Geçenlerde televizyonda utanç duyarak bir rektörün konuşmasını dinledim. Evet, rektör olmuş ama adam olamamış. İnsanlıktan, efendilikten, memleket sevgisinden, insan sevgisinden o kadar uzak ki, çok rahat bir şekilde İmam Hatip Okullarının kapatılmasını istiyordu. Hayretler içinde kaldım.
Gençlik yıllarımı düşündüm. Hep şu terane tekrarlanırdı; “Efendim, Türkiye’nin geri kalmasına cahil imamlar sebep oluyor. Ne zaman onları okutursak Türkiye kurtulacak.” İşte İmam Hatip Okulları açıldı. O okullardan memlekete birçok kıymetli gençler yetişti.
Sayın rektör şöyle deseydi, yine ona olan itimadım bu kadar sarsılmaz, bu kadar kırılmazdım. “Efendim,” deseydi, “Bu İmam Hatip Okulları iyi güzel de, şu tarafları noksan. O noksanların tamamlanması gerekir. Yahut şu tarafları fazla, ifrata gidiyorlar, aşırıya kaçıyorlar. Bu yönlerinin törpülenmesi gerekir.” Evet her müessesenin kendine göre zaman zaman birtakım artıları veya eksileri oluyor. Elbirliği ile efendice, saygılı bir şekilde bunları itidal çizgisine getirmek hepimizin görevi. Ama böyle yapmayıp da köküne dinamit koymak, onu havaya uçurmak, işte burası bana akıl dışı, ilim dışı, insanlık dışı gibi geliyor.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.