Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Münir Derman Hz'nden bir sohbet.
Gönderen : Siteden
Tarih : 2/13/2018 3:42:35 PM


.









MÜNİR DERMAN HZ'NDEN BİR SOHBET...
AZİZ RUHLARI ŞAD OLSUN.
SOHBET KAYDI:
Nerede bir çıplak sefil görürseniz düşmüş bir adam muhakkak bir KÂMİL insandan kaçmıştır, bunu unutmayın haaa!.. Nerede bir sefil düşkün, tereddüt içinde bir insan görürseniz muhakkak bir Kâmile tesâdüf etmiştir. Ondan haberi yokken kaçmıştır.


Buğday ekersen buğdayla saman alırsın. Saman ekersen, ne buğday alırsın, ne de saman oğlum. Öyle insanlar kendini delilik süsüne verdi mi, imkânı yok onu melek bile göremez!. Rüzgâr esti mi toz karışır bilirsiniz… Rüzgârı göremezsin rüzgâr, tozu kendine perde yapmıştır.


Herif demiş ki : “Halkın şerrinden bir bucağa sığındık. Akıllılardan utandık da divâne olduk!.” demiş.


Köpeğe insan huyu geçerse; köpek çoban olur, sürüyü korur. Ârif huyu geçerse, Ashâb-ı Kehf’ten olur. Hanı yaprak üstüne, bayrak üstüne işlenmiş aslanlar vardır, aslan resimleri. Hareketleri rüzgârdandır onun!. Nakış, Nakkaşla hiç boy ölçüştürebilir mi oğlum?.


Hintli’nin birisine ayna vermişler bakmış demiş: “Bu ayna siyah gösteriyor insanı, kara gösteriyor!” Atmış yakmış aynayı!. Ayna şâhiddir burda. Şâhidi zindana atmak nerede görülmüştür?..


Oğlum, en netîcesi bunun su ile yağı karıştırırsan kandil ışık vermez. Irmak içinde kuru kerpiç arayanlardan değilim ben haaa!. Lakırdıya dikkat et!.


“Su ile yağı karışırsa kandil ışık vermez!.” Öyle böyle şeeey yok yok yok!. “Hikmet mü’minin kaybolmuş malı” olduğundan kimden duyarsa inanır.


Her ümmetin gönlünde HAKK’tan bir tat vardır. Peygamberler dıştan seslendi mi, ümmetin içinden bu canı secde eder. Çünkü Can Kulağı âlemde hiçbir kimseden böyle bir ses işitmemiştir. Eserin hepsi ölçeğe benzer. Ölçek ölçek!.


“Kile âletine?”


Mânâ içindeki harf, dânelerdir a oğlum!. Kileyi havaya vermezler. Akıllı kişi dâneyi alır. Ölçek var mı yok mu ona bakmaz!. Körlerin zâten taşlık yerde düşmeleri gâyet tabiidir.


Şu secdeye kapananları var ya hepimiz, gönlümüz ALLAH’ın ucunu tuttuğu bir merdivendir oğlum. Ve her basamağında bir Rasûl bulunur. İşte o basamakları çıkmak lâzımdır. Bak cübbe siyah, şey siyah. Kâbe örtüsü siyah, Gece siyah.


Siyah deyip de geçme siyah ırk da var. Siyah, ALLAH’ın imzâ mürekkebidir oğlum, imzâ mürekkebi!. Hakiki mabed insan şekline girdi.


Bak saçları ağarıyor insanın. Bu ağarmak: “İmza siliniyor, kendine gel! İçindeki evrakı oku!” demektir.


“Ama bazısının da saçı hiç beyazlamaz!.”


Bir gün beyazlar oğlum. Beyazlamayanın saçı siyah olur. Bu böyle, ister inan ister inanma!.


“Kılıç kesmekten utanç duymaz!”


Ben söylerim oğlum!. Efendim, bir adam senin baban olur: “Babamdır!” dersin. Amma baban amma oğlum, başka birisinin de oğludur unutma!. “Ahh!” deyin “Ahh ahh!..”


Sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz zamânında sahâbeden en genç birisi, mescidden çıkıyormuşlar. Yirmi beş yaşlarında… Hep koşarmış Medîne sokaklarında, mübârek çocuk, namaza hep çabuk erişir!. Câmiye herkesten evvel girer, herkesten evvel çıkarmış. Bir gün sabah namazına gidiyorlar.


Namaz kılınmış hemen herkesten evvel çıkmış. Sahâbelerden yaşlı bir zât da geliyor, bunu görmüş. Ebu Humeyr ismi bu çocuğun, Sahâbe ALLAH şefaatına nâil eylesin!.


“Yâ Humery demiş namaz kılındı mı?” demiş.


Demiş “emmi “ demiş. “Namız kılındı. Rasûllullah selâm verdi. Dua etti. Çıkıyoruz câmiden!” demiş.


O yaşlı sahâbe: “Vaaaaaaaah!.” ağzından bir duman… “Duman çıkar mı?”


Ulan çıkar niye çıkmasın. Soğukta “huhhh!” ediyoruz. At bile çıkarıyor niye çıkmasın?.


