Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Evlilik bir mabettir, iki dünya saadeti getiren bir mabet.
Gönderen : Sabri Babadan Mektup
Tarih : 3/30/2018 6:51:37 AM


.



SABRİ BABA'DAN CUMA MEKTUBU
EVLİLİK BİR MABETTİR, İKİ DÜNYA SAADETİ GETİREN KUTSAL BİR MABET
Kıymetli yavrum,
Sabahleyin eşlerin birbirlerine karşı takındıkları tavır son derece önemlidir. Evinden öfkeyle, asabiyetle ayrılan erkeğin o gün başarılı bir çalışma yapması, iş hayatında verimli olması pek mümkün değildir. Keza, sabahleyin kalbi kırılan, incitilen bir hanımın da o günü başarılı geçireceği beklenemez. İş bu kadarla da kalmıyor, o çirkin münakaşalar, söylenen tatsız ve kaba sözler çocukların da iç dünyasında, hiçbir zaman unutulmayacak, derin yaralar açıyor ve bazen bir ömür boyu kanıyor. Biraz sabırla, biraz saygıyla, biraz edep ve incelikle geçiştirilecek nice durumlar, bir dram haline getiriliyor. Ve bu sarfedilen sözlerin hiçbiri unutulmuyor. Kadınla erkek arasında öyle hassas, öyle ince durumlar oluyor ki, dikkatsizce sarfedilen bir sözle, o ilişki bir anda renk gibi uçuyor, duman gibi dağılıyor ve artık hiçbir gayret ve fedakârlık onu geriye iade edemiyor.


Karı koca arasında, her an gö­zetilmesi gereken haklar ve vazifeler vardır. Dikkat edildiği takdirde aile fertleri arasında öyle bir uyum, öyle bir güzellik sağlanır ki, hayatta hiçbir şey mutlu bir aile yuvası kadar, renk dolu, ışık dolu, güzellik dolu olamaz. Böyle ailelerden meydana gelen toplumlar da güçlü ve sağlam olurlar. Öyle kadınlar var ki, akşam kapı çalındığında sırtına geçirdiği, beş düğmesinden üçü kopuk, sağ yakasında kahve lekesi, sol yakasında vişne reçeli lekesi olan sabahlığı ile eşini karşılamaya gidiyor. Saç baş darmadağınık, yüzünden düşen bin parça. Öyle erkekler var ki, kapıyı çal­dığında içinde hiçbir güzel duygu ve heyecan taşımadan, in­citen, ürküten bir ses tonu ile soruyor. Yemek hazır mı? Ne kadar çirkin, insanlık adına, uygarlık adına utanç veren bir durum. Ne olur yemek hazır olmazsa? Be adam, evine, yuvana, Allah’ın huzurunda bir ömür boyu aynı yastığa baş koyacağın sevgilin, eşin, gönül yoldaşın, hayat arkadaşına mı geliyorsun, yoksa karnını doyurmaya bir lokantaya mı geliyorsun?.. Pekâlâ bir dilim ekmek, bir bardak suyla da karın doyurulabilir, ne önemi var.


Akşam birbirini özlemle bekleyen, birbirinin ellerini ellerinin içine aldığı zaman, sevinçten, mutluluktan başı göklere ulaşan, aşk dolu, güzellik dolu, incelik ve zarafet dolu bir çift olmak varken, bu kabalıklar niçin? Eşlerin ikisine de yazık değil mi? Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde “Sevmek devam eden en güzel huyum” diyor. Büyük Yunus “Aşk gelicek, cümle eksikler biter” diyor. Adına sevgi denilen bu muhteşem sen­foniyi bir ömür boyu dinlemek varken, neden aşımıza zehir katıyoruz bilmem ki…


İki tarafın, senin şu hatan var, senin şu kusurun var diye birbirini itham etmesi ne kadar yanlıştır. Gayet tabii iki tarafın da noksanları olacak. İdeal insan olur mu? Hayatta ne ideal erkek, ne ideal kadın vardır. Önemli olan, artıların eksilerden fazla olmasıdır, iki tarafın birbirini oldukları gibi kabul etmesidir.


Önemli olan, bir evde maddenin değil, mânânın hâkim olmasıdır. Bir evde, sen ben kavgası yapılması kadar çirkin bir şey düşünemiyorum. Çift­lerden birinin veya ikisinin, “ille benim dediğim olacak” diye ayak diretmesi ne kadar çirkindir. Önemli olan, bir evde kadının veya erkeğin egemen olması değil, Allah’ın ve Peygamberin buy­ruklarına göre hareket edilmesidir. Eşlerine sevgi ve saygı duymayanların, onları hor ve hakir görenlerin sonları hiç de iyi gelmiyor. Her gün gördüğümüz örnekler bu acı gerçeği bize adeta haykırıyor.


Evlilik bir mâbettir. Ölümün beyaz kanatları, eşleri birbi­rinden ayırıncaya kadar, ne olur iki taraf da birbirine saygılı kalsa, birbirine karşı sevgi dolu olsa, birbirinin üzerine titrese. Şunu iyi bilelim ki, eşlerinden helâllik almadan Hakk’a göçenler için âhiret saadeti bir hayalden başka bir şey değildir. Eşi kendisinden hoşnut olarak ölen cennete gider.


Selam, saygı ve sevgi ile.



Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]