Efendim,
Sayın Ayla Belen Hanımın çok başarılı bir şekilde anlattığı Lalenin saltanatı şu bahar gününde içimizde çiçekler açtırdı.. Çok eskileden beri laleleri çok sevmişimdir. Bana inceliği, zarefeti, yalınlığı ve tekliği çağrıştırır laleler.
Ilkokula yeni başladığım yıllarda Istanbul’da bir tatilde Lale Bahçesinde çektirdiğim resmi hala çok severim. Ayla Hanım’in bahsettiği rahmetli Prof.Dr.Süheyl Ünver hocanın" The Hıstory of tulıps in Turkey" kitabını da bulup okumayı, incelemeyi çok arzu ettim, inşallah nasib olur. Bundan 5 yıl önce yine Prof.Dr Süheyl Ünver’e ait “The Türkish Roses” adlı kitabı elime geçtiğinde , sayfalarını süsleyen 99 gül resmini gördüğümde göz yaşlarımı tutamamıştım. Lale ve Gül ; işte Rabbımın iki yaradılış mucizesi Allahın tekliği ve Peygamber kokusu.. Bana bu hisleri yaşattığı için Ayla hanıma tekrar teşekkürlerimi yolluyorum… Sizin de bu guzelliklere getirdiginiz yorum, yasamin mucizelerine, Rabbimin nimetlerine isaret edisiniz konuya ne guzel bir yaklasim getirdi. Allah binlerce kez razi olsun. Her bir guzellikte Yuce Yaradanimizla birlikte olmak.. Iste en muhtesem duygu bu olsa gerek..
Sonsuz saygı ve hürmet ile.. Rabbime emanet olun.
Özden ÇİÇEK
Creative & Decorative Painting
Dubai
www.ozdencicek.com
*****
Internetten son iki , üç gündür çok acı bir olayı takip ediyorum. Bir otobüs dolusu minik yavru ve ailelerinin Aksaray yakınlarında geçirdiği trafik kazası hepimizi derinden üzdü..
Türkiyemizde bu sorumsuzluk ve hatanın sonucunda onlarca cana kıyılması ilk değil elbet. Gönül ister ki son olsun.. Ama nasıl.?.
Bundan 8 yıl kadar önce bir trafik kazası sonucu sevgili kardeşçığımı Hakk’a uğurladığımızda Babam “İşte her akşam Tv de görüp duruyoruz insanlarin basina geliyordu, şimdi de bizim başımıza geldi” demişti can acısıyla.. Evet her akşam Tv de haberlerde tanık oluyorduk ama ateş düştüğü yeri yakıyordu.. O yüzden ateşin düştüğü ocaklarda hissedilenleri anlayabiliyorum..
Elbette Rabbımın verdiği ömüre itiraz edecek, kadere isyan edecek halimiz yok. Söyleyeceğimiz sadece “İnna lillahı ve inna ileyhi raciun” “Allahım senden geldik ve sana döneceğiz” Amaaaa. Bu demek değildir ki herkes başkasının canına kasdetme hakkına sahiptir. Isteyen istediği gibi başkalarının hayatını tehlikeye atabilir, sorumsuz ve aptalca davranabilir.. Bu ülkemizin kanayan en büyük yaralarından biridir. Adeta cinayet gibi kazalar olduğu ile kalmakta sorumluları kesinlikle gerektiği şekilde cezalandırılmamaktadır… Tabiki cezalar çözüm değil. Çözüm eğitim, insanların içine, aklına ruhuna işleyecek, vicdanlarını devreye sokacak bir eğitim.. Attığı her adımda, yaptığı her km de onlara sorumluluğunu hatırlatacak bir eğitim. Bir anlayış şekli.. Içinde Allah sevgisi ve korkusu olan bir insan bu konuda öylesine dikkatili ve hassas davranır ki!.. Allahın yarattiklerinin en mükemmeli en yücesi olan insanın hayatını tehlikeye atacak hiç bir haraketi bilerek yapamaz , sorumsuz davranamaz… Bu gün dünyada en çok ölümlü trafik kazası ülkemizde oluyor , neden, yanlış nerde..? Sorgulanması , çözümlenmesi gerekiyor..
