Merhaba Efendim,
Dün akşam Erenköy istasyonunda tren bekliyordum...Yaşlı bir kadın,az ötede bankta oturuyordu...Önce soluk benzi dikkatimi çekti.Üstü başı oldukça eskiydi.Dilenci olabileceğini ya da biraz safça veya deli olabileceğinide düşünmüştüm.Arada bir gözlerini kapatıyor..birşeyler mırıldanıyor,yüzünde ızdırap çizgileri oluşuyor,Tamamıyla iç dünyasına gömülüyordu.
Sağ tarafımda gençler oturuyor,Konuşup ,gülüşüyorlardı.Trenin saat kaçta geleceğini bilip bilmediklerini sordum.5 dk.sonra gelir diye cevap verdi aralarından birisi..İçlerinden genç bir kız olan,sıcak bir gülümseme ile bakışlarını bana çevirdi..Bende sordum,çalışıyormusunuz diye...Evet dedi.. dördüde aynı mağazada çalışıyorlarmış ..Tezgahtar imişler diğer üçü genç delikanlı..Biri cebinden ,çalıştığı yerin kartını çıkardı bana verdi..Buyrun bekleriz...Bir çayımızı içın diye ilave etti...İşlerini severek ,candan yaptıkları her hallerinden belliydi..Üstelik yoldan bile müşteri tavlıyorlar diye düşündüm ..Tebrikler dedim iyi elemansınız...Başladılar çalıştıkları yeri methetmeye...
Az sonra tren geldi .Gençler vedalaşarak,ön vagona koştular.Ben bir önceki vagona bindim.Bir genç kalktı yerini verdi.Teşekkür ederek oturdum.O sırada istasyonda dilenci olduğunu düşündüğüm yaşlı kadında benim bindiğim vagona binmişti.Oturduktan sonra onu farkettim.Yer vermeyi düşünürken,yanımda oturan genç kalktı ,yaşlı teyzeye yerini verdi.Teyze önce rahatsız olma evladım dedi .genç ısrar edince,Teyze hiç ummadığım insanı derinden etkileyen bir ses tonuyla,"Allah razı olsun".dedi..Okadar yürekten söylenmiştiki etkilenmemek mümkün değildi.İçimde yaşlı teyzeye karşı bir hayranlık ve saygı uyandı..Oturmasına yardımcı oldum.Büyük bir vakarla oturdu.Tren kapısının yakınında 5 yaşlarında bir çocuk duruyordu.Teyze,çocuğa seslendi :Evladım kapıdan uzaklaş,düşmeyesin...Çocuk duymadı .Daha hızlı bu kez yolculara hitaben",Bu çocuğun ailesi yokmu ,alın yanınıza çocuğunuzu kapı açıldıkça eğiliyor.Düşecek diye korkuyorum "diye endişesini dile getirdi..Yine kimse aldırmadı.Bu kez zorla yerinden kalkarak çocuğu uyardı" senin annen baban nerde "diye, boşalan biryeri işaret ederek,"git oraya otur". Çocuk oturdu .ötede gazete okuyan birine baba diye seslenince ,"babası gazete okuyor duymadı "dedim,aramızda bir sohbet başladı. olabilecek bir kazayı önlemiş olmanın huzuru ve gururu içinde Türkiyenin ilk kadın polisi olduğunu söyledi.Sonra tekele girmiş ordanda emekli olmuş.Annesinin Kurtuluş Savaşında omuzunda cepheye mermi taşıyan Sabiha Anne olduğunu büyük bir iftihar duygusu içinde söyledi.Konuşması benimde karşımızda oturan genç hanımın da ilgisini çekmişti. üstü başı dökülen bu teyze bizi kendine hayran bırakmıştı. Sesindeki kararlılık ve özgüvenmiydi bunu sağlayan..İki yabancı dil biliyormuş, ingilizce ve arapça.Ben kendime pek bakmadım ,derken dış görünüşünü mü kastediyordu acaba...Neden diye sordum.Ayağından geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı ayakkabı giyemediğini söyledi.Kalın üstüste giyilmiş çoraplı ayağına topuksuz siyah deri terlikler geçirmişti..Çevrenin yargılarından azade,kendisine hür ve müstakil bir dünya kurmuş olduğu açıkça belli oluyordu.Tren Cevizli istasyonuna yaklaştığında,son cümlesini söyleyip,hayatımda çok nadir karşılaştığım içten, sevgi dolu bir gülümseme ile,bana dua etti..Bende sevgiyle sırtını sıvazladım..Sen ne güzelsin dedim..vedalaştı bizimle...Biz arkasından bakakaldık...Gözden kaybolana dek...Karşımda oturan genç hanımda,benim kadar şaşkın ve hayran , münevver bir hanım dedi...Evet dedim iyiki tanıdık ...Ne kadar yüce bir gönlü var..Onu hiç unutmıycam...Beni çok etkilediği için paylaşmak istedim.Bazen dış görünüş insanı yanıltabiliyor.Fakat insanın sesinin rengi,çoğu zaman kendini ele veriyor.Bakışlarındaki sıcaklık,bir başkası için duyulan endişe...
Efendim vakit akşama yaklaşıyor,satırlarıma burada son verirken,hürmetle ellerinizden öpüyor,selam,sevgi ve saygılarımı size ve tüm dostlara sunuyorum..Müsaadenizle...
FATMAGÜL
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır Yazan Fatmagül
Cvp: Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır Yazan Sabri Tandoğan