Talebelerinden biri, Konfüçyüs'e:
"Ölüm nedir?" diye sorduğunda, Konfüçyüs'ün cevabı şu olmuş:
“Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim.”
Hz. İbrahim cehennemi her hatırlayışında ağlardı. Hatta, bu esnada kalbinin atışı bile duyulurdu. Bir gün Cebrail gelip ona:"Ya İbrahim! Sen hiç dostun azap verdiğini gördün mü? Sen Allah’ın dostusun. O halde Allah’ın azabı olan cehennemden korkup ağlaman niyedir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. İbrahim cevaben şöyle buyurdu:
"Ya Cebrail, hatalarımı hatırlayınca, dostluğumu unutuyorum."
Lokman Hekim’e: "Bilgeliği kimden öğrendin?" diye sorduklarında ondan şu cevabı almışlar: "Körlerden öğrendim. Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar. Bacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar…Bundan dolayı ben de bir şey yapacağım zaman düşünür, faydalı ise konuşur, yararlı ise yaparım. Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim."
Behlül Dânâ’ya biri sorar :
-Oğlum öldü , mezar taşına ne yazdırayım?…
Dün ayağımın altında olan toprak şimdi üstümde.
Şu toprak, günahtan gayri her şeyi örter!
Hz. Eyyüb bir rivayete göre hastalığını on sekiz sene çekmişti. Hiçbir zaman Allah'a isyan etmeyen Hz. Eyyüb’e hanımı bir gün şöyle sordu: "Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakka dua etsen olmaz mı?" Hz. Eyyüb , hanımına şu cevabı verir: "Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır. Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır. Bu durumda ben Allah’tan utanırım. Ona bu halin üzerimden gitmesi için nasıl dua ederim."
Mevlana kederli insanlara şöyle seslenir:
"Kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner.
Bir yandan korku, bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten…
Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?.
Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olmaz. Yüzük olmak dileyen ezilmeyi ve yontulmayı göze almalıdır."
Ünlü Komutan Eba Müslim Horasani Emevi Devleti'nin yıkılışını şöyle anlatır:
“Çünkü onlar, dostlarını kendilerinden uzak tuttular, düşmanlarına da yakınlaştılar. Yakınlaşan düşman dost olmadı ama uzaklaşan dost düşman oldu. Herkes düşman saflarında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.”
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Kıymetli yavrum, bu harikulade güzel sözler için sana ne kadar teşekkür etsem azdır. Gecemi ışıttın, içimi mutluluklarla doldurdun. Sonsuz teşekkürler.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.