.
Efendim,
Bu gun sizlere beni cok ama cok etkilemis olan bir animi anlatacagim. Su anda bile anlatirken gozlerim doluyor ve onda adi gecen insanlar icin dua ediyorum... Benim eksiklerimi bulmamda, acizligimi anlamamda bu olayin etkisi buyuk. Pek cok konuyu arastirmaya bu sayede basladim, pekcok bilgiye ve gercege bu sayede ulastim, belki de teffekur etmenin de demek oldugunu boyle ogrendim. Bu nedenle paylasmak istedim...
Allah kolayliklar versin, Ilminize kuvvet ve sagliklar nasip etsin insaallah. Rabbime emanet olun. saygi ve hurmetle ellerinizden opuyorum. Dualarinizda bizleri de unutmayin lutfen...
KADER
Yillar once soguk bir kis gunuydu. Kurban bayraminin ikinci sabahi idi . Sabah erkenden kalkmistik. Pencereden baktigimda her yerin koyu gri bulutlarla kapli oldugunu gormustum. Hafif bir ruzgar esiyordu ama bu karanlik bulutlari dagitacak gibi gorunmuyordu. Kahvaltimizi hazirladik, o gunu nasil gecirmek istedigimiz konusunda fakir yuruterek uzunca bir kahvalti yapmaya basladik. Gurbetteydik, oyle gidilip ziyaret edilecek pek fazla tanidik yoktu. Bayramin ilk gunu pek cogunu ziyaret ederek bayramlasmistik. Bu gun neler yapalim diye dusunurken kapi caldi.Gidip actim. Ust kattaki komsum kapida duruyordu. Yuzu simsiyah kesilmisti, elleri titriyordu. “Ne oldu ,birsey mi var ?”diye sordum. Kelimeleri birbirine karistirarak , kesik kesik, zorla konusmaya basladi. “Karsi komsunun kizi vefat etmis… eski nisanlisi vurmus tabancayla…., sonra da kendini vurmus…ikisini de kurtaramamislar…..” diyebildi. Oylece kalmistim. Birden kafami toplayamadim. Tekrar ettirdim dediklerini. O acele ile evine cikti…. Ben kapiyi kapattim. Dalip gittim bir an…. Dusundum. Karsi kosedeki evde giris katinda outran komsudan bahsediyordu. Kizi 21 yasinda universite son sinifa gidiyordu. Cok basarili bir ogrenciydi. Ben eski nisanlisi oldugunu bile bilmiyordum. Demek gecen sene ayrilmisti , biz gelmeden once…. Daha gecen hafta annesiyle birlikte bana sabah kahvesine gelmisti. Civil civil, cok guzel bir kizcagizdi... Bayramdan bir gun once de sokagin basinda rastlamistim, arabasiyla okula giderken el sallamisti… Hay Allah ! dedim, Allah yardim etsin , Ne bu gencligin ve insanlarin durumu… Nasil cinnet geciriyor , nasil kiyabiliyorlardi canlara…. Eksik olan , yanlis olan birseyler vardi….
Olana care yoktu… Aksami bekledim, komsular kosusturuyordu. Yandaki komsuyla birlikte, bende evlerine gittim. Salon hinca hinc insane doluydu…. Zorla bir kosede yere ilistim. Iceride derin bir sessizlik… Kanepede komsum uzanmis yatiyordu… Rengi siyaha donuk sapsari, gozleri kapali… Durmadan sayiklayip , kendi kendine birseyler soyluyor, inliyordu… Kimseyi group anlayacak hali yoktu… Baktim bir kosede yasli bir teyze icinden Yasin okuyor , mirilti halinde…. Digerleri oylece oturuyor. Icimden once Insirah suresini okudum. Manevi hava cok agir ve basikti. Kendimi boguluyormus gibi hissettim. Sonra yavasca komsunun yattigi kanepeye yaklastim. Allah sabir versin komsum” dedim. Komsum “Ben inanmiyorum artik “ dedi… “Kizim bunu haketmemisti”. Dondum bir an.. Kulagina egildim. “Oyle deme komsum… Hic konusma daha iyi. Sen ‘Allah’ de o yardim eder” dedim guclukle… Kalktim mutfaga gectim. Oglu oradaydi. Onalti yasinda bir oglu vardi… Annene destek ol ablacim dedim. Sonra bir bardak su aldim. Yine Insirah suresini okudum. Ne olur bunu al annene bir sekilde icir. Ben sonra gelirim dedim ve oradan ayrildim.
