Sayın Sevil Taner,

7 Şubat tarihli mailinizi aldım. Teessürünüze bütün kalbimle katılıyorum. Bunlar o kadar cahil, o kadar basit, ilkel ve zavallı insanlar ki. Bırakın İslam kaynaklarını sadece Batılı kaynaklardan Resulullah Efendimizin mübarek ve muhteşem şahsiyetini okusalar, hepsi pişmanlıktan ve utançtan başlarını duvarlara vurup paçalarlardı. Peygamberimiz bütün dünyaya evrensel sevgiyi getirdi. Koşulsuz sevmeyi getirdi. Affetmeyi getirdi. Bu zavallı mahlukat (ki onlara insan bile denemez) bunun farkındalar mı acaba? Bir Müslüman sade kendi Peygamberini değil, Hz.İsa'yı da, Hz.Musa'yı da, Meryem Anamızı da, aziz, muhterem ve mukaddes bilir. Onlara en ufak söz söyletmez. Bu yolda gerekirse canını bile verir. Ya Rabbi, bu ne vahşet. O iğrenç karikatürleri çizenler yarın Kainatın Efendisinden şefaat dilemek zorunda kalacaklarını biliyorlar mı? O bütün zamanların ve mekanların Peygamberi, Hz.İsa'dan bahsederken daima "Kardeşim İsa" tabirini kullanmıştır. Ben zerre kadar namusu, şerefi ve haysiyeti olan bir insanın Hz.İsa'ya, Hz.Musa'ya ve diğer Peygamberlere dil uzatabileceğini kesinlikle düşünmüyorum. Bu boş, saçma safsatalardan kendimizi kurtarsak da iyinin, güzelin, ışığın, İslam'ın yoluna girsek, sevsek, daha çok sevsek, daha çok sevsek, yeryüzündeki bir kum tanesinden galaksilere kadar bütün evreni Muhammedi bir aşkla kucaklasak. Ne diyor Büyük Yunus "Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz", "Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi". Peki o halde ne bekliyoruz? Bırakalım bu düşmanlıkları, çirkinlikleri, adilikleri, pespayelikleri, uzatalım ellerimizi sevgi için, dostluk için, hoşgörü için, edep ve saygı için. "Aşk gelicek cümle eksikler biter..."

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :