Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Düşünüyorum, o halde varım.
Gönderen : Ahmet Genç
Tarih : 3/26/2018 7:26:33 AM


.


Sevgili Büyüğüm Efendim,



Öncelikle Allahın selamı üzerinize olsun diyerek, ellerinizden öperim.Size tesadüf olarak M.DOĞRAMACININ "Başkası Olma" yazısındaki linkten ulaştım.Sitenizde biraz gezinti yaptıktan ve "sizden gelenler" bölümündeki sorulara verdiğiniz cevaplardan çok etkilendim.Allahın izni ile TV programınızıda vakit buldukça izlemeye çalışacağım.Eğer müsade ederseniz uzun süredir tefekkür etmeme rağmen halen içinden çıkmakta zorlandığım bir konuyu sizlerle paylaşmak isterim.


Okumuş olduğum kitapların bazıları Cüzi iradenin varlığını savunurken,kimileri tamamen red ediyor.Sohbetlerini dinlediğim değişik grup toplantılarındada farklı farklı söylenmekte,ama beni tatmin edebilecek cevaba halen ulaşamadım.Eserlerinizi daha okuyamadım,belki de bu konu üzerine yazmışta olabilirsiniz.Size soracaklarımı aşağıdaki gibi sıralıyorum,



1- Sınav için gönderildiğimiz ve daha önceden rabbimiz olduğunu kabul ettiğimiz, Allahı her an ayrı bir şanda bildirmek için bize verilmiş bir Cüzi irade varmıdır.Var ise Külli irade ile arasındaki ilişki nedir.


2-"Levlake, Levlake lema halakt-ül eflak" "sen olmasaydın, sen olmasaydın ben bu alemleri yaratmazdım" kudsi hadiste "sen olmasaydın" 2 defa söyleniyor.Bu yanlızca zahirde bir vurgulamamı yoksa batın da başka bir manası varmı?


3-İnsana verielen emanet ne idiki onu halife yaptı.Verilen emaneti ne dağlar ne gökler üstlendi,onu naciz bedenli bir insan kabullendi.Allah olmasını isterse "Kün" der oluverir.İnsan için bunu demediyse manası ne.



İlk yazışmada size bu kadar soru ile gelmek istemezdim.Ama inanınki okuduğum bir kaç paragrafınız,bana adresin doğru olduğunu söylüyor.İlginize şimdiden teşekkür eder,rabbiniz ile Allaha ulaşanlardan olamınızı dilerim.



Ahmet


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :


Sayın Ahmet Genç,


Kıymetli yavrum, bahsettiğin konu asırlarca tartışılmış. Kimisi cüz’i irade vardır, kimisi hayır külli irade vardır demişler. Ve sanırım tartışmalar kıyamete kadar sürecek. İşin özü şu: külli irade de vardır, cüz’i irade de vardır. Hiçkimse kendi anne babasını seçemez. Gözrengini, ten rengini, kemik yapısını tayin ve tesbit edemez. Biz, bunun gibi daha verilecek binlerce örnekte görüleceği üzere külli iradeye tabiyiz. Şöyle düşünelim. Bir talebe dersine çalışmıyor. Sokaklarda itlik ediyor. Sezon sonu gelince sınavlara giriyor ve tabi sınıfta kalıyor. Şimdi bu kimse çıkıp da eh, ne yapalım, kader böyleymiş diyebilir mi? Bir kimse bir ayda kazandığı parayı gidip bir gecede orda burda yer bitirirse, eh ne yapalım, kader böyleymiş diyebilir mi? Bunlar gibi daha binlerce örnek verebiliriz. Bütün bunların özeti şudur: Külli irade de vardır, cüz’i irade de vardır ve haktır. Kur’an-ı Kerim’de cennetten de, cehennemden de bahseden nice ayet-i kerime vardır. Demek ki Allah tarafından bir seçim imkanı verilmiştir. Dileyen cennete gidilecek amellerde bulunur, dileyen cehenneme. Şimdi kimse kalkıp da eh, ne yapalım, kader böyleymiş diyebilir mi?


Rahmetli Necip Fazıl



“İnsanların cehennemi seçme özgürlüğü de vardır”



demişti.



2- Efendim, yüce Peygamberimiz kainatın gelmiş geçmiş ve gelecek insanlarının en büyüğüydü, en yücesiydi. Kendisini iki alemin de sultanığı, zahir ve batın alemlerinin sultanlığı verilmişti. Onun için en büyüktü, en güzeldi, en muhteşemdi. Bahsettiğiniz husus bu iki alemin de sultanlığına işaret eder.



3- İnsana öyle bir kabiliyet verilmiş ki bu hem zahiri, hem batını, hem maddeyi, hem manayı, hem bu dünyayı, hem ahiret alemini algılayabilecek,özümleyebilecek, idrak edebilecek bir düzeydedir. İşte bu düşünme, tefekkür etme, derinliğine varabilme, künhüne ulaşabilme gücü insandan başka hiçbir varlığa verilmemiştir. İnsanoğlu bu en büyük, bu en kıymetli yönü ile kainat aleminde müsesna bir görev üstleniyor. İnsanın en önemli yönü düşünce yönüdür, tefekkür yönüdür. Onun için insanın yeri çok ayrı, çok farklıdır. Ne var ki insanoğlu bu yönünün farkına varmaz da nefsinin elinde maskara, oyuncak olursa onun kölesi olursa o zaman o insanın yeri Kur’an-ı Kerim ifadesine göre belhüm adal’dir. Yani, “hayvandan daha aşağı”. Allah bizleri de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimizi de bu sonuçtan uzak tutsun.


Kıymetli yavrum, sorularının en kısa cevapları bunlar. Eğer seni tatmin etmeyen bir yön kaldıya lütfen nedenleriyle yaz, görüşelim.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]