Komsumun durumu bana cok dokunmustu. Her sabah kucuk kizimi anaokuluna gotururken evlerinin onunden geciyordum. Donuste bakiyordum balkon kapisi acik. Komsum koltuga yigilmis kimi oylece dalip gitmis, kimi agliyor. Kapiyi vurup “Nasilsin komsum “diyorum. O pek kendinde degil gomulmus koltuga elinde kirli camasirlarin arasindan bulmus kizcagizinin eski corabini kokluyor. Hep dovunuyor, agliyor. “Bu kadar isyan edip aglama komsum” diyorum “Kader diye birsey var. herkes omru ne kadarsa o kadar yasar. Bu dunyada boyle bir olayi yasiyan sen degilsin. Biz bilemeyiz ama nedenini. Allah ‘a sigin ondan sabir ve yardim dile . verecektir sabrini”… Oyle bos gozlerle bakiyor bana “Sen bilemezsin !“ diyor.. “Haklisin” diyorum “ben bilemem, hissedemem senin hissettiklerini. Ama anlamaya , yardim etmeye calisirim . Bak of of diye agliyorsum, bagiriyorsun. Icin catlayacak gibi .. Ne olur , boyle anlarda Allah de, oyle seslen. Emin ol ferahlarsin.” Oyle bakiyor yuzume , basini saga sola salliyor…. Bir gun , iki gun, uc gun…… her sabah ugruyorum, onu gorunce oylece gecip gidemiyorum….Kendi kendime dua ediyorum. Allahim diyorum komsuma hidayet ver , yardim et gercekleri gorebilmesi icin….
Bir sabah bakiyorum yine kapi acik, oglu yaninda oturmuslar birlikte…. Agliyor…. Giriyorum iceri… bak ablacim diyorum… Anneni yalniz birakma … Sonra aglayip yanmak , isyan etmek yerine dua edin. Bunlarin ne ablana nede size hicbir faydasi yok. Yuzume bakiyor, gozlerinde yas.:”Abla ben nasil dua edilir bilmem ki!” diyor. Bu kez ben agliyorum. Dayanamiyorum. ! Allahim diyorum bana yardim et!
Cocuga donup : “Icinden nasil gelirse, ne soylemek istersen oyle.. “ diyorum. Kalkip bir zarf aliyor vitrinin camindan. Uzatiyor titreyen elleriyle. Icinde kucuk bir kagit uzerine latin harfleriyle yazilmis Ihlas ve Fatiha sureleri…. “Camideki hocaya sordum bunu yazip verdi” diyor. “Tamam canim bunlari da oku.” Diyorum. Sonra “Bekleyin simdi geliyorum” diye kosarak cikiyorum. En yakin kitapciya gidip ariyorum, ariyorum… Sonunda cok sukur bir kucuk Gullu Yasin kitabi bulabiliyorum… Alip geri donuyorum… oylece bekliyorlar… Oradan isaretleyip gosteriyorum… Sonra Insirah Suresini yaziyorum bir kagida… Bunlari okumaya calis… diyorum… Sonra cesaretimi topluyorun. "Ben bir Yasin okumak istiyorum izin verirseniz Ayse icin " diyorum. Peki diyorlar. Ilk kez baskalarinin onunde sesli olarak okuyorum , sesim titriyor. Sonra da daha once annemden fotokopi ile aldigim Turkce bir bagislama duasini okuyorum. Onlar da amin diyorlar....
