Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Çocuk eğitimin en önemli unsurlarından biriside ailede yapılan sohbetlerdir
Gönderen : Banu
Tarih : 1/28/2018 10:10:01 AM


.



Sayin Sabri Hocam,





Kiymetli düsünceleriniz hep aklimda efendim. Cumartesi günü herhalde haftalik toplantilariniz oluyor, ne kadar güzel. Allah sizden razi olsun. Fakat dün sizin sevdiginiz bir arkadasinizin gelmemesine üzülmeniz benide cok üzdü (sizin kalbinizin kirilmasina dayanamadim, inanin benimde kalbim acidi) keske kus olup ucup gelebilsemde o gül yüzünüzü görüp, sifali sesinizi duyabilsem. Inanin o kimseye sadece acidim, sizin gibi böyle mübarek bir insandan mahrum kaldigi icin. Sizin yaninizda olabilmek icin neler neler vermezdim ama ne yazik ki su anda sorumluluklarim var o yüzden olamiyorum. Rabbime dua ediyorum, su dünya gözüyle size birgün kavusabilmeyi o nur yüzünüze bakip o mübarek ellerinizden öpebilmeyi herseyden cok isterim.





Efendim gönlünüze-vücudunuza saglik, ömrünüze bereket MeltemTv deki sohbetinizi internetten izledim, kanayan yaramiza düsünceleriniz ve sözleriniz adeta merhem gibi sagolun, varolun. Avrupada bu konu ne yazik ki cok daha vahim bir durumda. Buradaki Türk aileleri, cocuklarindan ve esler birbirlerinden zahiren yakin olsalar bile fikir ve gönülen cok uzaklastilar. Zaten farkli kültürlerin adeta bombardimani altinda olan aile fertleri, özellikle cocuklarimiz resmen kimlik arayisi ve kisilik bozukluklariyla büyük bir yasam sarsintisi yasiyorlar. Ben 17 yasindaki oglumu elimden geldigince iyi yetistirmeye calistim. Bilemiyorum, eksikliklerim cok olsa insallah biraz egitim-terbiye verebilmisimdir. O´nu 3-4 yaslarindan itibaren buradaki cesitli kütüphanelere götürdüm, farkli sehirlerin kütüphane üye kartlarini cikarttim. Carsamba günleri ögleden sonra isvicrede okullar yarim gün tatlidir, bu zamanlarimizi genelde Zürih teki cesitli kütüphaneleri dolasarak gecirdik. Pazar günleri ise onu cocuk sinemalarina götürürdüm. Kücükten itibaren cocuk sarkilari-siirleri sonra Türk tarihi- Atatürk hakkinda hep bilgilendirmeye calistim. Türkiyeden cesitli türkce kitaplar alip, dilinide güzel ögrenmesi icin gayret ettim, yani elimden geldigince bilgili- terbiyeli olmasi icin ugrastim ama 15 yasindan itibaren ergenliginde etkisiyle arkadaslarindan ve buradaki kültür cesitliliginden cok etkilendi. Okullarda isvicrelisi, italyani, yugoslavi, sirpi vs o kadar cesit cocuklar arkadaslik yapiyorlarki yani belli bir yastan sonra malumunuz arkadaslar daha ön plana cikiyor, aileden cok arkadaslar ve buradaki rahat ortam sartlari ne yazik ki olumsuz etkiler yaratabiliyor. Kiz- erkek iliskileri malesef lackalasmis durumda. Gencler bu flört islerini laubalilestirdiler. Cok sükür böyle seyleri oglumda yasamadim ama cevremdekilerde ve arkadaslarimda bu tür örnekleri görüyor ve üzülüyorum, Oglumda öyle abes kacicak kötü davranislar yok ama arkadaslariyla (özellikle birkac erkek arkadasiyla) olan cok SIKI-FIKI görüsmeleri, icice beraberlikleri beni düsündürüyor. Bana karsi arada sirada asilesiyor, yani anne ben artik cocuk degilim, beni merak etme diyor. Cok soru soruyorsun ben artik büyüdüm diyor. Bazen tatlilikla bazende sert cikislarla dengelemeye calisiyorum. Tabii oglumu 5 yasindan beri yalniz büyütmeye calistigim icin zorluklar cekiyorum. Babasi da burada baska bir sehirde yasiyor ama aralarinda cok soguk bir diyalog var, babasi onu pek arayip sormuyor, ilgi ve sevgi göstermiyor, cogu zaman oglum sen babani ara-sor, ne olursa olsun o seni cok seviyor ama gösteremiyor, asabi bir insan olsa da, o senin baban diye ara yapmaya calisiyorum, gercekten kolay degil ama MANEVIYAT-TASAVVUF bana bu yasadiklarimin cesitli imtihanlar oldugunu ve kendimi düzeltmem gerektigi konusunda ISIK tutuyor. Hele simdi de sizin gibi bir mübarek ZAT´i Rabbim karsima cikardi, sonsuz hamdlar-sükürler olsun. Yalniz olan annelerin genc cocuklarina özellikle erkek cocuklarina olan davranislari sizce nasil olmali? Ogluma karsi nasil tavir takinmali ve sizce neler yapmaliyim? Yani bu delikanli dedigimiz cagda cocuklarimiza nasil yaklasmali ve bu calkantili zamani atlatmalarinda nasil yardimci olmaliyiz? Birde Avrupada yasamanin verdigi olumsuz cevre sartlarindan kendi kültürümüzü nasil öne cikarmaliyiz? Sizin degerli görüsleriniz icin simdiden cok tesekkür ediyorum, cok uzun yazip sizi yine yordugum icin beni affediniz, hakkinizi helal ediniz efendim.





