Güzel bir Pazar günü diler,selamlarımı sunarım. Ben deli fıkralarını çok severim, çünkü delilik insanlara ait bir özellik. Bazen en aklı başında dediğimiz adam bile delilik yapabiliyor. Bir kaç tanesini sizlerle paylaşmak istedim.

Adamın biri arabasıyla akıl hastanesinin önünden gecerken arabanın lastiği patlar ve fırlar gider. Adam aracını zorla kontrol eder ve şans eseri zararsızca yolun kenarına çeker. Bagajından stepne lastiği çıkarır fakat onu takmak için hiç bijonu yoktur. Adamcağız başlar kara kara düşünmeye. Bu sırada akıl hastanesinin parmaklıklarına bir deli tırmanır ve adama seslenir:
"Hişt n'apıyorsun orada?"
Adam:
"Lastik patladı, yenisini takacağım ama hiç bijonum yok" der
Deli güler:
"O da dert mi, diğer tekerleklerden al birer bijon, böylece her tekerde 3 bijonun olur, ilerideki benzin istasyonuna kadar güvenle gidersin"
Adam bu akla hayret eder ve deliye sorar:
"Senin gibi akıllı bir adamın burada ne işi var ?"

Deli yeniden güler:
"Biz deliyiz, aptal değiliz"

Bir politikacı akıl hastanesinde delilere konuşma yapıyormuş. Politikacı ne söylerse deliler çılgın gibi alkışlıyorlarmış. Sadece bir kişi hiç alkışlamıyormuş. Politikacının dikkatini çekmiş. Konuşma bittikten sonra adamın yanına gelmiş. "Sen niye hiç alkışlamadın?" demiş. Adam cevap vermiş:"Ben deli değilim, hastabakıcıyım"

Winston Churchill bir gün bir akıl hastanesini ziyarete gitmiş.Delinin birine sormuş: "Beni tanıdın mı?". Deli:"Hayır,tanımadım.Kimsin?" demiş. Churchill cevap vermiş: "Ben Büyük Britanya'nın başbakanıyım" . Deli: "Ya demek öyle. Ben de öyle başlamıştım, sonunda buraya aldılar."

Bir gerçek fıkra da Prof.Dr. Ayhan Songar'dan.Prof Songar'ın çalıştığı hastanede bir deli kendini Hz. İsa zannediyormuş. Bir gün bu deli ,diğer delilerin mevlütünü kutluyormuş. Prof.Songar sormuş: "İyi de mevlüt Hz Muhammed'e ait bir gelenek. Sen Hz İsa'sın. Neden mevlütü kutluyorsun? Deli cevap vermiş: "Canım sonuçta meslektaşız. O kadar da birbirimizi kollayacağız"

Selam,sevgi ve saygılarımla

Özgür Aydın

--------------------------------------------------------------------------------

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :

Sayın Özgür Aydın,

Kıymetli yavrum, gönderdiğin hikayeler için çok teşekkür ederim. Fıkralar insan zekasının ne güzel bir çiçeklenişidir. İnsanı hayata bağlar. Onda bir yaşama sevinci uyandırır. Yerine göre, anlayana, hissedene göre birçok şey de öğretir. Ben de sana bir deli hikayesi anlatayım:

Bir gün Rahmetli Mazhar Osman ki akıl hastanesinin başhekimiydi, vizite çıkar. Koğuşları dolaşmaktadır. Yalnız bir koğuşun kapısında bir deli ellerini çırpmakta, “Deli doktor, deli doktor” diye tempo tutmaktadır. Asistanlar gülmemek için kendilerini zor tutuyorlar. Mazhar Osman, hiç öfkelenmez. Sükunetle delinin yanına gider, elini omuzuna koyar, “Bak kardeşim” der, “sen bana akşama kadar tempo tutsan, bana birşey olmaz. Ama ben sana “delisin” dediğim sürece buradan çıkamazsın. Deli bir düşünür, “Peki, doktor bey” der. Derhal susar.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun.