Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : İsimsiz kahramanlar.
Gönderen : Erdinç Özdemir
Tarih : 12/14/2017 9:56:02 AM


.





Çok değerli büyüğüm,





Toplumun en altında gibi görünen bazı kimseler insanda öyle bir hayranlık uyandırırlar ki, aslında yıldızların erişemeyeceği kadar yükseklerde olabilirler.Yıllar önce okumuş olduğum bir anı bende böyle bir hayranlık uyandırdığı için sizinle ve dostalarımızla paylaşmak istiyorum.







Evimizi Dikimevi otobüs durağına bağlayan şirin ve cana yakın görünüşlü bir sokağı var. Fakat bu sokağı çirkinleştiren ve nerede görsem hoşuma gitmeyen bir illeti bulunmakta; dilenciler. Bunların bazılarına acısam bile, sırf bunu kendilerine meslek edindikleri için onlardan nefret ederim.










Bir gün Dikimevi'nden otobüse binip Ulus'a gittim.İşimi bitirip tekrar otobüse binmek için durakta bekliyordum.





Akşam üzeriydi,yollar ve ve duraklar oldukça kalabalıktı.Bir ara kulağıma güçlükle duyabilidiğim bir ses geldi. Bu ses,





"Gazete..akşam gazetesi...gazete" diyor; fakat bağırmıyor ,adeta fısıldıyordu. Baktım,sesin sahibi iki-üç metre ileride sırtını THY bilet satış bürosuna vererek oturmuş, on üç-on dört yaşlarında bir çocuk. Ayaklarının sakat olduğu ve sürünerek gittiği, oturmasından ve yanındaki takunya gibi şeylerden belli. Gelip geçenlerin çoğu ceblerinde olduğu halde, sırf bu çocuktan almış olmak için gazete alıyor, kimisi de birkaç adım geçtikten sonra dönüp gazete istiyordu. Bu sırada iyi giyinmiş bir kadın da çocuğun önünde durdu, uzunca aramadan sonra çantasından para çıkardı, çocuk da bir eliyle cebinden bozuk para çıkartırken gazeteyi uzatarak:





"Buyrun" dedi.Kadın:





"Hayır evladım, gazete almayacağım, o para senin olsun" dedi ve yürüdü.





Çocuğun yüzü aniden değişti,kaşları çatıldı, çehresinde hiddetini yenmeğe çalışan bir ifade belirdi.





"Bayan, Bayan !.. diye bağırdı.





Henüz fazla uzaklaşmamış olan kadın şıçradı, geriye döndü. Bir an çocuk hiddetle, kadın da şaşkın bir şekilde bakıştılar. Kadın korkarcasına yaklaştı. Çocuk,parayı yüzüne atar gibi kadına uzatmıştı.





"Ya,gazete , ya da parayı alırsınız.Ben dilenmiyorum.Sizin paranıza da ihtiyacım yok."





Kadın şaşkınlıktan hareketsiz kalmıştı. Elini uzatıp parayı almayı bile akıl edemiyordu. Yalnız,





"Fakat...oğlum...şey..." diye kekeledi.Tereddütle elini uzatıp, parayı aldı. Ağır ve düşünceli bir şekilde çantasına koydu. Sonra kendini toparladı ve;





"Affedersin oğlum. Fakat ben nasıl bilecektim ki...."





Çocuk hemen sözünü kesti ve adeta bir şeyden utanmış gibi önüne bakarak;





"Asıl ben özür dilerim..Kalbinizi kırdım galiba.. Kusura bakmayın" dedi. Kadın daha bir şeyler söylemek ister gibi yaptı, fakat konuşamadı. Yalnız yutkunup döndü ve yoluna devam etti.





Ben artık bu sakat çocuğu merakla değil hayranlıkla seyrediyordum. Bu sağlam karakter, asil ruh ve terbiye karşısında gözlerim dolar gibi olmuş, sarsılmıştım. Çocuğu tahtına otturmuş bir hükümdar gibi görüyordum.Tam bu sırada kulağımın dibinden bir ses,





"Haydi delikanlı,yürüsene ne duruyorsun,otobüs geldi" dedi.Uykudan uyanır gibi irkildim. Dönüp baktım. Yaşlı babacan bir adam gülerek;





"Aşıksın galiba evlat...Bu ne dalgınlık " dedi.





"Değil ama ona benzer bir şey" dedim.





"Nasıl olursa olsun, hele gençlikte iyi şeydir mübarek... İnsana kuvvet verir" dedi.





Gülüştük ve otobüse bindik.Ben Dikimevi'de indim. Eve giderken yine o dilencileri görünce çocuğu hatırladım ve yaşlı adamın aşk zannettiği şey kalbimi bir daha sızlattı.















Hürmetlerimi ve sevgilerimi sunar,ellerinizden öperim.





Ersin Özdemir





--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Ersin Özdemir,





Kıymetli yavrum, beni fevkalade heyecanlandıran, ürperten mailini gözyaşıyla okudum. Allah razı olsun. Bir gerçeği o kadar güzel belirtmişsin ki hayranlık duymamak imkansız. Hayat böyle yavrum. Gerçek hayat, isimsiz kahramanlarla dolu. Yunus;





“Hiç kimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz”





diyor. Toplumda büyük adam denilince akla zenginler, mevki makam sahipleri, meşhurlar geliyor. Eğer benim Gönül Sohbetleri isimli altı ciltlik eserimi okumuşsanız görmüşsünüzdür. Ben orada hep namsız, nişansız, şansız, şöhretsiz gerçek büyük insanları anlattım. Onların kimi odacıydı, kimi kundura boyacasıydı, kimi şekerciydi, kimi badanacıydı, kimi terziydi. Şu anda şu toplumda yaşayan kadın erkek öyle kimseler var ki onların hiç çekinmeden ellerinden öpülebilir, önlerinde saygıyla eğilebiliriz. Bu nedenlerle anlattığınız gazeteci çocuk beni çok etkiledi. O maili gönderdiğiniz için size çok teşekkür eder, yenilerini bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.


Sabri Tandoğan


Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]