Sayın Hatice Hakeri,

23.4.2007 tarihli mailinizi aldım.

Efendim, gönderdiğiniz mail beni uzun uzun düşündürdü, ürpertti. Gözlerim daldı. Beş yaşındaydım. Babaannemin dizinin dibine oturmuştum. Bana masal anlatıyordu. Zevkle, heyecanla dinliyordum. Bir ara bir cümle söyledi. Beni öyle etkiledi ki bir ömür boyu unutamadım. “Allah”, dedi, “kara gecede, kara taşın üzerindeki, kara karıncanın rızkını bile düşünür”. Sarsıldım, heyecanlandım ve bana en karanlık günlerimde ışık tuttu. Gerçekten, Allah o kadar büyük, öyle yüce ki kalplerde olanı bilen O, gönüllerde gizleneni gören O, sorulara cevap veren O, dar zamanımızda imdadımıza yetişen O. Anlattığınız lens hikayesi de bir ömür boyu unutulmayacak, heyecan verecek, ürpertecek bir olay. Bazan, Kur’an-ı Kerim’deki inanan insanlar için “Onlara korku ve hüzün de yoktur” Ayetini düşünür, ürperirim. İnsan gerçekten inanıyorsa aşamayacağı hiçbir engel yoktur. Bu haftaki Beşiktaş-Antalyaspor maçında sakat bacağıyla sahaya çıkan kaleci Murat, beni çok duygulandırdı. Sakat bacağıyla öyle kurtarışlar yaptı ki Beşiktaş’ın galibiyetinde en büyük rolü oynadı. Maçtan sonra gazeteciler sordular: “Bu başarınızın sırrı nedir?” dediler. Kaleci Murat cevap verdi, “İnanan insan, her müşkülü yener” dedi. Allah, bizi de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimizi de o inanan güzel kullarından eylesin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :