İnsanın kendine yapacağı en büyük iyilik, önce işe kendi kafasını ve gönlünü temizlemekle başlamasıdır. İç dünyamızı kirlerden, pisliklerden, düşmanlıklardan arıtmak olmalıdır. İnsan gönlü öyle muhteşem bir mâbet ki, en ufak bir kin, nefret, düşmanlık, intikam duygusu mânevi tekâmülümüze engel olur. İnsan bu durumda ne yaparsa yapsın, mânâ âleminde yol alamaz, ilerleyemez. İnsanın gönül âlemi kinler ve nefretlerle doluyken, değil mânevi, maddi güzellikleri bile göremez, algılayamaz, özümleyemez.
Önce işe bir genel af ile başlasak nasıl olur acaba? Allah’ım desek, şu âna kadar beni kıran, inciten, üzen, ağlatan ne kadar insan varsa, senin aşkına, Resûlünün aşkına hepsini bağışlıyorum. Sen de bağışla Yarabbi. Eğer onlarda bir hakkım kalmışsa, hepsine ana sütü gibi helâl ediyorum. Allah’ım! O insanların iki dünyasını cennet et, çocuklarının mürüvvetini göster. Onları yaşadıkları toplumda en çok sevilen, sayılan, el üstünde tutulan insanlardan eyle.
Sevgili yavrum, hayatımızın her ânında münâkaşadan, tartışmalardan uzak kalalım. Bugüne kadar hiç kimse bu lüzumsuz çekişmelerden hiçbir şey kazanmadı, eline bir şey geçmedi. Sadece kalpler kırıldı, gönüller incindi, insanın iç dünyasında hiçbir zaman unutulmayacak acı hatıralar kaldı. Kimse bizim gibi düşünmeye, bizim gibi hareket etmeye mecbur değil ki. Size bir şey söyleyeyim mi. “Bir insanın münâkaşaya düşkünlüğü, onun aklıyla ters orantılıdır. Gayet tabi bu âlemde her şey zıddıyla bilinecek. Güzelin yanında çirkin, iyinin yanında kötü, asilin yanında bayağı, inananın yanında inanmayan olacak. Kâinatın nizamı öyle kurulmuş. Herkesin bizim gibi duymasını, düşünmesini, hareket etmesini beklemek, hayatı ve insanları hiç mi hiç anlamamak olur. Önemli olan, kâinattaki her zerreye edeple, saygıyla, incelikle yaklaşabilmektir. Her zerreden zikredenin Allah olduğu bilincine ulaşabilmektir. Ne ki yaratılmıştır, bir sebebi, bir hikmeti vardır. Eğer onu göremiyorsak, anlayamıyorsak kabahati kendimizde arayalım. O noktaya ulaşabilmek, ancak devamlı tefekkür, ibadet, edep, saygı, incelik ile mümkündür.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.