Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Ne olur bütün anlarımız aşkla geçse.
Gönderen : Fatma
Tarih : 3/23/2018 8:44:52 AM


.


Çok kıymetli hocam,


Her sabah olduğu gibi yine internete girdiğimde hem sorulan soruda hem de kendi mail adresime gelen yazıda baba'dan bahsedilmesi ,ağlamayla geçen bir gecenin ertesinde beni düşündürdü. Ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.


Anne baba sevgisi, özlemi hakkında anlatacaklarım. Ben beni yetiştiren düşündükçe yüceliklerini daha çok farkettiğim anne ve babamı çok sevdim , çok hürmet ettim.. Babam vefat ettiğinde ardından büyük bir sızıyla onun resimlerini bir albümde toplamıştım yıllar sonra aynı işlemi anneciğim için de yaptım. Artık iki sevgilimin cisimleri fotoğrafa dönüşmüştü.Hayatımın hep merkezinde ve zirvesindeki bu iki mübarek insanı her geçen gün daha büyük bir ihtiyaçla arıyorum.Bunu ancak benim kadar sevenler anlayabilirler. Bana verdikleri ve arkalarından bıraktıkları en büyük boşluk sevgi ve şevkat duyguları oldu. Bu iki duygu bir daha hiç bu dozda hayatımda olmadı. Hatıralarımıza, resimlerine, objelerimize daha çok sarılıyorum şimdi. Ailemden bana intikal etmiş en önemli özelliklerden biri de bizim eşyamızın çok değerli olması. O bizi terkedene kadar biz onu terketmeyiz. İyi ki de böyleyiz benim kadar aliesine düşkün insanlar varsa aman sahip çıksınlar eşyalarına . Evde boş vakitlerimde eşyalarımızı eşeledim hep. Tek tek ortaya çıkardım. Onarılacakları onarttım ve yaşama alanlarıma yerleştirdim. Gayb oluşlarından beri manevi olarak hep beraber yaşıyoruz. Dün gece yoklukları o kadar yaktı ki içimi saatlerce ağladım. Annesi babası hayatta olanlar , ne olur sarılıp öpsünler onları hep birbirimize misafir olduğumuzu hatırlasınlar. Çok sevsinler ,çok saysınlar. Geçen gün babamın resimlerine bakarken yıllar evvel çalışma odasında çektirdiği resmini incelerken masasında duran saati dikkatimi çekti " ki bu saat duruyor " aklıma birden onu yaptırmak fikri geldi. Yaptırdım. Hani arkadan kurmalı olanlardan. İşte, odamda yerini alan bu saat beni saatlerce ağlattı. Dedim ki , ses bile saklanabiliyor.Anılar sesleniyor.İşte aynı ses. Sevgili babacığımla beraberken evimizde yankılanan aynı ses. Tık ...Tık...tık ....Saat " tık tık" dedi . Ben " baba..babam... babacığım " dedim..........


Ne kadar çok hakları var üzerimde. Büyük bir minnettarlık duygusu içindeyim. Onları üzdüm mü diye soruyorum kendime. Cevabım hayır oluyor. İnşallah öyledir. Çok hayır dualarını aldım. Şükürler olsun. O kadar güzel Allahımız var ki. Arkadan da evlatları olarak hizmetime devam edebiliyorum. İnşallah makbul oluyordur. Rabbim bu kapıyı açık bırakmış.


Anne ve baba iki kutsal varlık. Allahıma şükürler ediyorum beni onların evlatları olarak dünyaya gönderdiği için. Şimdi bu sevgimi başka annelere babalara kaydırdım. Onlara hürmetim sonsuz. Hele anneanneme benzeyen örgü yelekli, tülbentli ,eli tesbihli teyzeler yok mu ve de camiye doğru giden eli bastonlu dedeler yok mu işte bunları durdurup hallerini hatırlarını soruyorum eğer yüz bulursam sarılıp öpüyorum.


Bu yazıyı okuyanlar arasında şanslı olarak anne babaları hayatta olanlar varsa naçizane yapacakları tek ve önemli iş hayırlı evlat olmak. Onlardan hayır dua almak en büyük servet.


Efendim,


Sizi de büyük bir hürmet ve saygıyla seviyorum. Yüce Allahım'a sizinle tanıştırdığı için şükürler ediyorum. Siz bu öksüzün IŞIĞI oldunuz. Yüce Yaradan bu ışığı sağlıkla, huzurla, sevinçlerle, hizmetle yaşatsın inşallah. Amin.


Hürmetlerimle ellerinizden öpüyorum efendim.


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Fatma Hanım,


Efendim, mailinizi dikkatli bir şekilde okudum. Okudukça duygulandım. Benim de gözümün önüne annem, babam, babaannem ve çocukluk günlerim geldi. O çocukluk günleri ne güzeldi. Sanki bu dünyada yaşamıyorduk. Renk dolu, ışık dolu, şiir dolu bir güzellikler alemindeydik. O zaman gökyüzü daha maviydi, ağaçlar daha yeşildi. Bahar çiçekleri insanı daha bir büyülüyordu. Siz, anne baba sevgisini ne kadar güzel anlatmışsınız. İlkokuldaki okuma kitabında beni çok duygulandıran bir şiir vardı.



“Bilemedim ana baba kıymetini


Arkamızda karlı cana dağ imiş”



Ne olur bazı güzellikler, incelikler önümüzdeyken, yanımızda, yöremizdeyken, elimizdeyken onların kıymetini bilebilsek. İnsanoğlu çok zaman o güzellikleri kaybedince farkına varıyor. Ah ediyor, feryad ediyor, dövünüyor ama iş işten geçmiş oluyor.



“Ne olur kirlenmesek, temiz kalsaydık


Dünyanın aldatıcı renklerinden soyunsaydık


Ah, güvercinler gibi böyle saf


Şadırvanlarda kanat çırpsaydık”



Yarın bu hayattan biz de geçip gideceğiz. Şimdi yaşıyorken, aklımız başımızdayken tasfiyemizi yapabilsek. İçimizi arı, duru, yunmuş, yıkanmış bir hale getirebilsek. Dünya ile hesaplaşmamızı hep iyiden, güzelden yana, sevgiden, saygıdan yana, dostluktan, kardeşlikten yana yapabilsek. İçimizde kıyıda, köşede ne kadar unutulup kalmış negatif duygular varsa bir genel af çıkararak hepsini affedebilsek. Düşüncelerimizi dahi, hayallerimizi dahi yıkayıp temizleyebilsek. İçimiz, dışımız, duygumuz, düşüncemiz hep sevgi olsa. Sevgi için yaşasak. Ölürken sevgiyle gözlerimizi kapasak.


Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz diyebilsek. Aşk gelicek cümle eksikler biter diyebilsek. Ve Muhammedi bir aşkla tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün bitkileri, bütün eşya ve cemadatı kucaklayabilsek. Allah’ım bu güzellikleri bizlere de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de nasip et diyebilsek... Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]