Hayatta her şeyin bir denge üzerine yaratıldığını, bu dengede her şeyin ayrı
bir hak ve hukuku olduğunu düşünüyorum. Anne, baba, kardeş, evlat, komşu,
tüm dünya insanları, kullandığımız araç gereç eşya ne varsa vb. İnsan olarak
görevimiz (belki de insan olmanın mucizeliği ve zorluğu buradan geliyor)
nefsimize, bedenimize, ana babamıza, kardeş ve yakınlarımıza, komşularımıza,
kullandığımız sandalyeye, kaşığa çatala,askıya, arabaya her şeye ama her
şeye haklarını hukuklarını karşılayacak, koruyacak şekilde mukabelede
bulunmak. Tabi bunun için gerekli usul ve sınırlar Yüce Allah tarafından
Yüce Kuran'da, güzel peygamberimiz tarafından da mübarek hadislerde ifade
İnsan olarak o kadar mucizevi bir görev bize bahşedilmiş ki düşünün bir
taraftan ana-baba hakkını, bir taraftan eş ve çocukların hakkını, bir
taraftan nefsinin hakkını, bir taraftan bedeninin hakkını ve diğer
sayamayacağım şeylerin hakkını gözetmemiz, bu dengeyi kurmamız gerekli. İşte
efendim bu dengeyi kuramadığımızda problemler orda başlıyor. Sayın Ayla
hanıma verdiğiniz cevapta da ifade buyurduğunuz üzere, sevgi ancak Allah
(- ki böylesi bir sevgide efendim her şeye ama her şeye edep sınırları
içinde, saygıya dayalı olarak merhamet gözüyle bakılır) bu denge
sağlanabilir. Yaşadığım tecrübeler bana gösterdi ki sevgi dediğimiz şeyde
saygıyı unutursak (kendimiz veya karşımızdaki tarafından) bu sevgi, artık
sevgi olmaktan çıkıyor. Adeta bizi ve karşımızdakini tahrip eden bir
Bugün yaşadığımız toplumda özellikle evliliklerde insanlar aradan saygıyı
kaldırdıklarında aile içi şiddet dediğimiz kavga gürültü gibi durumlar baş
gösteriyor. Eşlerin bir birlerine saygısı, evladın ana babaya saygısı
kalmıyor. Efendim böyle bir durumda "biz bir birimizi seviyoruz hala nasıl
Maharet efendim her şeyin hakkını hukukunu verirken dengeyi gözetebilmek.
Zira sırf eşimin hakkını hukukunu koruyayım derken kendi ana babamızın
hakkını hukukunu terk edebiliyoruz, ana babanın hak ve hukukunu gözetirken
eşin ve çocukların hak ve hukuklarını terk edebiliyoruz. Bir komşunun hak ve
hukukunu gözeteyim derken diğer komşununkini terk edebiliyoruz.
Bize bahşedilen ömürde, her şeye gereken saygıyı ve sevgiyi, hakkını
vermemiz gerekiyor. Hepimiz bir birimize emanet edilmişiz. İnanıyorsak,
emanete nasıl bakılmalı diye düşünmeliyiz. Her emanet gereği gibi bir bakım
ve ihtimam ister. Vakti geldiğinde emanet sahibine bu emanetlere nasıl
baktığımız hakkında nasıl bir cevap vereceğiz diye hazırlanalım.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Efendim, gönderdiğiniz mailde herşeyi ince bir davranışla, tevhid örtüsüne bürümüşsünüz. Bu çok güzel bir yöntem.
Ancak sevgi, saygı ve denge kavramlarıyla bir araya gelirse ortaya bir güzellik çıkabiliyor. Ölçü, her yerde ölçü, her zaman ölçü, kendimize, başkalarından evvel ilke edinmemiz gereken bir durum. Bugün, başımıza ne gelirse hep o dengeler sisteminin bozuluşundan, sabır ve şükrün gerektiği şekilde yaşanmayışından ileri geliyor. Artık bugünün insanları hemen netice istiyorlar.
Efendim, böyle daha nice güzel maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.