Gunler geciyor yavas yavas… Bir sabah erken kapim caliniyor. Bir bakiyorum , komsum … buyur ediyorum iceriye… “Sana birsey sormaya gelldim diyor… Sende kitaplar cok. Kaderi anlatan bir kitap ta var mi? Bak dua kitabi istemiyorum. Ondan var simdi. Ben ogrenmek istiyorum kader nadir, biz niye variz, niye yasariz?” Malesef yok onun istedigi gibi bir kitap. Bir de siyah ortu istiyor benden . Her gun mezarliga giderken basini ortmek icin. Hemen arayip buluyorum bir ortu… Kitap icin de soz veriyorum arayip bulacagima…. Cikip butun kitapcilari ariyorum …. Yok, yok, yok… Bu sehirde kimseye lazim degil herhalde boyle bir kitap. Uzuluyorum butun kitaplarimi getirmedigime… Aklima internet geliyor. Evde bagli degil o zamanlar. Esimin isyerine gidiyorum , mesaiden sonra birlikte ariyoruz. Bulduklarimi kaydediyorum cd lere eve getiriyorum. Okuyorum , okuyorum, okuyorum…. Keski daha iyi bilebilseydim, inandiklarimi anlatacak kadar, hissettiklerimi aciklayabilecek kadar, komsumu ikna edip ferahlatacak kadar diye dusunuyorum. Komsuma lazim olan, istedigi bolumleri basiyorum printerden dosyaliyorum. Sabahlari ugradigimda goturup veriyorum bir bir….
Aradan aylar geciyor. Yaz geliyor… Okullarin tatiline az kalmis . bir sabah kapim caliyor , aciyorum… komsum duruyor kapida guler yuzle.. Buyur ediyorum iceriye… “Komsum diyor tatilde memlekete gideceksin degil mi?” “Evet kismetse “ diyorum. “Bana Turkce anlami da yazili , aciklamali bir Kur’an getirirmisin?” diyor , elinde bir miktar para uzatiyor… “Bu kadar yetermi?” “Yeter tabi “ diyorum sevincle…
Ilk onun kitabini aliyorum gittigimde , yanisira okumasi birkac kitap daha, imanla, kaderle ilgili… Beklemeden tatilin sonunu yolluyorum…. Dondugumde daha iyi buluyorum onu… Daha sakin ve tevekkul icinde … Ezan okununca dogruluyor… “Allah bilir herseyi” diyor. Gulumsuyor. Gozleri bugulu. Ama isyan etmiyor artik.
Sukrediyorum Rabbime , daha cok dua ediyorum onun icin, onlar icin….
Oradan ayrilirken helallesiyoruz, sariliyoruz butun komsularimla. Komsum da orada sevgi dolu bakiyor, elinde kucuk bir armagan ugurlamaya gelmis. “Hakkini helal et “diyor. “Sende helal et “diyorum…. Insallah Rabbim yardimcin olur!..........
Ozden CICEK
Creative Wood Painting Lady
Dubai
www.ozdencicek.com
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Özden Çiçek,
Gerek bu mailiniz, gerek sabahki telefonunuz için sonsuz teşekkürler. Yine bize, site mensuplarına ve dünyadaki bütün insanlara harikulade güzel bir mesaj göndermişsiniz. Diğerlerinde olduğu gibi, bunu da tekrar tekrar okumak gerek. Sizin ne güzel bir dünyanız var. Berrak, temiz, dağ çeşmeleri gibi ferahlık veren. Yine beşeri bir temayı işlemişsiniz. Bıkmadan, usanmadan, durmaksızın, Allah rızası için vermek. Hep vermek. Son nefesimize kadar vermek. Hiçbir çıkar, menfaat, art niyet gözetmeden vermek. Elbet o ekilen tohumların bir meyvesi olacak. Bir güzellikler aleminde yaşayacağız. Biz dünyaya sevmek ve vermek için gönderildik. Gülten Akın bir şiirinde "Bekleyin, bekleyin, durmaksızın bekleyin. Bir gün unutulmuş bir aynadan bütün sevgiler size dönecek" diyordu. Evet, bizi bu günde o pozitif, o pırıl pırıl, o güzelliklerle dolu dünyanıza götürdünüz. Size çok, ama pek çok teşekkür ediyoruz. Allah sizden razı olsun. Selam, sevgi ve saygıların sonsuza kadar uzananı ile...
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.