Hemen itiraz: “Duman çıkar mı?”


Çıkar!. Gaz da çıkar, duman da çıkar, oksijende, karbondioksit de çıkar, göremediğin şeyler de çıkar!. Yılan çıkar, neler çıkar. Her şey çıkar.


ALLAH’ın mâbedi burası, neler diyorsun sen. “Emmi demiş o kadar üzülme!” “Vaaaayy!” demiş ihtiyar adam kan kokusu gelmeğe başlamış. Ebu Humeyr acımış adamcağıza: “Amuca demiş bu kadar üzülme!” demiş. “Şu aaahınan vaaahını ver bana ben namazı verdim sana!” demiş.


Çok dikkat edin aziz cemaat!. “Verdim gitti!” demiş ihtiyar.


Vermiş. İhtiyar rahat etmiş namazını… Eskiden namazları da birbirine verebilirlerdi. Şimdi hiçbir şey verdikleri yok. Çünkü verecek bir şeyisi yok ne versin. O gece rüyâsında görmüş kendisini.


Demişler: “Bak şurası Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem’in Firdevs-i a’lâ daki köşkü “ demişler.


“Ne köşkü?” Ulan köşk be, bildiğin köşk, saray. “Nasıl?” Yarın görürsün. Acele eden varısa namazdan sonra ölsün gine görür. Birisi dedi ki: “Ben acele edeceğim!” “Geber de gör!” dedim. Birisi: “Ben biran evvel görmek istiyorum!” dedi fî târihinde. Anlattık anlattık da büyük Câmi de ashâbımı bozdu: “Geber de gör be!” dedim. “Mahşer dedi ama gebirirsem!” dedi gine itiraz ediyor. “Geberirsem mahşer olur!”


“Geberenlere hemen gösterirler. İslâm’lara mahşerde görükür!” dedim. Sustu. Rüyâsında görmüş ki yanında köşkü. Ebu Humeyr uyanmış sabahtan. Namazdan sonra Rasûllullah’ın yanına gidiyor. Soracak.


Rasûllullah: “Taal Yâ Humeyr demiş. Gel Humeyr. Sen demiş şu aah vaaahı aldın ya demiş aha onun hürmetine Cenâb-ı ALLAH sana o köşkü verdi!” demiş…


Halvanî Hazretleri bir gün uyuya kalmış. Ezan okunuyor gelmiş birisi:


“Yâ Halvan, Yâ Halvan demiş. Ezan okunuyor namaza kaldırıdım seni!” demiş.


“Teşekkür ederim!” demiş. Bi de bakmış ki gelen İblis, Şeytan!. “Şeytan görülür mü?” Görülür ya. “Sen gördün mü?” Gördüm, gel ben her gün göstereyim şeytanı. “Yavv sen bu iyiliği yapmazsın bana!” demiş. “Yok demiş geçiyordum burda mışıl mışıl uyuyordun!” demiş. “Seni zâten kandırmağa imkan yok. Onun için kaldırdım seni” demiş. “Hele hele demiş senin bunda bir iş var.” Olur du olmaz dı demiş: “ALLAH aşkına söyle be!” demiş. Şeytana. Şeytanın da ALLAH’ı ALLAH . Vazîfesi başka.


Demiş: “Yâ Halvan demiş sen namazı kaçırsaydın bir aaah çekecektin ya demiş o aaah bu namazdan daha kıymetli olduğu için kıskandım da seni namaza kaldırdım!” demiş.


O aaah yok mu oğlum: “Aaah Yâ RABBi!” Bir de göz yaşı geldi mi amaaan!.. Hem pencereden bak: “Aaaah!” Yok öyle değil öyle pencereynen değil bu iş. Hem duâ ediyor: “Mehmet kapıyı ört, Allahumme salli ala Muhammedin seyyidinâ Muhammed! Mehmet kapıyı ört. Soğuk geliyor!” Ulan o duâ değil, o soytarılık!.. Her an Cenâb-ı Peygamber bu işin farkında.


(Hâfız ne kadar var oğlum. Geliyor mu?. “Az kaldı kalmadı vakıt!”)


“Ağalar şimdiden sonra kurban kesin!” demiştim. Kurban çok büyük iş. Bundan beş yüz altı yüz sene evvel. Molla Câmî Hazretlerinin Nefâhât-ul-Üns’ün son kısımlarında yazar. Molla Câmî bu zâta yetişmiş. Zamânında Fıdda isminde bir mübârek kadın var. Fıdda Fıdda, gümüş demek Arapça Fıdda. Üç tâne çocuğu var bir de kocası var. Bir kulubeleri var bunların altında hasır bile yok. Zencinin biri bir kuzu hediye etmiş. Bunlarda büyütmüşler bunu. Onun yünü gâyet güzelmiş hayvanın bu yünü satarmışlar sene de iki kile bu yünnen arpa alırmışlar. Her gün de sütü verirmiş. Birer fincan çocukları içermiş bundan da birer parça yermişler. Bir gün böyle Kurban Bayramı, Ârife günü. Fıddanın kocası demiş ki:


“Yâ Fıdda demiş ki Ya Fıdda biz ALLAH’a namazdan başka bir şey yapamıyoruz demiş. Borcumuz. Hediye gönderemiyoruz!” demiş.


