SABRİ BABA'MIZIN DOSTLARINDAN, TÜRK KÜLTÜRÜNE ÇOK BÜYÜK HİZMETLER ETMİŞ BİR GÖNÜL İNSANI, HAK AŞIĞI BİR VELİ HANIM: SAMİHA AYVERDİ HANIMEFENDİ
Sabri Baba'mızdan:
“20. Yüzyılın Işığında Müslümanlık” kitabını okuyunca da Samiha Ayverdi ve Safiye Erol Hanımlarla tanışmayı çok istedim. Önce Samiha Hanım’la tanışmak için İstanbul’a gittik. Sadece Caddebostan’da oturduğunu öğrenebilmiştik. Sokaklarda öylece dolaşıyoruz. Ama koca bir cadde. Ancak içimde çok büyük bir inanç var, bulacağız diye. Rana, o mübarek kadın, da öyle yanımda yürüyor. Bana bir kere olsun “Sabri, hiç böyle şey olur mu, hiçbir şey bilmeden ev aranır mı, nasıl bulacaksın...” bile demedi. Sonra giderken birden bir apartmandan bir pencere panjuru açıldı, bir hanım –Sabiha Hanım, ki o da veli bir hanımdı- başını uzattı, bize seslenerek “Samiha Anne’yi mi arıyorsunuz?” dedi. Bizi yukarıya buyur ettiler. Samiha Hanım’la tanıştık, üzerinde sarı ile yeşil arası uzun kollu, yakası yuvarlak, kapalı bir elbise vardı. Birbirimizi çok sevdik, çok iyi dost olduk. O da sonraları Ankara’ya geldiğinde bize uğrardı, çok güzel sohbetler ederdik.
Rahmetli Samiha Ayverdi, “İstanbul Geceleri” isimli eserinde eski İstanbul terbiyesinde bir genç kızın misafire nasıl kahve ikram edeceğini anlatır ve der ki “Bu eğitim onbeş gün sürerdi. Kapıdan nasıl girilecek, kahve tepsisi nasıl tutulacak, misafire ne kadar yaklaşılacak, reveransı nasıl olacak, tepsi misafire ne kadar yaklaştırılacak, ikram ederken hangi sözler söylenecek, karşı taraftan gelmesi muhtemel sözlere nasıl mukabele edilecek, ikramdan sonra nasıl uzaklaşılacak, içilen kahve fincanları nasıl toplanacak, gerek içeri girerkenki, gerek çıkarkenki yüz ifadesi nasıl olacak, bir soru sorulursa cevap nasıl verilecek, ses tonu nasıl olacak, genç kızın ikram sırasındaki kıyafeti nasıl olacak... Bunlar en ince ayrıntılarıyla evin genç kızına öğretilir, bu da en az onbeş gün alırdı.”
Artık bu güzel, asil, nezih insanlar nerdeyse hiç kalmadı. Sonlarını biz görmüşüz demek ki. Artık bundan sonraki nesiller ne bir Samiha Ayverdi Hanım görecek, ne bir Seniha Bedri Hanım, ne de bir Mithat Bahari Bey...
Sabri Tandoğan (Efendi Hz)
HEPSİNİN AZİZ RUHLARI ŞAD OLSUN.