Muhterem efendim,
Son gunlerde yaşam, yarış, zaman, koşuşturma derken… Aklimizda hep şu işi de yapmamiz gerekiyor, şunu da yetistirelim her şeye , her yere kosturmak gerekiyor diye dusunceler. Elhamdulillah saglik musait de yorgunluk hissetsek de sikayetimiz yok. Hatta tempodan memnunuz. Rabbimize sukrediyoruz…
Ancak bir minik hikaye duyuyorum ki bugun…. Bayiliyorum… Dusunceler hemen boyut degistiriyor…Tuylerim diken diken oluyor...
Veli zatlardan birisi, sirtinda heybesi dusmus yollara.. Yolu bir koyden gecerken bir bakmis duvarin dibinde yasli nur yuzlu bir dedecik. Oylesine nur yuzlu ki dikkatini cekiyor, yaklasiyor yanina selam veriyor hatir soruyor. Hos beş derken yaşını merak ediyor. “Yuzu geceli cok uzun yillar oldu evlat “diyor dedecik. Veli zat merak ediyor. “Ah dedem diyor Allah ömrüne sıhhatine bereket versin. Bu uzun hayatta kimbilir neler yasamıssındir, ne hatiralarin vardir . Bir anlat ta dersler cikartalim, ornekler alalim". “ Dedecik gozlerinde gulumseme “Ah evlat diyor , belalar musibetler vardi, kotulukler kirginliklar vardi, uzuntuler vardi yelcik olup uctular . Sevincler , mutluluklar vardi, iyilikler, umutlar, neseler, guzellikler vardi senecikler olup gectiler. Ne anlatayim?” Veli zat sasirir sorar bir daha “Aman dede ne dedin tekrar et hele bir", Dede aciklar “Kotu denilen seyler, bela, musibet ve kirginliklar yel gibi gecip gitti tozu bile kalmadi aklimda. Iyilik, muhabbet, sevinc ve guzellikler ise yasandi lezzet verdi ama seneler gibi gelsede gecip gitti bu omurden. Hayal gibi, bir anlik ruya gibi hepsi simdi.” Veli zatin bu tabirler karsisinda ici cosar kabarır; “Dedecim bu verdigin derse karsi dile benden ne dilersen “der. Dedecik yine gulumser “Ey oğul bir an sonra yine hayal olacak bu yasamda ne isteyim ki senden . O da ya yelcik olacak, ya senecik. Benim bu yastan sonra -cik le -cuk la ugrasacak zamanim yok, Rabbim ve onun sevgisi bana yeter artar “der.
Evet duydum da tuylerim urperdi bu hikayeyi.. icim cosuverdi o veli zat gibi. Elbet gunluk rutin islerimiz , kosturacak yetistirecek gorevlerimiz. Paylasacak mutluluk ve sevinlerimiz yada uzuntu ve acilarimiz, yasadigimiz kirginliklar yada olumsuzluklar olacak. Ancak bunlar zamana yenik dusecekler hikayedeki dedenin dedigi gibi –cik , -cuk oluverecekler. Hayal gibi gelecek bir zaman sonra. Acilar hizla silinecek hafizalardan cunku Rabbimize imanimiz varsa sabir ve kolaylik O’ndan gelecek , guzellikler ise tatli bir hayale bir aniya donusecek. Malayani isler ise hic hatirlanmayacak bile. Bu kaybeldilmis zaman degil de nedir oyleyse… Bu ağır yasam temposunda bir nefes ani seccadeye oturup Rabbimizle halleşsek, bir secde anı ruhumuzu kuslar gibi ucursak… Budur iste bize en yuklu sevinclerden daha buyuk mutluluk verecek hemde bir gun cik ya da cuk olmadan onumuze kat kat fazlasiyla cikarak bizi elimizden tutup bize dost olacak.
Demek ki zaman gecici hayat bir hayal.. Allah CC hepimize gercekleri gorecek gozler nasip etsin. Hayatin girdaplarinda dusup kaybolmadan, gecmise yanip, gelecege bel baglamadan, bugunun telasesinde asil maksadimizi ve hedefimizi unutmadan yasamayi nasip etsin. Amin!
Saygi ve hurmet ile ellerinizden opuyorum, Rabbime emanet olun!
Ozden CICEK
Creative & Decorative Painting
Dubai
www.ozdencicek.com
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Özden Çiçek,
Efendim, lütfedip gönderdiğiniz mail beni uzun uzun düşüncelere saldı. Son derece önemli bir konuyu zamanın değerlendirilmesini ne kadar güzel işlemişsiniz. Evet,
“Dün dünle beraber gitti cancağızım,
Bugün yeni şeyler söylemek lazım”
diyor Mevlana. Dün, ama iyi ama kötü, geçip gitti. Artık onu geriye döndüremeyiz ki. Gelecek meçhul. Elimizde kala kala yaşanan an kalıyor. Onu en güzel şekilde değerlendirebilmek. İşte bunu yapabildiğimiz zaman farkındalığımız artacak, yaşadığımız hayat yepyeni anlamlar, güzellikler kazanacak. Bunu yapabilenlere ne mutlu. Çok güzel bir dünyada, çok büyük imkanlar içinde yaşıyoruz. Kur’an-ı Kerim’de “Ne yana dönersen dön, Allah’ın vechi oradadır” buyuruluyor. Bizim de yapacağımız şey kalbimizi ve kafamızı bütün kinlerden, nefretlerden, intikam hislerinden arındırabilmek. Ve onu sevgiyle, saygıyla, şefkatle, merhametle, edeple, incelik ve zarafetle, hizmet aşkıyla doldurabilmek. Bunu yapabilenlere ne mutlu. Allah onlardan razı olsun. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.