Hayırlı günler dilerim öncelikle. Efendim sorum şöyle:
Yürümenin de bir adabı var mıdır?
Selam ve hürmetlerimi sevgilerimle arzederim, hoşçakalın...
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Gülnihal Akpınar,
Efendim, her şey gibi yürümenin de kendine göre bir edebi, bir inceliği, bir estetiği vardır. Bazı insanlar görürsünüz. Bunlara daha çok hanımların arasında rastlarız. Yürürlerken mütemadiyen üst başlarıyla, kıyafetleriyle meşguldürler. Oralarını buralarını çekiştirirler, birşeyleri düzeltmek isterler. Bunlar hiç de hoş karşılanmaz. İnsanın, “Be kardeşim, evdeyken aklın nerdeydi, bu işleri evinde yapsaydın ya” diyeceği gelir. eğer bir arkadaşıyla beraber gidiyorsa yüksek sesle konuşmak, argo konuşmak, kaba konuşmak da hiç hoş karşılanmaz. Hayatın her alanında olduğu gibi yürürken de saygı dolu, edep dolu, incelik dolu olmalıdır. Bizi dinleyenlerin içinde geleceğimizle, hayatımızla, istikbalimizle ilgili kimselerin olabileceğini de hiçbir zaman unutmamak lazımdır. Yürürken ne koşar gibi, çok fazla aceleci olmak, ne de uyurgezer gibi olmamak lazımdır. Orta bir tempoda sakin, efendice, medenice yürümek en iyisidir. Bazı kimseler yürüken dikkatleri üzerine çekmek için ya çok dar, çok dekolte giysiler içinde kendilerini sunarlar ya da vücutlarının özel bölgelerini bazı bilinçli davranışlarla tahrik edici bir hale getirmek isterler. Bunlar hayatta daima kaybetmeye mahkum, negatif tiplerdir. Toplumdan daima eksi not alırlar. Hor ve hakir görülürler. Bu gibi noktalara da dikkat etmek lazımdır. Hayat çok ciddi bir olaydır. Hepimiz her an ayrı bir imtihan içindeyiz. Aman dikkatli olalım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.