Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sabri Baba'mızla kadın erkek ilişkileri ve kendi evliliği üzerine sohbet.
Gönderen : Siteden
Tarih : 2/7/2018 11:59:30 PM


.



MUHTEREM BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ BABA'MIZLA KADIN ERKEK İLİŞKİLERİ VE KENDİ EVLİLİĞİ ÜZERİNE BİR SOHBETİMİZ


− Efendim, evliliğin ilk gecesinde erkeğin kılacağı iki rekat namazın çok önemli olduğunu okumuştum. Mânevi birçok hikmetleri var sanırım bu namazın.


Sabri Baba:


− Yavrum, bu namazı sadece erkeğin değil, kadının da kılması gerekiyor. Bunun için öncelikle her ikisi de, ilk olarak abdest alacaklar. Yalnız abdest alınırken iki taraf da birbirinin abdest suyunu dökmeye yardım edecek. Sonra seccadelerini serip, beraber iki rekat namaz kıldıktan sonra ellerini açıp dua edecekler: “Allah’ım bu evliliği ve bizi birbirimiz için hayırlı ve mübârek kıl. Eğer bize evlât vermeyi dilersen, onun devletine, milletine, ailesine faydalı, hayırlı bir evlât olmasını nasibeyle” diyecekler.


Sayın Büyüğümüz bir ara Rânâ Anne’yi hatırlayarak iç çekiyor. Elini hemen sağında boş duran sandalyenin karşısına gelen masanın üstünde gezdirerek üzerini yokluyor:


Sabri Baba:


− Ahh Rânâ... Şimdi burada, yanımızda olsaydı... O, bir melek gibiydi Ziya Bey... Allah baktı, etraftaki şımarık, hoppa kızları göre göre bende kendi kendine evlenecek bir durum kalmamış, Rânâ’yı karşıma çıkardı. Onu daha ilk gördüğüm anda sevmiştim. O anda içimden gelen bir ses onun evle­neceğim kişi olduğunu söyledi. Ve ben o sesi duyduktan sonra bir gün gelip Rânâ ile evleneceğime kesin olarak inandım. Bazan Rânâ’ya bakar düşünürdüm. Herhalde derdim, bu bir insan değil, olsa olsa bir melektir... Sizler onu tanımadınız değil mi Ziya Bey? Tanısaydınız siz de ona çok saygı duyardınız.


Ona evlenme teklif ettiğimde Rânâ’nın aramızdaki yaş farkı nedeniyle bazı tereddütleri vardı. Resulullah Efendimizin Hz. Hatice ile olan evliliğini örnek göstererek tereddütlerini gider­miştim. Biliyorsunuz, evlendikleri zaman Resulullah Efendimiz yirmibeş, Hz. Hatice Annemiz kırk yaşında idi. Sonra Rânâ’yla kırkdört yıl süren bir cennet hayatı yaşadık. Ne bir kez olsun kavga ettik, ne de birbirimizi kırdık, incittik. Evimize girerken yaptığımız mukaveleye hep sadık kaldık. Evliliğe ilk adımı atarken “Rânâ,” dedim, “gel seninle bir mukavele yapalım.” Rânâ, “Ne gibi?” dedi. “Diyelim ki,” dedim, “bu evde ne senin dediğin olacak, ne benim dediğim olacak. Yalnız AIlah’ın ve Peygamberin dediği olacak.” Rânâ, “Kabul” dedi. Bu andan iti­baren bizim evde kırkdört yıl boyunca yalnızca Allah’ın ve Peygamber Efendimizin emirleri uygulandı.


Ama bugün insanlar ne yapıyorlar, hep kavga, hep gürültü, karşılıklı kırıcı sözler, kalp kırmalar... Oysa bunlardan kimin eline, ne geçiyor? Ya adam gibi evliliği sürdürmeli ya da eğer yürümüyorsa adam gibi ayrılmalı. Karı koca arasında bir an­laşmazlık ortaya çıktığı zaman, birlikte karşılıklı otursalar, me­sele nedir, nasıl çözülür, en doğru çözüm nedir, birlikte karar verseler daha iyi olmaz mı? Ne gerek var kavga etmeye?


Çiğdem Hanım:


− Efendim, siz bir sohbetinizde anlatmıştınız, demiştiniz ki: “Karı koca kavgası olurken erkek kavganın en şiddetli bir ye­rinde birden sussa, eşine dönüp sevgi ile gülümseyerek hay­ranlıkla baksa ve dese ki: “Biliyor musun hayatım, şu anda öyle güzelsin ki...” Acaba o kavga hâlâ devam eder mi?


Sevgi Hanım:


− Herhalde böyle bir iltifatı duyan bir kadın bütün yelkenleri suya indirir. Aksinin olmasına imkân yok.


Ziya Bey:


− Efendim, zaten Peygamber Efendimizin bir Hadis-i Şerifleri var: “Kim bir münakaşada geri adımı atan ilk taraf olursa, o Bizdendir” anlamında.


Sabri Baba:


− Yavrum şimdiye kadar münakaşadan kimsenin eline bir şey geçmedi. Biz münakaşadan her zaman kaçacağız.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]