.
Sayın Tandoğan. Ben, Ankara’dan Musa Cem Gülletutan. Münir Derman Hazretleri ile ilgili size sormak istediklerim var. Nereden başlarım bilmiyorum ve affınıza sığındım. Henüz 27 yaşındayım ve size kendimde olanı nasıl anlatabilirim düşünüyorum. Hazretleri rüyamda gördüm, onla konuştum. Kabrine gittik. Sonra kızı Ayşin Hanım’dan kitaplarından aldım. Geçen günlerde de Hazretlerin konuşmalarının olduğu bir CD’yi de hiç tahmin etmediğim bir yolla temin ettim. Yaşadıklarım bunlarla sınırlı değildir. Sürekli öğrenmeye ihtiyacım var. Bir Türk genci olarak günümüzün sürat ve hareket mevhumunu yakalayıp gelecekte bize yaraşır, başarmaya niyetlendiğim hedeflerim var. Bunun yolunu da dinimi özüyle yaşayarak ve yaşatmaya vesile olarak hayata devam etmemin tek yolu olarak görüyorum. Size sormak istediklerim çoktur. En çok da Münir Derman Hazretleri ile ilgili olanlar. Onu çok seviyorum. Büyüğüm olarak gitmek istediğim yolda sizden akıl ve bilgi almak istiyorum. Kitaplarınızı okumaya başladım. Melek Hocam’ın kitaplarını okumaya başladığım gibi. Sizi aramak ve eğer isterseniz sizinle yüz yüze görüşmek isterim. Alperen olarak günümüz sürat ve hareket mevhumunda bir Türk genci nasıl başlamalı ve devam etmelidir? Ellerinizden hürmetle öperim. Saygılar ve Sevgiler
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Musa Cem Gülletutan,
Kıymetli yavrum, önce Allah’a, Kur’an-ı Kerim’e, Resulullah Efendimize ve O’nun sünnet-i seniyyesine inanacağız. Dinimizin gereklerini yerine getireceğiz. Allah’ın huzurunda kendi kendimize ölünceye kadar dürüst, temiz ve Hak’la beraber yaşamaya söz vereceğiz. Sonra önümüzdeki iş neyse ister hamal olalım, ister cumhurbaşkanı olalım, onu en iyi şekilde yapmaya çalışacağız. Günlük yaşantımızda son derece dikkatli, saygılı ve edepli ve zarif olacağız. Değil günlerimizi, saatlerimizi, dakikalarımızı dahi değerlendirmeye çalışacağız. Çok yönlü bir kültür adamı olmak bizim için en büyük ilke olacak. Tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün bitkileri, bütün eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucaklayacağız. İnsanlarla ilişkilerimizi Sabri Tandoğan’ın basamak metoduna göre kuracağız. Hayatta hiç kimseyle laubali olmayacağız. Dostluklarımız daima temkinli, dikkatli, saygılı olacak. Adım adım ilerleyeceğiz. Kiminle konuşursak konuşalım daima edep içinde olacağız. Doğu kültürüne de, Batı kültürüne de bir şeyler öğrenebilmek için yaklaşacağız. Yunus Emre bir şiirinde
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”
der. Biz de daima edep içinde olacağız. Ne iş yaparsak yapalım onu en güzel şekilde yapmaya çalışacağız. Bu son nefesimize kadar devam edecek ve yeryüzündeki bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar her zerreye karşı son derece dikkatli ve uyanık bakacağız. Beş yaşında bir çocukla konuşurken dahi ondan bir şey öğrenmeye çalışacağız. Japon dilinde basit, küçük, önemsiz, sıradan kelimeleri yok. Onlar için her şey son derece önemli. Biz de öyle olacağız. Ne yaparsak yapalım son derece dikkatli, uyanık, saygılı olacağız. Birtakım dedikodularla, fuhuş albümü gazetlerle, utanç veren televizyon kanallarıyla bir dakikamızı dahi ziyan etmeyeceğiz.
Kendimizi yetiştirmek aşkımız, heyecanımız, gayretimiz son nefesimize kadar devam edecek. Peygamber Efendimizin “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır.” Hadis-i Şerifini her gün tekrarlayacağız. Konuşurken son derece dikkatli olacağız. Göz önünde bulunduracağımız ilk husus Peygamber Efendimizin
“Ya hayır söyle yahut sus”
Hadis-i Şerifi olacak. İmkan nispetinde güzel sanatlarla meşgul olacağız. Edebiyat, resim, müzik, şiir en yakın dostlarımız olacak. Efendice yaşayıp efendice Hak’ka göçeceğiz.
Kıymetli yavrum, lütfen bu cevabın bir çıktısını al ve onu her gün oku. O senin yaşayacağın hayatın anayasası olsun. Başarılı olacağına bütün kalbimle inanıyorum. Allah yarin ve yardımcın olsun.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Makamı Âli Olsun.