Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Önce Besmele, sükunet, saygı ve sevgiyle başlar herşey sonra arkası gelir.
Gönderen : "Kardan Adam"
Tarih : 10/9/2017 11:08:02 PM


.



Hürmet, Muhabbet ve Selam ile Merhaba!





Birkaç arkadaş oturmuş sohbet ediyoruz. Birimiz, hayatın akışı içinde önem verdiğimiz işlerin çok istememize rağmen ve hatta helva yapacak herşey bulunmasına rağmen yine de gerçekleşmediğinden bahsediyor. Ancak, bazı zamanlarda ve bazı durumlarda âdetâ gizli bir elin herşeyi yoluna koyduğuna tanıklık ettiğine vurgu yapıyor..





Bir diğerimiz, bu cümleler üzerine Enfâl Sûresi'nin 17. âyetindeki şu esrârengiz güzelliği zikrediyor. "Attığın zaman sen atmadın; ancak Allah attı..."





Bir diğer dostumuz da, ağabeyinden alıntı yaparak şu güzelliği paylaşıyor..





Ağabeyinin yurtdışında tahsil yaptığı günler.. Ağır bir dönem ödevi verilmiş.. Günler geceler boyu bu ödeve hazırlık yapılmış... Ödevin teslimine bir gün kala bilgisayarın başına geçilmiş ve şaşkınlık içinde yapılan bütün çalışmanın âdetâ buharlaştığı üzüntü içinde görülmüş. Maalesef, nasıl bir hata yapılmışsa, bilgisayar ortamında tutulan bütün kayıtlar silinmiş... Derin bir üzüntü içinde ilk önce anne ile irtibat kurulmuş ve gözyaşları içinde dertleşilmiş.. Ardından, hoca ile görüşülüp -maalesef- kendisinden pek de yardımsever olmayan bir cevap alınmış..





Yabancı bir ülkede yalnızlık hislerinin her açıdan kuvvetlendiği saatler bunlar... Darvakit girdabından sıyrılabilmek için kampüsteki kafeye uğrayan ağabey; siparişini vermek üzereyken gözüne o mekânda satılan kartpostallardan biri ilişmiş..





Kartpostalda muhtemelen yanyana yürüyen iki kişiye ait ayak izleri resmedilmiş. İki kişi yanyana yürüyor; ancak izler bir yerden sonra teke düşüyor ve biraz ilerde tekrar iki kişilik oluyor... Altında da kartpostalı hazırlayan sanatçının hayal ürünü olan ve fakat yaraya merhem olan çok güzel bir diyalog geçiyormuş...





Yanyana yürüyenlerden biri diğerine diyormuşki..





-Tanrım! Neden hep kolaylık ve rahatlık zamanlarında benimle beraber yürüyorsun da, zor ve dar zamanlarda beni bu yolculukta yalnız bırakıyorsun?!





Cevap şöylece verilmiş...





- Geriye dönüp baktığında gördüğün tek kişiye ait ayak izleri sana değil; bana ait! Yanılma! Dar ve zor zamanlarında sen ve ben birbirimize her zaman olduğundan daha yakınız! Çünkü, bu zamanlarda sen kollarımdasın ve ayakların yerde değil! Tâki kendi ayakların üzerinde yürüyebileceğin zamanlara kadar!Unutma ve yanılma; yalnız değilsin!





En kalbi saygılarımla,





Kardan Adam





--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Sayın Kardan Adam,





Efendim, mailiniz yine bizleri uzun uzun düşündürdü. Öteden beri düşünürüm. Aslında hayatta zorluklar, güçlükler, engeller dediğimiz, aşılmaz sandığımız dağları tepeleri biraz da biz mi ortaya koyuyoruz? Uzun yıllar önce bir operaya gitmiştim. Sahnede bir robot üreten usta bir de onun çırağı vardı. Usta bir gün hastalanır, işine gelmez. Çırak “İşte, der fırsat bu fırsat”. “Ben der bu salondaki robotları hareket ettireceğim”. Orasını burasını kurcalar ve robotlar harekete geçer. Ama biraz sonra müthiş bir panik içinde kalır. Onları nasıl durduracağını kendi de bilmemektedir. Robotlar üstüne üstüne geldikçe şaşkınlığı o nispette artar.





İnsanlar da biraz böyle değil mi? Kendi kendimize hayali devler üretiyoruz. Sonra da onların altında eziliyoruz. Bir türlü sade, basit, rahat bir yaşama üslubuna adapte olamıyoruz. Yunus bir şiirinde:





“Dağ ne kadar yüce olsa





Yol onun üstünden aşar” der.










Önümüze çıkan engeller, güçlükler ne olursa olsun büyük bir edeple, tevazu ile, saygı ile işe başlasak, ilk adımı atsak, arkası kendiliğinden gelir. Ama o edep, o incelik, o teslimiyet, o iç rahatlığı bize gösterilmediği için kendi kurgularımızın, zanlarımızın, vehimlerimizin, korkularımızın, şüphelerimizin ağırlığı altında eziliyoruz. Herşey bir ilkle başlar. Dünya maraton şampiyonu yarışa ilk adımı atmakla başlar. Vehbi Koç’a sormuşlar: “Bu kadar servete nasıl ulaştın” cevap vermiş “İlk bir lirayı kazanara”. Dağ dediğimiz birleşen atomlardan başka nedir? En büyük okyanuslar su moleküllerinin biraraya gelmesiyle meydana gelmiyor mu?





Bütün bunlar gözönünde bulundurulduğunda yapılacak iş hangi hal, şart, durum karşısında bulunuyorsak önemli olan Besmele ile, sükunetle ilk adımı atmaktır. Balzac, o “Nehir Romanlar”ını yazmaya birinci sayfanın birinci satırının, birinci kelimesinin ilk harfini yazmakla başladı. Kur’an-ı Kerim’de “Önce inandım de, sonra dosdoğru ol” buyurulur.





Efendim, yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.





Sabri Tandoğan


Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]