Konu: Edep ve İncelik
Efendim, bir davette Paşa Dede ile tanışmak nasip olmuştu.
Edep ve incelik abidesi Paşa Dede Hazretleri çok yaşlı olmasına rağmen o akşam davetli olduğu evde kendisinden yaşça çok küçük olmalarına rağmen bütün misafirleri çok büyük bir nezaketle ayağa kalkarak karşıladıktan sonra evin beş yaşındaki kızını da aynı şekilde karşılayınca misafir hanımlardan biri dayanamadı “Aman Paşam,” dedi, “ne yapıyorsunuz, bacak kadar çocuk sizin bu inceliğinizden ne anlar?” Paşa Dede Hazretleri yine çok büyük bir edeple, içini çekerek cevap verdi: “Ahh efendim,” dedi, “biz onlara bu incelikleri göstermezsek bu yavrucaklar onları nereden görüp öğrenecekler???”
Gençliğimden beri, değer verdiğim insanlarla tanışmaya, onların soluduğu havayı solumaya özen gösteririm! Böyle bir amaçla randevu alarak okuduğum bir kitabından çok etkilendiğim Mithat Bahari Beytur Beyefendiyi ziyarete gittim. Çok kibar, zarif bir insandı. Çok yaşlanmıştı. Bir koltuğa oturtmuşlar, ayaklarının altına da yastıklar bırakmışlardı. Yarım saat kendisiyle görüştüm ve o sohbette o kadar mutlu oldum ki… Sonra yoruldu, izin isteyip istirahate çekildi. TalebesiSeniha Bedri Göknil Hanımefendi beni bırakmadı, “oturun, biz biraz daha sohbet edelim”, dedi. Kendisine sordum, acaba böyle zarif, beyefendi bir insan olan Hocasından yine de herhangi bir şikayeti var mıydı? (Belki edeben böyle bir soru sorulmamalıydı…Gençlik işte... Ama öyle güzel bir cevap aldım ki! İyi ki sormuşum diyorum şimdi kendi kendime.) Talebesi de çok nezih, asil bir hanımdı. O da “evet var,” “hep soruyorum, kendisine karşı olan kusurlarımı, noksanlarımı söylesin diye ama o hep “Hata da bizde.. kusur da bizde, noksanlık da bizde…” diye cevap veriyor. Kendi yanlışlarımı bulup düzeltemiyorum.” dedi.
…
İnsan mutluluğu evinde, yuvasında, dostlarında aramalıdır, dışarıda bulabileceğini sanmamalıdır.
Sabri Tandoğan
Meltem TV Sohbetlerinden
Aziz Ruhları Şad OLSUN.