Siz bir Yunus’u, bir Mevlânâ’yı, bir Erzurumlu İbrahim Hakkı’yı, bir Hacı Bayram’ı, bir Akşemsettin Hazretleri’ni, bir Ahmet Rıfai Hazretleri’ni, bir Paşa Dede’yi, bir Hayri Ögüt Hazretleri’ni, münakaşa yaparken, yumruklar sıkılı, dişler kenetlenmiş düşünebilir misiniz? Çocuk eğitimi de aynen öyledir. Bağıra çağıra, vura kıra, söve saya eğitim olmaz. Shakespeare diyor ki, “Aşktan bahsederken yumuşak bir sesle konuşunuz. En güzel aşk terennümleri fısıltıyla söylenenlerdir.” Çocuk eğitimi de öyle.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun