Çok Sevgili Büyüğüm, Aziz Babacığım,
Size ve bütün dostlara güzel bir günden nice hayırlar dilekleriyle merhaba...
SOHBETLERİNİZDEN İNCİLER
Sevgi karşılıklı olmalıdır. Aksi halde bu bir ruh hastalığıdır. Allah bile karşılık bekliyor. “Kulum bana bir adım gelirse ben ona on adım giderim” buyuruyor.
Zaman içinde zaman, mekan içinde mekan vardır. Bunun için önce Besmeleyle Allah’dan yardım istemeli ve huzur-u kalp içinde kimseye kötülük düşünmeden, kafasını bütün olumsuz düşüncelerden kurtararak çalışmalıdır. O zaman insan az zamanda çok iş yapabilir. Mekan içinde de mekan vardır. Bazı evlerde yer küçük olmasına rağmen orada da bakıyorsunuz kaç kişi bir arada huzur içinde yaşıyor. Bunu sağlayan da o evde yaşayanların huzur, sükun ve Allah aşkı içinde olmalarıdır.
Hayatta hiçbir zaman, hiçbir durumda ümit kesmek doğru değildir, yatalak bir hastadan bile. Bu olmaz, imkansız demek çok yanlıştır. Allah büyüktür. O dilerse herşey olur. Necip Fazıl dediği gibi
“Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur
Sakarya’nın sırtına Türk Tarihi vurulur”
Allah dilerse bir fahişeden bir evliya çıkar Maria Magdelana örneğinde olduğu gibi. Maria Magdelena fahişeyken, Hz. İsa’nın manevi koruması altında Hristiyan aleminin en büyük kadın evliyası olmuştur. Fakültede “Sosyete” lakaplı bir arkadaşımız vardı. İşi gücü kızlarla gezip tozmaktı. Yıllar sonra bir kitapçıda karşılaştık. Tanıyamadım. Kılık kıyafetini düzeltmiş, kendisini dine vermiş...
İçinde Allah’ın olmadığı gönül yoktur. Gönül, Allah’ın evidir.
Mürşide bağlanmadan önce iyice düşünmeli, bağlandıktan sonra da artık bütün söylediklerine harfiyyen uymalıdır. Şüphe olmamalıdır.
İçinde kinle ölen kimse kabirde azap içinde olur.
Edep, her an Allah’ın huzurunda olduğunun bilincinde olmak demektir. Yemek yaparken, bulaşık yıkarken, alış-veriş yaparken...
Bazan gereksiz sarfedilen bir söz insanın hayatına malolabilir :
“Gökten nazire indi Siham-ı Kazasına
Nef’i diliyle uğradı Hakk’ın belasına”
Gönül, gönülle kazanılır. Menfaatsiz, çıkarsız, yalansız...
Mana alemi, imkanlar alemi...
Manevi yolda yürüyenler için bazı aşamalar vardır. Bunlar şeriat, tarikat, hakikat ve marifettir.
Şeriat: Dinin temel kurallarının yaşanmasıdır.
Tarikat: Az yemek, az uyumak, az harcamak, mütevazi bir hayat sürmek, dinin inceliklerine riayet etmektir.
Hakikat: Bu mertebede kötü düşünmek de kalmamıştır. Bütün canlılara sevgi beslemek vardır. Sana kötülük etse bile insanları sevmek ve onlar için dua etmek vardır.
Marifet: Mana yolunda en ileri aşamadır. Hayallerinle bile kimseyi kırmamak, incitmemek vardır. Şikayet yoktur. Her gördüğünü Hızr, her gününü Kadir bilmek vardır. Kelamı Hak’dan almak vardır.
...
Sabri TANDOĞAN
Çok değerli büyüğüm, sonsuz hürmet, sevgi ve en içten dualarla size ve bütün dostlara sonsuz güzellik ve incelikte nice zamanlar dileklerimi sunuyor, o gülden ellerinizden bütün dostlar adına sevgiyle öpüyorum.
Bütün iyilik ve güzellikler sizlerle olsun. Hoşçakalın...
Çiğdem
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Çiğdem Hanım,
Kıymetli yavrum, sohbet dinlerken ne güzel tesbitler yapmışsın. Allah razı olsun. Allah, bir gününü bin etsin. Rahmetli profesör Sühely Ünver, “Daima yanınızda defter, kalem bulundurun. Güzel bir söz işittiğiniz zaman onu derhal defterinize yazın. Bazan bir söz bir insanı, bir aileyi, bir ticari işletmeyi nice kötülüklerden koruyabilir. Selamete erdirir. Süleyman Peygamber, “Güzel sözler, petekten damla damla sızan bala benzer” buyurur.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.