Ömrünüze bereket, saglik- afiyet dileklerimle ellerinizden öperim.










--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Sayın Banu Hanım,





Kıymetli yavrum, gerçekten bir anne ile oğlun beraber yaşamak zorunda oluşu kolay değil. Ama kendi hayatımdan müsadenizle örnek vereyim. Ben ailenin tek evladıydım. Benim terbiyemle yalnız annem ilgiliydi. Aramızda öyle güzel bir dostluk, arkadaşlık vardı ki aradan yıllar geçmesine rağmen hala o dostluğu arıyorum. Bütün değer yargılarımı annemden aldım. Annem üç dil bilen bir edebiyat öğretmeniydi. Çok kültürlüydü. Hem dinin bütün gereklerini fazlasıyla yerine getiren hem de modern, medeni bir hanımefendi idi. O ikisi arasında öyle güzel bir denge, sentez kurmuştu ki bunca yıl sonra hala o kadar güzel bir senteze ulaşan ikinci bir insan görmedim. Anne-oğul ilişkimiz tamamen dostluk, arkadaşlık çizgisini aşmazdı. Aklıma gelen her soruyu sansürsüz olarak anneme sorardım. O da bana sansürsüz olarak cevap verirdi. Akşamın olmasını döet gözle beklerdim. Annemle bir araya geleceğiz, sohbet edeceğiz diye. O sohbetlere doyum olmazdı.





Değerli yavrum, bütün mesele o dengeyi bulmakta. Otorite kuracağım diye hep azarlar gibi, hep bir hakimin soru sorması gibi ilişki kurarsak sonuç alamayız. Akşam olunca annemle birbirimize o günün olaylarını anlatır, beraber tahlil yapardık. Bu suretle hayata karşı, insanlara karşı, olaylara karşı nasıl davranılacağını öğrenirdim.





Oğlunuzun diğer erkek arkadaşlarıyla fazla sıkı-fıkı olması beni biraz düşündürdü. Allah esirgesin. Bugün Avrupa’da çok yaygın olan eşcinselliğe dönüşmesin.





Hep Türk-İslam tarihinden kitaplar okuyun. Oğlunuza İslam ahlakını öğretmeye çalışın. Beraber kitap okumanın insana kazandıracağı birçok değerler vardır. Mesela her gün oğlunuzla beraber Gönül Sohbetleri’nden okuyun. Okuduktan sonra onun fikirlerini alın. Yanıldığı, hata ettiği noktaları öğrenin. Sonra tatlılıkla, güzellikle bu yanılgılar üzerinde durun. Ama onu azarlamadan, hor hakir görmeden ve hep ona saygı duyarak bu meseleleri müzakare edin. Beraber her gün Hadis okuyun ve onun üzerinde sohbet edin. Sohbet, en büyük, en güzel ibadettir.





Değerli yavrum, konunun ana maddelerini özet olarak kısaca anlattığım bu mailin bir fotokopisini al, onu her gün oku.





Selam, sevgi ve saygı ile.










Sabri Tandoğan





Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]