Ceza ise caydırıcılığı nedeni ile gerekli.. Bu gün alkollü içecek kullanan direksiyon başına geçebiliyor rahatlıkla, vicdanı elveriyor yani, gözüm kapalı bile kullanırım diyenler var, kırmızda geçtim de ne oldu diyenler, ben iyi kullanırım istediğim gibi sollarım, hata sağdan da geçerim gerekirse diyenler, hız limiti de neymiş, burda radar yok deyip gaza basanlar da.. Taşıdığı yolcuların sorumluluğunu taşıyacak kapasitede olmayan, ruhsat sahibi olmayanlar yollarda, kendini yolların fatihi sananlar da.. Yakalanınca polise rüşvet teklif edenler var, yada çok çok bir iki celsede beraat ederim diyenler de.. Peki bütün bu davranışların mantık, vicdan neresinde??
Rahmetli kardeşimin kaza geçirdiği yerde yol bozukluğundan dolayı uyarı yokmuş. Kardeşimi bize getirmek için giden ambülansın aynı yerden geçerken sıçrayan taşlardan cami kırılmış, aynı yerde iki günde pekçok hasarlı kaza olmuş. Vee ölümle sonuçlanan bu kazanın sabahında tesbit için olay mahalline gidildiğinde yol asfalt yapılmış kazanın izleri örtülmüştü.. Peki ne oldu.. neyin üzeri örtüldü.. Insanların kusurları örtülünce gerçekler gizleniyor mu? Sorumlular ortaya çıkmayınca vicdanlar rahat ediyor mu??? Rabbım herşeyin en iyisini bilir, hayir da şer de bizim içindir ve adaletin en yücesi O’nun indindedir.
Gelelim küçük bir örneğe;
Şu anda bulunduğun şehirde Dubai’deki mevcut trafikten bahsetmek istiyorum.. Dubai’nın toplam nüfusu 1milyon250 bin civarında.. Dubai trafiğine kayıtlı araç sayısı 750 bin.. her gün trafikteki ortalama araç sayısı 1 milyon. … Çünkü bu memlekette toplu taşıma yok denecek kadar az ve sadece garibanlara hitab ediyor.. Yaşanan hızlı gelişime bu konuda henüz ayak uydurulamamıs. Metro yapım aşamasında.. Ancak yollar geniş, otoban. Sabah akşam yoğun saatlerde yavaşlayarak adım adım giden trafik gün içinde çok hızlı seyrediyor. Şehir içinde pekçok yolda hız limiti saatte 80 km. yada 70 km. Küçük yada buyuk hasarlı kazalar kaçınılmaz oluyor diye alınan önlemler ise çarpıcı. Şu anda trafik ışıklarının hemen hepsinde kamera var kırmızıda geçen araç anında fotoğraflanıyor. Cezası 1500 dhs yanı 600 Ytl ceza plakaya yazılıyor ikinci kez aynı suçu işlerse araç trafikten men, üçüncü kez aynı suç işlenirse cezası hapis. Yayaya çarpmanın mahkemedeki suçlaması cinayete teşebbüs yada cinayet, bu suçtan yargılanılıyor. Hız limitinin kontrolü içinde şehir içi ve dışında bütün yollarda birkac km de bir sabit radarlar var ve limiti asan herkez anında tesbit edilip ceza plakaya yazılıyor. Hız limitini aşma cezası 500 dhs yanı 200 ytl.. üç kere tekrarlanması halinde ehliyete el koyma ve de araç trafikten men cezası veriliyor. Alkollü araba kullanmanın cezası doğrudan hapis .Zaten alkollu olarak sokaklarda dolasip taskinlik yapmanin da cezasi hapis. Şimdilik aklıma gelenler bunlar, nasıl caydırıcı değil mi.. Ama buna trafik ehliyeti veren kursların zorlu sınavlarını vede defalarca kez aynı kişiyi sınavda bırakabildiklerini de eklersek sorunların büyük ölçüde çözüldüğünü de görebiliyoruz..
Nasıl olabilecek, bıçakla kesilir gibi olmayacak biliyorum ama bir an önce ülkemizde de bu gidişata bir dur denilmesi gerekiyor. Her bayram tatilinde yollar kan golüne döndüğünde, böyle toplu ölümlü kazalarda yürekler yandığında değil, her an bu konu gündeme alınmalı ve üzerine gidilmeli. Insanlar bireysel olarak kendini eğiterek, vicdanlarına danışarak haraket etmeye başlamali. Allah rızası için diyorum.. Rabbim hepimizin yardımcısı olsun.
Tüm dostlara sevgi ve saygılar, saygı ve hürmetle ellerinizden öpüyorum..
Özden ÇİÇEK
Creative & Decorative Painting
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Böyle başa, böyle traş Yazan Özden Çiçek
Cvp: Böyle başa, böyle traş Yazan Sabri Tandoğan