İyi akşamlar Sabri Amca,
Dün çok güzel bir şey oldu, ben de size yazmak istedim. Dün biz annemle Hacı Bayram Veli Dedeyi ziyarete gittik. Annem bana içeri girmeden önce içerde çok edebli ve saygılı davranmalısın dedi, velîler bizi görüyorlar ama biz onları göremiyoruz dedi. Ben çok heyecanlandım ve de bildiğim dualardan okudum. Annemin de bitirmesini hiç konuşmadan bekledim, bizi nasıl görüyorlar diye de merak ettim. İçerde bir de hep dua ettim Sabri amca, herkes için ve de sizin için. İçerde başka çocuk yoktu hep büyükler vardı. Ama ben çok mutlu oldum Sabri amca. İnşallah yine gideriz. Size sorabilir miyim Sabri amca, veli ne demektir, bizi nasıl görürler? Onları herzaman ziyaret etmemiz gerekir mi, yani çocuklar da mı ziyaret etmelidir? Bir de Sabri amca siz bana Hacı Bayram Veli hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz. Ben onu çok seviyorum ama nasıl bir insandı, çocukları var mıydı merak ediyorum. Sizi de çok seviyorum Sabri amca. Size herşeyi yazmak ve de sormak istiyorum. Bu akşam da yazdım. Çünkü ödevlerim tamamen bitmişti Sabri amca annemden de izin aldım. Yanaklarınızı ve ellerinizi yine öperim. Sevgilerimle.
Can.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın Can,
Sevgili yavrum, annenle beraber Hacı Bayram Velîl’yi ziyarete gitmen beni çok mutlu etti. İnşallah yine gidersin. Hacı Bayram Veli Ankara’nın manevi sultanı. Büyük, çok büyük bir insan. Bir velî. Velî demek Allah ve insanlık yolunda kendi nefsini , egosunu ıslah etmiş, müslüman etmiş güzelleştirmiş insan demektir. Onlar yaşadıkları sürece hep iyinin, güzelin, büyük, asil ve yüce olanın peşinden gitmişler, ben dememişler, sen demişler, biz demişler, daima bencillikten kaçmışlardır. Yaşadıkları sürece hep kendilerini ıslaha çalışmışlar, iyi adına, doğru ve güzel adına çevreleriyle, bütün insanlarla, bütün kainatla dostça ilişkiler kurmuşlardır. Onların hayatında kin, nefret, intikam, haset, kıskançlık ve düşmanlık yoktur. Onların dünyaları daima sevgiyle, saygıyla, dostlukla, edeple, incelikle örülmüştür. Onlar Hakka giden yolun halka hizmetten geçtiğine inanmış kimselerdir. Hacı Bayramlar, Yunuslar, Mevlanalar, Hacı Şaban-ı Veliler, Erzurumlu İbrahim Hakkılar ve daha niceleri. Sade bizim değil bütün insanların, bütün kainatın velisidirler. İnsan onları ziyarete gittiği zaman onların huzurlarına çıktığı zaman içi nurla dolar, ışıkla dolar, sevgiyle dolar. Manen yıkanırlar, temizlenirler. Onlar kainat bahçesinin gülüdürler. Onları sevelim, onlara saygı duyalım, onları örnek alalım. Himmet ederlerse bazı güzellikleri bize de geçer. Eski zamanda bir adam yıkanmak için hamama gider. O zamanlar kille yıkanılırmış. Hamamcıdan kil alır, içeri girer. Kurnanın başına geçer. Yıkanırken kilden bir gül kokusu gelir. merak eder sorar: “Sen bir topraksın. Nasıl olur da senden böyle gül kokusu gelir, anlayamadım”. Kil cevap verir, “Efendim” der, “haklısınız. Ben bir toprağım. Bir gün yolum düştü gül ile üç gün arkadaşlık yaptım. Bir güzelliğim varsa ordan geliyordur”.
Sevgili yavrum, biz de o gül gibi insanlara dost olalım. Onları sevelim, sayalım, ziyaretlerine gidelim. Belki bir gün biz de gül gibi kokmaya başlarız. Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.