Hepinizi en içten duygularla selamlıyor, yeni sohbet notlarını paylaşıyorum.
İnşallah bütün günlerinizin sağlık, huzur ve esenlik içinde, şükür duygularıyla geçmesi niyazı ile Allah’a emanet olunız.
Çiğdem
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-12
7 Ağustos 1999 Cumartesi
Sabri Tandoğan
KONU: ŞÜKÜR DUYGUSU
Şükürsüzlüğün temelinde ben hep nefsaniyeti görürüm.
Biz sahip olduğumuz işe, sahip olduğumuz nimetlere, dostlara, üstünde yaşadığımız vatana, bayrağa ve hepsinden önce bizi Yaratana kul olmaya layık mıyız?
İnsan şükretmeye başlayınca bütün güzellikleri de kendisine çekmeye başlıyor. Aksi halde huzursuzluk, yokluk, günden güne tükeniş geliyor.
Bir şey koptu bizden bir şey,
Her şeyi tutan bir şey
Necip Fazıl
İşte o şey kopunca şikayetler, birbirimizi kırmalar başlıyor.
Tasavvufta “Söylenen söz vücud bulur” denir. O nedenle söylenen söze dikkat etmeli, her şey olumlu yönü vurgulanarak söylenmeli.
Mesela: “Hanım bu çocuk adam olmayacak bak sana söylüyorum” deyip bunu da çocuğuna duyuran bir baba, bunun yerine “Benim çocuğum büyük ve çok değerli bir insan olacak, çok büyük hizmetler yapacak. Eğer şu yönünü düzeltirse ne kadar daha iyi olur” derse çok daha doğru davranmış olmaz mı?
Binlerce insan üzerinde inceledim efendim, şükür duygusu olmayınca, etraftaki bütün harikuladeliklere, hikmetlere, sonsuz güzelliklere rağmen her şey anlamını yitiriyor.
Herkes şimdilerde şikâyet üstüne şikâyet ediyor. Şikâyet, hayatın anlamını anlamamak, Haktan uzak olmak, kendi kendisiyle ve çevresiyle dost olamamak, nefis denizinde kulaç atıp durmaktır. Oysa şükür denizine bir girebilsek, sahip olduğumuz işimize, dostlarımıza sevdiklerimize, İslam dini üzerinde olduğumuza, Resullullah (S.A.V) Efendimize tabi olduğumuza….. layıkıyla bir şükredebilsek…
Nerede şükür orada güzellik, mutluluk, bereket, nerede şükürsüzlük orada huzursuzluk, yokluk, günden güne tükeniş….
SABRİ TANDOĞAN
Makamı Âli Olsun.