Japonya'da yabancı dil eğitimi verilmemektedir. Turizmciler, dışişleri bakanlığı ve belli meslek grupları dışında hiç kimse İngilizce veya başka bir yabancı dili bilmez. Eğer biraz Japonca bilmiyorsanız nereye giderseniz gidin hiçbir işinizi yapamazsınız.
Kültürel sömürüden kurtulmak için öncelikle yabancı dille eğitim yasaklanmalı, yabancı okullar kapatılmalı, yabancı ticari isimler değiştirilmelidir. Milli eğitim baştan aşağı değişmeli, ulusal değerlere ve geleneklere sahip, dünya ile her konuda rekabet edebilecek, ahlakça yüksek nesiller yetiştirecek çağdaş bir eğitim verilmelidir. Bütün medya kontrol altına alınarak insanların manevi, ulusal ve ahlaki değerlerine zarar verecek hiç bir yayına izin verilmemelidir. İlkokul birden başlayarak üniversite sona kadar sömürgecelik ders olarak okutulmalıdır.Artık sömürgecilik bir bilim haline gelmiştir.Bunu anlamadan mücadele etmeniz imkansızdır.
Kültürel bağımsızlığımızı kazanırsak ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı kazanmamız kolaylaşacaktır.Bu bir kaç insanla,siyasi partilerle veya siyaset dışı kurumlarla kazanılacak bir savaş değildir.Bunun için bütün toplumun mücadele etmesi gerekir.
Goethe'nin dediği gibi "Hiç bir insan köle olduğunun farkında olmayan kimse kadar köle değildir"
Sevgi ve saygılarımla
Murat Saygıner
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Murat Saygıner,
Efendim, muhteşem mailiniz karşısında ürperdim, heyecan duydum. Olaylara tamamen objektif bakarak bir bilim adamının dikkati ve ciddiyeti içinde kısa, veciz ve özlü olarak her şeyi ama her şeyi o kadar güzel anlatmışsınız ki keşke diyorum imkan olsa da bu maili yetmiş üç milyona duyursak. Evlerde, okullarda, iş yerlerinde bu metnin bir sureti duvarda yer alsa. Ve her gün okunsa.
Gerek teşhisiniz, gerek tedavi yönteminiz tamamen bilimsel. Hayır diyebileceğimiz bir tek kelimesi yok. Allah sizden razı olsun.
Yalnız, sizden rica edeceğiz, lütfen bu değerli maillerinizle sitemize güzellik ve zenginlik kazandırın. Sizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Bütün güzellikler üzerinize olsun.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.