Sayın "Reis",

12 Şubat 2006 tarihli mailinizi aldım. Gösterdiğiniz yakın ilgiye teşekkür ederim. Bu soru İslam düşmanları tarafından çıkarılmış sadece ama sadece kafa karıştırmaya yönelik çok çirkin, şeytanca bir soru.Hiç bir şey, Allah'ın bilgisinin dışında değil, olamaz da. Buna imkan da yok. Ama bizler bu dünyaya yontulmaya, adam olmaya, medeni bir insan olmaya geldik. O suali soranlar ve o sualde takılıp yolunu sapıtanlar ne yazık ki dünyaya eşek gelip, eşek gitmek zorunda kalan zavallı kardeşlerimizdir. Allah onların yardımcısı olsun. Allah onların dostluğundan, yakınlığından, arkadaşlığından bütün güzel insanları uzak tutsun.

Efendim, bu dünya bir imtihan dünyası. Hepimiz ama tek istisna olmadan hepimiz bu imtihanlar dünyasında her gün çeşitli sınavlardan geçiyoruz. Bu sınavlar o kadar çeşitli ki, bunları sayacak olsak, ağaçlar kalem olsa, denizler kağıt olsa sonu gelmez. Burada takınılacak doğru tavır şudur: Elimizden geldiği kadar bu sınavlardan yüzümüzün akıyla çıkmaya çalışmak. Yeryüzüne gelen hiçbir insan yoktur ki bu sınavlardan uzak kalsın. Peygamberler de dahil, bu sınavlardan geçmeyen kimse olmadı. Gayet tabii bizler de geçiyoruz ve geçeceğiz. Yapılacak iş şu; elimizden geldiği, gücümüzün yettiği kadar başarılı olmaya çalışmak. Mesele bundan ibaret. Size bir parola vereyim mi? Görevimiz, o anın bizden istediği şeyi yapmaya çalışmak. Olaya lütfen bu açıdan bakın. Görevlerimizi elinizden geldiği kadar, en temiz, en güzel şekilde başarıya ulaştırmak. Gerisi sadece laf-ı güzar. Gülün geçin ve üstünde durmayın. Gayet tabii, bu dünyada her kafadan bir ses çıkacak. Ama önemli olan iyinin, güzelin, doğrunun, sevginin, saygının, edebin, inceliğin, zarafetin, topyekün güzelliklerin peşinde olabilmek. Ne diyor Büyük Yunus,

Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi işi
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim.

Canım kardeşim, sizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, bütün iyiliklerin ve güzelliklerin sizin üzerinizde olmasını diliyorum...

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :