Merhaba Sabri Amca,

Bu günlerde derslerden zaman buldukça size daha çok yazmak istiyorum. Sormak istediğim bir soru var. Bizim okulda arkadaşlarımdan bazılarının kız arkaşı var Sabri Amca. Bazı kızların da erkek arkadaşları var. Okuldan çıkınca birlikte geziyorlar. Ama dersleri hep kötüye gidiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz Sabri Amca.

Ellerinizden hürmetle öperim.

Sevgilerimle.

Can.

--------------------------------------------------------------------------------

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :

Sevgili Can,

Kıymetli yavrum, günümüzün en büyük yanılgılarından biri de bu küçük yaşta başlayan flört hayatı oluyor. Onun zahiri ismi kız-erkek arkadaşlığı. Aslında durum bal gibi flört. Bu, iki tarafın da güdük bir şahsiyetle bedbin, karamsar, umarsız bir yaşantı içine girmelerine neden oluyor.

Değerli yavrum, her şeyin bir zamanı, sırası var. Evet, her delikanlının her genç kızın sevme ve sevilme ihtiyaçları var. Bunu kabul ediyorum. Ama onun da bir zamanı var. Bu çok küçük yaşta başlayan flörtler onları ruhen kasıp kavuruyor. İçlerindeki bütün güzellikleri öldürüyor. Önce kendimizi yetiştireceğiz. Bunun için okulda başarılı olmak, her yönüyle iyi bir öğrenci olmak, her yönüyle başarılı bir öğrenci olmak varken kafayı yanlız bu kız erkek ilişkilerine mandallamak genç insanları perişan ediyor. Ortaya hamhalat, yetişmemiş kadınlar erkekler çıkıyor. Önce okulumuz, derslerimiz, kendimizi her yönüyle yetiştirmek varken bu çarpık ilişkiler gençlerimizi mahvediyor.

Sevgili Can, onun da zamanı gelecek. Okuyalım, kendimizi yetiştirelim, bir meslek sahibi olalım. Ondan sonra sıra kadın erkek ilişkilerine de gelecek. Temiz geçen bir gençlik sonunda Allah insanlara tertemiz, nur gibi bir hayat arkadaşı gönderecek ve Rana ile Sabri aşkı kıyamete kadar devam edecek.

Fakülte son sınıftaydım. Sınavlara hazırlanıyordum. Sıcak bir mayıs günü. Bunaldık, kütüphaneden bahçeye indik. Arkadaşlar hararetli bir münakaşaya daldılar. Ben bir köşeye çekildim, onları dinliyorum. Konu; evlilik. “Biz,” diyor arkadaşlar, “okulu bitiriyoruz, sıra evliliğe gelecek. Ama kiminle evleneceğiz? Çevremizdeki kızlara bakıyoruz, aman Allah. Bunlarla nasıl yuva kurulur?” Bu minval üzere çeşitli sözler söyleniyor. Bir arkadaş dedi ki “Sabri, sen nie konuşmuyorsun? Fikirlerini söylemiyorsun?” “Dinlemek,” dedim, “söylemekten daha güzel. İlle bir şey söylememi istiyorsanız Allah herkesin kalbine göre versin diyelim, öyle dua edelim.” Arkadaşlar itiraz etti, “Napıyorsun Sabri” dediler, “böyle dua olur mu? Allah kalbimize göre verirse eğer bizim gidip genelevden evlenmemiz lazım.” O zaman “O sizin bileceğiniz iş” dedim ve tekrar ettim: “Allah herkesin kalbine göre versin.” Temiz yaşanan bir gençliğin sonunda Allah da onlara Rana gibi bir melek gönderir. Yanlız burada ince bir nokta var: Bazı kimseler imtihan için, haklarında öyle hayırlı olacağı için evlenemezler. O zaman bunu da büyük bir teslimiyetle, edeple kabullenmek gerekir. Bugün Türkiye boşanmada dünya rekoru kırmış. Sebebi ne? İşte bu küçük yaşta başlayan flörtler. Hastalıklı, sağlıktan ve mutluluktan uzak, sakat evliliklerin doğmasına neden oluyor ve onlar ilk hayat imtihanı karşısında yıkılıveriyorlar. Olay bu.

Sevgili yavrum, sana derim ki sen bu kız erkek ilişkileri ile kafanı yorma. Derslerine çalış. Öğrenmek için çalış. Not almak için değil. Göreceksin zamanı gelince karşına tertemiz, pırıl pırıl, nur gibi bir hayat arkadaşı çıkacak. Bu memleket nice tertemiz genç kızları ve tertemiz delikanlıları sinesinde barındırıyor.

Diyeceklerim bu kadar.

Selam ve sevgiyle gözlerinden öpüyorum.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.