.
Çarşamba Sohbetleri (12 04 2002)
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
"Bu toplantıların asıl sebebi sizin içinizde kıvılcımlar uyandırabilmek. Cihan'ın anlattığı olayda, o teyzenin içinde gizli kalmış birşeyler uyandı. Gülnur'un meleksi adımlarla ona yaklaşması, Cihanın yaklaşımı, o kadına insan olduğunu hatırlattı."
"-Rahime Hanım top sizde...Anlatın...
-Efendim herşey o kadar güzel ki... (susuyor)
"Sanma çok görüyorum mutluluğu kendime,
Sanma gözlerindeki ışıktan ürküyorum
Söylenilmeyecek kadar güzel de
Ondan susuyorum... "
"İnsan fıtratına uygun ritmler insanda bir hoşluk, güzellik uyandırıyor. Yüksek sesli müzik, beyin hücrelerini öldürüyor. Böyle müzik dinleyenler bir süre sonra geri zekalı oluyorlar. "
"Sahaya sükunet içinde sakin çıkan taraf maçı kazanır. "
"Bir anne , baba için şehit vermek bir şereftir. "
"Bu gökkubbenin altında öyle temiz, nezih insanlar var ki, onların duası ile hasta iyileşir, dargınlar barışır. "
"İnsan aşkla, şevkle görevini yapar, insanlara saygı duyar, anlayış gösterir, sever, hoşgörü ile bağrına basar, hizmet eder, kendini yetiştirmek için çabalarsa, levhi mahfuz bile değişir. "
"Kimse , şu gün şu saatte ölecek, diye birşey yok. Ölüm rızıkla ilgilidir. Rızkımız bitince ölüyoruz. "
"Yaşamaktan kasıt, her an artı puan kazanmak. Bazen artı puanla eksi puan eşit oluyor. Bazen küçücük bir iyilikle 1 artı puanla, cennetlik oldunuz. "
"Biz bu dünyaya yontulmaya geldik. Adam olmaya geldik. "
"İslamda bazen yalan mübahtır. Karı kocanın arasını bulmak için, bir hastaya moral vermek için, bir de harpte... Yerine göre yalan da söylenir. Tamamen iyi niyete matuf bir problemi halletmede... İlmi siyaset..." "Herkesi neden sevemiyoruz? -Bu, bakış açısından kaynaklanıyor. Biz kendimize göre insan arıyoruz. Bize benzeyen, bizim gibi düşünen. Bu çok büyük bir hata. Birbirinin aynı hiçbirşey bulamazsınız. Herşey, her insan farklıdır. Çocuğumuz da farklı. Bizim gibi olmasını beklememeliyiz. O da emanet, eşimiz de emanet. Yunus Emre, "Yaradılanı hoşgör, yaradandan ötürü" diyor. Farklı yönlerimizi anlayışla karşılayalım. Herkesi olduğu gibi kabul edelim. Herkesi sevelim. Ama kademeli olacak...Kimini çok seveceğiz, kimini az. Çünkü herkes bu hayat denilen kompozisyonun parçasıdır. Yanlış yolda gördüklerimize dua edelim. Hayatta yaşamaktan maksat, her an bir artı puan kazanmaktır. Herkes görevini yapıyor. Bize düşen görev, yeryüzünde ne kadar insan, hayvan, eşya varsa, cümlesini aşkla, heyecanla kucaklamaktır. "
"ABD'nin 5. Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln, düşmanlarından bahsederken çok yumuşak bir dil kullanırdı. Onun bu davranışını hoşgörü ile karşılayamayan biri birgün dayanamadı, başkanı uyarmaya kalkıştı. -Düşmanlarınızı yok edecek bir güce sahip olduğunuzu biliyoruz, bu gücünüze karşı onları dostlarınızmış gibi görmenizi bir türlü anlayamıyoruz. Lincoln, şöyle cevap verdi; -Düşmanlarımızı kendimize dost etmekle, onları yok etmiş olmuyor muyuz. "
"İnsanlar, iyi, güzel, hayırlı bir iş yapınca, bir pozitif elektrikle donanırlar. Onun dindeki ismi nur oluyor. İnsan hayatında, gelgitler olunca, artı elektriği eksi elektrik alıp götürüyor. Çok nadir bazı insanlar, hep müspet yolda giderler, pozitif elektrik toplarlar...Nur üstüne nur toplarlar...(nurun ala nur)"
"Ağaçta insana gizli sırlar ifşa eden sevgili gibi bir hal var. "
"Allah Kur-anda "İnsanın rızkını biz veririz. Ey insan rızkın için niye endişe ediyorsun. Biz senin rızkını tekeffül etmedik mi"diyor. "
"Garaudy; ‘kafamdaki sorulara yalnız İslam cevap verdi.’ diyor. Kültürlü bir adam ve özümlenmiş bir kültür... "
"Ahmed Hamdi Akseki nin "Yavrularımıza Din Dersleri" kitabını okuyalım. Sıfırdan İslama başlıyalım. "
"Allah herkesi görüyor, biliyor. Bırakın kimseyi muaheze etmeyelim. Allah'ın esmasından biri Settar. İnsanlar başkalarında gördükleri kusurları, hataları, zaafları örttükleri oranda yücelirler. Hayatta en güzel insanlar, kimseyi yargılamayan insanlardır. Kimsenin hatasını da yüzüne vurmayalım. Ya bizim hatamızı da yüzümüze vururlarsa... "
"İslam denince, sevgi, saygı, hoşgörü..."
"Her an yeni bir tabiat kanununu yakalıyacakmış gibi dikkat içinde olunca, her an bir güzellik içinde oluruz. "
"Bana rahmet yerden yağar".
"Ne kadar zulüm, kötülük te görseniz, sakın o kimseye beddua etmeyin. Onlar bizim törpümüz. Sonra o beddua bize dönebilir. Tahammülle karşılayalım. Hatta bizi üzenlere dua edelim. Çünkü iki ihtimal var. Belki Allah, ona görev vermiştir. O görevini yapıyor. Ee...görevini yapana beddua edersek, bize döner. ikinci ihtimal, sırf onun kötülüğünden, o zaman da o, benim yetişmem için bana yardım ediyor. Demek ki benim sivri yönlerim var, törpülenmesi gereken yönlerim var. Herkes kendini zeytinyağı gibi üste çıkarır. Ama acaba haklı mı. ? Kimseye beddua etmeyelim. Acısı çok fena çıkar. Ya o şahıs Allah tarafından gönderildiyse...Kenan Rıfai, “Allah bazen kullarını, insandan odunlarla terbiye ediyor”. der..."
Allah izin verirse, Doyumsuz sohbetlerinizden aktarmaya devam edeceğim. bu günlük bu kadar. Hürmetle ellerinizden öpüyor, size ve cümle dostlara selam, sevgi ve saygılar...Müsadenizle...
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Gönül Dostu”,
Kıymetli yavrum, 12.4.2002 tarihli Çarşamba Sohbetlerinden bir alıntı yapmışsın. Beni yine o güzel günlere götürdün. Allah razı olsun. Çok teşekkür ederim. Güzel sözler petekten damla damla sızan bala benzerler. Okuyana da, dinleyene de huzur ve mutluluk verirler.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.