Kurban hediyedir ibâdetten ziyâde. İbâdet ama hediye. “Gel şu demiş hayvanı keselim!” demiş. “Efendi demiş ALLAH biliyor ya bizim kurban kesecek durumumuz yok. Çocuklar ağlar. Bunnan geçiniyoruz. Ayağını öpeyim Efendi demiş kesmeyelim!” demiş.


Birde şimdi karılar: “Efendim hıııır hıııır hııır herif yok yok yok!.” Bak mübârek kadına bak: “Kesmeyelim ayağını öpeyim!” demiş. “Peki Fıdda kesmeyelim canım!” demiş. Akşam üzeri bir sâil gelmiş eve.


Sâil: “Fe emmel yetîme fe lâ takher. Ve emmes sâile fe lâ tenher.” Var ya ordaki sâil, dilenci değil oğlum dilenci değil!. Böyle burdaki dilenciler: “Fe emmel yetîme fe lâ takher. Ve emmes sâile fe lâ tenher.” âyetini ağzına almasınlar!. O bildiğin sâil değildir: “ ALLAH celle celâluhu’dan başkasına ölse yüzünü elini çevirmeyen adam” demektir sâil.


Böyle bir adam gelmiş oraya. Demiş ki: “Üç gündür kızım, acım demiş. ALLAH rızâsı için bana bir şey verin!” demiş. Almışlar içeriye. Yok bir şey.


Bu sefer Fıdda kocasına demiş ki: “Bu adam geldi koyunu kes!” demiş.


Kadına bakın!.. Yarım saat evvel: “Kesme!” diyor, şimdi?. Adam almış: “Yalınız çitin arkasında kes demiş. Çocuklar görüp de ağlaşmasınlar!”


Adam bıçakla almış şeyin arkasına giderken, Bu taraftan çitten aynı koyun “hooop!” atladığı gibi Fıdda’nın yanına gelmiş. Elini yalıyor. Koyun yalar ya…


Fıdda demiş ki: “Herhalde demiş kaçtı heriften!” demiş. Dönmüş çitin arkasına bakmış ki herif çoktan koyunu kesmiş, yüzüyor (derisini). Molla Câmi der ki: “Ben bu koyunu gördüm!” der. Bu koyun 22 sene muammer olmuş, bu ikinci gelen koyun. Biri gitti ALLAH birini gönderdi.


“Bu koyunu gördüm dedi yirmi iki sene muammer oldu günün her saatinde ALLAH’a kasem ederim ki istediği zaman süt verirdi” diyo


“Bunun sütünden ben de içtim. ALLAH’a kasem ederim ki sütü bal tadında idi!” diyor.


Aha buyur!.. O halde kes sesini!… ALLAH cümlemizi bu günlere nasib-i müyesser eyleye. Amin…


Bismillahirrahmanirrahim.


Subhaneke ya Allem, Tealeyte ya Selam, Ecirna minennar bi afuvike ya Mücir. Allahumme Entel Mennan Bediussemavati Vel Ardi Zel Celali Vel İkram Ya Hayy Ya Kayyumu Ya Allahu Celle Celelehu…


Ya İlahi, Paki zülcelalin aşkına


Nuru Zatın, Hemvucudun, Lamisalin aşkına


Mahseni esrarı Taha, Sırrı Subhanellezi


Menbai Envari Yasin


Mahkesi Rahmeti Rahman


… Esrarı Hilkat


Rahmetenlil Alemin Serveri Tahti Risalet Ahmedi Ruhul Emin


Bizleri kurtar bu benlikten, Nuru Cemalin Aşkına


… Görme Ya İlahi, Kudreti Kemalin Aşkına


Merhamet Kıl Ya İlahi Bimisalin Aşkına


Ey Cemalin Kulhuvallahu Ahad,


Sureti Nakşındır Allahussamed


Merhamet Kıl ya İlahi, Ya Erhamerrahimin,


Muhammed Mustafa’nın Aşkına…


Ya Rabbi! Bu ayımızı bize en güzel şekilde geçirmek nasibimüyesser Eyle.


Midemize evimize helal lokma nasibi müyesser Eyle ya Rabbi. Bize sıhhat dirilik ihsan Eyle ya Rabbi. Ramazanı Şerifte oruç tutmak nasibi müyesser Eyle ya Rabbi. Dertlilerimize deva, hastalarımıza şifa, perişanlarımıza Ya Rabbi kuvvet ve dirilik ihsan Eyle yaRabbi. Ahiretimizi mamur Eyle, cehennem azabından bizi koru ya Rabbi. Bize Resulullah’ın (sav) yarın ahirette elini öpmek nasibi müyesser Eyle Ya Rabbi.


OPR. DR. MÜNİR DERMAN (K.S)
Lillahil Fatiha… Amin


https://www.youtube.com/watch?v=yJs9BOo5amw&feature=player_embedded&list=PL9vhqAHJh4WEeZZ-spEx1B4EvUI_f5ikB


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]