Önemli olan, karanlıklara küfretmek değil, minicik de olsa bir umut ışığı, bir mum ışığı yakabilmektir. Çevrede güneş yok diye feryat edeceğimize, biz kendimiz güneş olup, kendimizi de, çevremizi de aydınlatma yoluna neden gitmiyoruz. Neden her şeyi başkalarından bekliyoruz. Unutmayalım ki, manevî, derûnî yaşayışı olmayan insanlar ister istemez, çevrenin kölesi olmaya mahkûmdurlar. İstatistik yapmışlar, mahkûmların yüzde doksanı büyüme çağındayken babalarından, “seni büyüyünce hapse atacaklar” sözünü duymuşlardır. Ve bir gün söylenen söz vücut bulmuştur. Atalar sözü ne kadar anlamlıdır, “Hayır söyle işine, hayır gelsin başına...”
Başarının şartı insanları anlamaktan, onlarla, sevgi, saygı ve ilgiye, hoşgörüye dayanan uygarca bir diyalog kurmaktan geçer. İnsanları anlama becerisi, insanın sahip olabileceği en güzel meziyettir.
Hayat geriye adım atmaz. Her gün daha iyiye, daha güzele gitmek zorundayız. İki günümüz birbirine eşit olmayacak.
“Ey hayat, gitme dur, öyle güzelsin ki” diyenlere ne mutlu. Hayatını renkle, ışıkla, şiirle doldurmak, yaşama sanatında usta olmak, akıllı insanların harcı... Güzel görüp, güzel yaşayıp; acıyı bal eylemek yerine, yaşamını insanları yargılamak, tartışmak, önyargılarla hareket etmek, insanlardan nefret etmekle geçirmek en büyük aptallık değil midir? İki mahkûm hapishanenin penceresinden bakıyorlarmış. Biri pencereden eğilmiş, tükürmüş, küfretmiş, ne iğrenç bir gece, yerler vıcık vıcık çamur, demiş. İkinci mahkûm, başını uzatmış, göğe bakmış. Aman ya Rabbi demiş, ne muhteşem bir gece, gökte yıldızlar pırıl pırıl... Evet, hayatın diyalektiği hep zıtlıklar üstüne kurulmuş. Pilin iki ucu da artı veya eksi olsa, transistörlü radyonuz çalışır mı? Her şey zıddı ile biliniyor. Ve... O zıtlıklardan muhteşem bir sentez doğuyor.
Parça ile bütün birdir. Bir damla suda bütün bir evren gizlidir. Sonsuza dek yaşayacakmışçasına öğrenmeli, sanki yarın ölecekmiş gibi yaşamalıyız.
Hayat, o anda önümüzde açılan yolu yürümektir. O an bizden ne istiyorsa, onu yapmaktır. Aradığımızı, ancak biz bulabiliriz. Gerçekler ve güzellikler bizim içimizdedir.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.