.
Saydıdeğer Büyüğüm,
Hürmetle ellerinizden öpüyorum. Gönül dostlarına da sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bugun beni çok etkileyen ve hayata dair bazı şeyleri idrak etmeme vesile olan çınar ağacından bahsetmek istiyorum. Çalıştığım işyeri dört katlı bir bina, pencereden baktığımda gördüğüm manzara alabildiğine gökyüzü ve çınar ağacı. Tabi birkaç ağaç arkadaş daha var ama beni etkileyen çınar ağacı oldu. İnsan olarak dört mevsim gibiyiz. Bazen yüremiz ilkbahar gibi coşkulu, bazen sonbahar hüznü doluyor. Zaman zaman fırsat bulduğumda dışarıyı seyretmeye çalışırım. Gökyüzünü seyretmek her zaman huzur veriyor insana. Kendimi sıkıntılı hissettiğim bir gün çınar ağacı dikkatimi çekti, dışarda soğuk bir gün yağmur ve fırtına birlikte koca çınar ağacı dalları sallanıyor zamanın farkında değilim demek ki uzunca bir zaman geçmiş. Yağmurun durduğunu, güneşin açtını farkettim.Çınar ağacına baktım dimdik dallarını gökyüzüne doğru uzatmış sanki Allah'ım senden gelen her şeye razıyım der gibi.Yıllarca dayanmıştı kışın soğuna, baharda açan yapraklarıyla baharın çoşkusuna,yazın insanların altında serinlemesiyle, sonbaharda şairlerin şiirlerine yapraklarının rengiyle ilham oluşuna.Ve hem sıkıntılı anlarımda bana dost hem de yüreğimde güzelliklerin oluşmasıyla sizlerle paylaşmama vesile olmuştu. Sevgili çınarağacı bana idrak ettirdiklerin için çok teşekkürler. Demek ki gördüğümüz her şey tabi ki görmesini öğrenirsek bize hayatı ve varoluşun sırlarını öğretiyor. Daima dikkatli ve uyanık olmak zorundayız güzellikleri görebilmek için. Aslında sıkıntı dediğimiz şeylerin tekamülümüz için olduğunu düşünebildiğimizde daha da kolaştığını hissediyoruz. Bir gün gerçek dost Yaradana ulaştığımızda biz de çınar ağacı gibi bir tevekkülü yaşayacağız. İnşallah cümlemize nasip olur. Efendim sonsuz sevgi ve saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın "Hattat",
Kıymetli yavrum, çınar ağacını simge alarak hayatın gerçeklerini ne güzel anlatmışsın. Üç kere okudum, doyamadım, içimden tekrar tekrar okumak geçiyor. Çınar ağacı düşündükçe insanı heyecanlandırıyor, ürpertiyor. Sanki çınar ağacı büyük insanların, manevi olgunluğa erişmiş kamillerin bir simgesi. Öyle bir heybeti var ki... Ne zaman bir çınar ağacına baksam aklıma Yunus’un şu mısraı gelir:
“Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan
Şer’an evliya olsa hakikatte asidir”
Sanki çınar ağacı sevginin, saygının, edebin, inceliğin simgesi. Öyle ürpertiyor ki insanı. Hayat, çınar ağacından şekilleniyor, anlam kazanıyor. Bütün kainatı kuşatan bir sevgi. İnsanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla, bütün bir varoluş özetini çınar ağacında buluyor. Hayat, her an bizden bir fetih bekliyor. Öyle bir fetih ki bu, içimizdeki durup dinlenmeden, bizi yiyip bitiren, tüketen egonun, nefsaniyetin başını ezecek bir fetih. Çünkü, bizler egonun tahakkümü altında gittikçe eziliyoruz, tükeniyoruz. Mahva ve perişanlığa doğru gidiyoruz. Bizi bu yokoluştan, bu ezilişten kurtaracak olan ancak çınar ağacı gibi bir sevgi olabilir. O zaman ne bekliyoruz? Neden, bütün varlığı kucaklamıyoruz? Neden? Yeryüzündeki tek istisna olmadan bütün insanlar, bütün hayvanlar, bütün bitkiler, bütün eşya ve cemadat kucaklanmak için bizi bekliyor. Davranalım, ertelemeden aşka koşalım. İnsanoğlu bugün varken yarın yok olabiliyor. Koşalım, zaman kaybetmeden koşalım. Unutmayalım ki insanlar sevgileri kadar yaşıyor, ayakta duruyorlar.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Allah Ondan ve Hakka Göçen Ailesinden Razı Olsun.