HAYAT BİZE, BİZ ONA NE VERDİYSEK ONLARI VERİR

Kıymetli yavrum,
Danıştay’dan ayrılalı yıllar oldu. İçinizde de dedektiflik yapmak isteyen varsa, gitsin Danıştay’daki odacılara sorsun. Desin ki, Sabri Bey size nasıl davranırdı. Hepsinden alacağınız cevap şudur: “Sabri Bey bize, biz bir hükümdarmışız gibi davranırdı.” E ne kaybettim? Hepsi beni severdi, hepsi bana hizmet etmek için çırpınırdı. Bir çay isterdim, kaç kişi çay getirirdi. Hayat böyle yavrum. Mesela ben evlendim, Rânâ Hanım ile kırk dört yıl evli kaldım. Ben hakimdim, o savcıydı. Bir kere ben Rânâ’nın önünde ayak ayak üstüne atarak oturmadım. Hürmetimden. Bir kere ben Rânâ’ya, “Git bana bir su getir” demedim. Kalkar kendim içerdim, gelirken de elimde bir bardak su, “Rânâcım, su içer misin?” derdim. Ne kaybettim? Buna mukabil işte, bizim aile hayatımızı tanıyanlar var içinizde, onlara sorun, Rânâ da bana her zaman bir hükümdara hitap eder gibi hitap etti, bir krala davranır gibi davrandı. Karşılıklı sevgi, saygı ile kırk dört yılımız bitti. Rânâ’yı Karşıyaka mezarlığına defnettim. Onun yanında kendime de yer yaptırdım. Benim mezarım da yapılı ha, aklınızda olsun. Şimdi bir taşın üstü yazılacak, o kadar. Taşımı bile koydum, ama Rânâ’nın yanında. Aman beni başka yere gömmeyin ha, sonra obür tarafta davacı olurum.

Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun