Slovakya'nın güzel başkenti Bratislava'da eşim ile gezerken karşımıza çok zarif, yaşlı bir hanımefendinin kasada beklediği şirin mi şirin bir dükkan (adı Twigi) çıktı, bu dükkanda bölgeye ait motiflerle süslenmiş çeşit çeşit eşya satılmaktaydı, dolaşmaya ne tarafından başlayacağımızı şaşırdığımız ağzımızın açık kaldığı bir yerdi burası, bir müzeyi gezer gibi gezdik, alacaklarımızı aldık, kasaya, o güleryüzlü hanımın yanına geldik. O hanımefendi aldıklarımızı öyle incelikle ve titizlikle paketliyordu ki, hayranlığımız kat kat arttı, hiç acelesi yoktu, sanki kendi evlatlarının okul defterlerini kaplıyordu. Oradan ayrılıp gezimize devam ettik, yol boyunca sevimli dükkanları inceliyorduk, bu bir tür müze gezintisine dönmüştü. İnsanlar sıcak, canayakın ve yardımseverdi. Bu anlamda kardeş sayılabilecekleri Çeklerden daha hoştu Slovaklar. Dönüşte o dükkana tekrar girmek istedik, bu sefer yanılmıyorsam iki-üç Euro değerinde küçük bir şey daha alarak kasaya gittik, ve Efendim, inanın onu da aynı titizlikle paketlediler, belki paketleme için kullandıkları kağıt ve süsler bizim aldığımız eşyadan daha pahalıydı. Tarifi imkansız bir hayret ve hayranlık yaşadık, bir de özlem... Bizdeki eski bakkallar, manavlar, balıkçılar, şekerlemeciler, yufkacılar, yogurtçular, yorgancılar, mahalle berberleri, fırıncılar hayatımıza ne de güzellikler katıyorlardı. Aslında içimden tüm esnafı saymak geçiyor, hepsinin ellerinden öpmek istiyorum şimdi, çocukluğumun o güzel esnafının kıymetini mi bilemedik toplumca? Dedem yıllarca gemilerde çalışmış emekli olunca evde oturmak istememiş ve kendine bir sandal almıştı, balıkçılık yapar boğaza çıkardı, tuttuğu bir miktar balığı satar, kalanını da dağıta dağıta eve gelirdi. Çok iyi hatırlarım ev kadınları ve esnaf kapılarının önüne çıkar dedem de uzattıkları kap ya da poşetleri doldururdu. Tüm esnafı tanır ve selamlaşırdı, aslında bütün mahalle birbirini çok iyi tanırdı. Büyük ve ürkütücü alışveriş merkezleri karşısında sessizce kepenk indiren bu onurlu esnafı ister istemez özlüyoruz...
Ellerinizden saygı ile öpüyorum Efendim.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın İlker Bey,
Kıymetli yavrum, anılarını o kadar güzel anlatmışsın ki sanki biz de seninle beraber o yerleri gezdik, gördük. O esnafla selamlaştık, hal, hatır sorduk. Çok teşekkür ederim. Beni mutlu ettin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.