Bizler çağımızın çarpık öğretileriyle sakat ve yanlış zihniyetiyle hep sürekli yanlışları oynuyoruz. Bizler bu çağın zavallı, perişan, aldatılmış insanları bir kukla gibiyiz. Dışımızda bizi oynatanlar var. Bize yön verenler var, bizi benliğimizden, özvarlığımızdan, şahsiyetimizden uzaklaştıranlar var. Bir kuşak gidiyor, yeni bir kuşak geliyor ama bu çirkin oyun devam ediyor. Yunus bir şiirinde “bir siz dahi sizde bulun benim bende bulduğumu” diyordu. Bizler istisnalar dışında, din adamıyla, ilim adamıyla, sanatçısıyla, devlet adamıyla, iş adamıyla hep bu mısraı anlamamakta ayak diretiyor, gerçeği, güzeli, iyiyi, doğruyu hep dışarda arıyoruz. İşte kıymetli yavrum, dram burada başlıyor. Onları dışarda aradığımız için pek tabii bulamıyoruz. Bizler bu çağın zavallı insanları tıpkı susadıkça tuz yalayan insanlar gibiyiz. Her vesileyle kendimizden kaçıyor, kendimizden uzaklaşıyoruz. Çünkü dışarıda her şey nefsaniyetimize göre düzenlenmiş, uyarlanmış, ayarlanmış. Mısri Niyazi ise yüzyıllarca evvel “Ben taşrada arar idim, ol can içinde can imiş” diyor.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun