Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Önce tevazu, sonra tevazu, sonra yine tevazu
Gönderen : Özden Çiçek
Tarih : 4/16/2007 10:18:14 PM


 


Efendim,


Bu sabah uzun bir yürüyüşle başladım güne.. Sabahın 6 si diye herhalde hava hafif serindi. Çok iyi geldi, kendimi daha bir dinç ve enerjik hissettim.. Oysa birkaç gündür ne kadar yorgun ve isteksizdim. Demek hersey gayretle atılan bir adımla başlıyor ve her adım daha da cesaretlendiriyor insani.. Sonuçta yaşanan tatlı bir yorgunluk bile mutluluga mutluluk katıyor… Oysa iki gün önce neydi o yaşadıklarım. Her insanın ters uyandığı, kendini dipte hissettiği günler olur ya… Işte öyle birşeydi.. Daha uyanalı birkaç dakika olmuştu ki terslikler başladı ve peşimi bırakmadılar..Ben kendimi kötü hissettikçe de hersey daha kötüye gidiyordu.. Elim ayağıma dolaşıyor, her elimi attığım işi elime yüzüme bulaştiriyordum.. Insanlar sanki söz birliği etmiş gibi bana karşı idiler. Ne desem tersini yapıyorlar, ne istesem aksi gerçekleşiyordu.. Sinir katsayım arttıkça da olumsuzlukların artış oranı belki üç- beş katı oluyordu.. Sonra bir an “Dur bakalım “dedim kendime… “Ne oluyor?... Neyle bu savaş.. Neye karşı direniyorsun ki.. Bir derin nefes al..Git bir elini yüzünü yıka.. Kendinle çekişme , dünyan zindan olur derdi Rahmetli Annanem.. Hatta git bir abdest al namaz kıl.. Bir sakinles… Söyle herşeyi at kafandan, , bir sıcak papatya çayı iç.. yüzünün ifadesini değiştir, gülümse hayata…. Bakalım ne olacak???”


Gerçekten de kendi sözümü dinledim.. Ne oldu biliyor musunuz.. Sanki fırtınadan sonraki bulutların dağılması gibi gün ışıdı, güneş açtı.. Içimde baharın dalları yeşerdikçe, mutluluk sevinç ve sevgi arttı.. Bir baktım ki sanki birkaç saat öncenin olayları hiç yaşanamış gibi .. Insanlara gülümsedikçe pervane oluverdiler sanki ışığın çevresinde…


Hani geçen gün çok sevgili Nurten hanımın mailine cevap yazarken demiştiniz ya ne ekersen onu biçersin diye , hep başkalarına karşı değil kendi nefsimize karşı da geçerli bu söz.. Sanırım çok bilinen bir hikayedir ama şu an aklıma düştü bir de ben anlatayım istedim:


 


Bir gün genç bir hanım aktar dukkanından içeri girer, etrafını incelemeye başlar.. Satıcı sorar “yardım edebilir miyim?” Kadın çekinerek yanıtlar.. “Şey ben , aslında bir zehir arıyorum.. Ama söyle yavaş yavaş birkaç ayda öldürecek cinsten.. Yani zehirlendiği anlaşılmadan.”. Adam dükkanın arkasına geçer az sonra elinde bir küçük torba dolusu beyaz bir toz ile döner.. Yavaşça hanımın kulağına eğilir.. “Bu çok etkili bir zehirdir.. Her gün bir çay kaşığı yiyeceğine ya da içeceğine karıştırılırsa en fazla üç ayda öldürür insani.. dikkatlı olun” der.. Sonra ilave eder..” Kim için kullanacaksanız aman dikkatlı olun, ona çok iyi davranın ki zehirlediğinizi anlamasın”…


Aradan iki ay geçer .. Aynı kadın fırtına gibi dükkandan içeri girer. “Aman” der adama “Ne olur. Bana iki ay önce bir zehir vermiştiniz onun panzehirini istiyorum. Ne olur çok acil”… Adam şaşırmış bir eda ile sorar.. “Ne oldu yanlış birisi mi içti zehiri?”.. “Hayır” der kadın..” Ben o zehiri kaynanam için almıştım… Evlendiğimiz günden beri bana gün yüzü göstermedi, hayatı zından etti, kocamı hep bana karşı kışkırttı. Ölsün kurtulayım, evliliğim de kurtulsun istedim.. Ama bu son iki aydır her gün yemeğine zehir kattığımı anlamasın diye ona çok iyi davranmaya, iltifat etmeye başlamıştım. Bir değişti bir değişti ki sormayın.. Meğer o katı görünüşünün altında ne kadar iyi bir insan varmıs. Artık çok iyi anlaşıyoruz. Bir arkadaş  gibi olduk. Her şeyimizi paylaşıyoruz.. Ölmesini istemiyorum, çok pişmanım ne olur bana panzehirini verin


Adam gülümseyerek cevap verir..” Merak etmeyin benim size verdiğim sadece tuzdu.. Biliyor musunuz bu tuz bu güne kadar kaç hayat kurtardı, kaç hayatı cehennemden cennete çevirdi…??”


 


Işte aynı bu hikayede olduğu gibi ne yapıyorsak kendi ellerimizle yapıyoruz aslında..


Yüce kitabımız Kur’an-i Kerim de dediği gibi “Başımıza gelenler de kendi yaptıklarımızdandır”…. Bu gün sevdiğimiz kadar seviliyor, iyilik yaptığımız kadar iyilik görüyor, saygı gösterdiğimiz kadar saygı görüyoruz.. Bazen hersey tersine dönüyormuş gibi gelebilir insana. Işte bu da imtahanın sırrı.. O anda pes etmeden doğru bildiği yolda yürümeye devam eden kazanıyor. Çok geçmeden hayatı cennete dönüyor… Yani bütün hersey bizim içimizde , aklımızda , gönlümüzde başlıyor ve bitiyor.. Aklımızla düşünüyor ama hislerimizle hareket ediyoruz. Ne zaman Hislerimizi akıl süzgeçinden geçirirsek ve olması gerektiği gibi davranabilirsek o zaman farkedeceğiz ki yaşam inanılmaz güzellikte.. Ne kendimizle çekişme kalacak ne de başkalarıyla…..


Saygi ve hurmet ile ellerinizden opuyorum... Butun dostlara sevgiler..


 


 


Özden ÇİÇEK
Creative & Decorative Painting 
Dubai


www.ozdencicek.com


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Önce tevazu, sonra tevazu, sonra yine tevazu Yazan Özden Çiçek
Cvp: Önce tevazu, sonra tevazu, sonra yine tevazu Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]