.
Sayın büyüğüm. Dün akşam ses kayıtlarınızın bir kısmını dinledim. Okuyan hanımın ses tonu ne kadar güzel. Hayran kaldım. Kendisini gönülden kutluyor ve teşekkür ediyorum.Yalnız bazı kayıtlara nedense ulaşamadım. Parola sordu benden. Size yine insan ilişkilerinde karşılaştığım bir sorunla ilgili olarak bir soru sormak istiyorum.
Belki biraz basit bir konu vaktinizi alacağım için kusura bakmayın ama ben içinden çıkamıyorum şimdilik. Bundan 6-7 yıl kadar önce ortaokulu beraber okuduğum bir arkadaşımla karşılaştım. 2-3 yıl kadar görüştük. Bu süre zarfında sağolsun beni hep yordu. Sitenize yazan bir hanıma bir arkadaşı ile ilgili olarak yaptığınız tavsiyede. "o seni intihara bile götürür” demiştiniz.İşte aynen o şekilde tanımlanacak bir insan benim görüştüğüm kişi de. Mütehakkim, hep onun dediği olacak, her şeyine kafa sallayacaksınız, sizi sürekli kontrolü altında tutacak. İmanını kaybetmiş. Geri kazanması için çalışayım dedim. Onu da başaramadım. Sürekli hayatından şikayet halinde. Hastaymış, hastalıktan sürekli şikayetci,sürekli ölmek istiyor, Allahtan (tövbe) şikayetci, birde üstelik şikayetlerini onaylamazsanız sinirleniyor. Halimden anlamaz. Bir şeyi yapmamasını rica etsem inadına yapar. Hep o mazlum, hep başkaları suçlu.Onunla ahbaplık yaparken kendimi bir örümceğin ağına tutulmuş bir av gibi hissederdim.
Ben kendim de rahatsızım ve bu kadar negatif konuşma, beni yedi bitirdi. Kendisine "kaldıramıyorum bu tür konuşmaları" dediğim zaman bu sefer beni bencillikle itham etti. Biraz mesafe koyayım dedim. Onu da kabul etmedi. Çok kızdı ve nihayet sonunda görüşmemeye başladık. Şimdi bazı başka eski arkadaşlarımızda meydana çıktı. Yeni yeni görüşmeye başladık. Onlara "Ben ona çok değer veriyorum ama o nedense benimle görüşmek istemiyor.." tarzında konuşuyormuş.Dün aradan 3 sene geçtikten sonra bana bir hatır notu yazmış. Anladığım kadarıyla görüşmek istiyor. Benim içimden aslında görüşmek gelmiyor. Beni çok yordu geçmişte. Açıkcası korkuyorum ondan. Ama acaba diyorum hata mı yapıyorum. "ego" ma mı esir oldum. Vehim mi yapıyorum? Af etmeli ona bir şans daha mı vermeliyim. Aslında zaten dargınlığı çıkartan da ben değildim. Ben sadece aramızda sorunlar olduğundan söz etmiştim, o da bir daha aramamıştı. Sorunlardan söz etmem onu çok şaşırtmış olmalı. Yada belki aramayarak bir nevi cezalandırdı beni. Bilemiyorum. Şimdi büyüğüm, arıyor,görüşmek istiyor.
Ben bu konuda ne yapayım bilemiyorum.Huysuzluk mu yapıyorum? Onu olduğu gibi kabul etmemekle ve hoşgörü göstermemekle hatalı mıyım? Görüşüp sabır mı etmem gerekir? Bu konuda fikrinizi yazabilirseniz bana çok büyük yardımda bulunacaksınız. Saygılarımla ve teşekkürlerimle.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Nilay Hanım,
Sevgili yavrum, katiyyen bu şirret, bu çirkef kızla görüşme. Ölüm bahasına da olsa görüşme. O Allah’ın belası bir yaratık. Her zaman sana zarar verecek, her zaman hayatını zehir edecek. Ondan her zaman insanlık dışı, maneviyat dışı tecelliler zuhur edecek. Kesinlikle onunla görüşme. Dostluğa tekrar başlaman sana felaket getirir.
Söyleyeceklerim bu kadar. Karar senin.
Selam, sevgi ve saygı ile
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.