SABRİ BABADAN MEKTUP VAR
GERÇEK SEVGİ, BÜTÜN KÂİNATI AŞKLA KUCAKLAYAN SEVGİDİR
Kıymetli yavrum,
Hepimizin istisnasız biraz sevgiye ihtiyacımız var. Ne olur “Bana ne, benim keyfim yerinde…” demeyelim mümkün olduğunca insanlara sevgimizi gösterelim.
Yıllarca önceydi. Bir gün bir yaşlı hanım Danıştay’da ziyaretime geldi, zorlukla yürüyordu. “Ben çok yaşlı ve yoksul bir hanımım, size de hediye olarak sadece simit getirebildim.” dedi. Simidi memnuniyetle aldım, ben de ona bir hediye takdim ettim. O simidi akşam yanımda götürdüm, evde eşimle paylaştık. Bundan her ikimiz de çok duygulandık, hiçbir şeyle ölçülmesi mümkün olmayan bir mutluluk duyduk. Ne olur insanlara hep verelim, hep verelim… Bu az, bu çok demeyelim. Ben eşyayı da eşya olarak görmüyorum. Onlara da sevgi , saygı gösterelim. Yaşama çizgimiz ne kadar uzun bilemeyiz, inşallah hayırlı, güzel ömürlerimiz olsun. Biz hep sevelim, durmaksızın sevelim, yerdeki bir çöpten gökteki samanyoluna kadar aşkla, heyecanla sevelim. Ve bir gün bizler de Kuran-ı Kerim’deki “O senden Razı, Sen O’ndan razı olarak gir cennetime.” Ayetine mazhar olalım. Biz de Fazıl Hüsnü gibi
“Ben dünyaya ağırlığımca sevgi vermişim,
Ses edin ey uzak diyarların gençleri,
Bütün antenlerimi germişim”
diyelim. Bütün önyargılarımızı bir kenara bırakalım.
Görünen o ki artık ülkemizde sevgi azalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre boşanmalar sürekli artıyor. Gençler fedakârlıklarla yuvalar kuruyorlar ama bir süre sonra kavgalar, münâkaşalar başlıyor. Sorsanız, “Sebep ekonomik.” diyorlar. Hayır efendim, sevgi yok da ondan. Yok şu istenen marka olmamış, yok koltuklar istenen yerden alınmamış… Alınmasa ne olacak, minderde de oturulur. Lüks düşüncesinin altında yatan şey sevgisizliktir, ilgisizliktir. Bir kadın, kendisine saygıyla yaklaşan, sevgiyle yaklaşan birisi olsa belki lükse, kürklere o kadar düşkün olmaz. Bakıyorsunuz her şeye sahip kimseler herkesten daha fazla kavga ediyorlar.
İnsan bazen gecekonduda bile otursa, eşinin elini tutunca kendini gökyüzünde hissediyorsa isterse aç uyusun, ne çıkar? İnsanı güzel yapan şey sevgidir, edeptir.
İnsanları uyuşturucuya götüren asıl sebebi yıllarca düşündüm ve cevabını “sevgisizlik” olarak buldum. Çocuk eve geliyor, anne yok. Nerede? Konkende, şurada burada. Baba yok. Nerede? İş çıkışı bir yerlerde. İkisi de surat bir karış dönüyorlar. Olmuyor böyle efendim… Hepimizin ihtiyacı olan en büyük şey sevgi. Ellerimiz tutulmak, saçlarımız okşanmak, omuzumuz dokunulmak istiyor. İnsan bunu göremezse gıdasını asıl o zaman alamamış oluyor. Önce sevgi, sonra ekmek… Ben aranmak istiyorum, sevilmek istiyorum, hatırlanmak istiyorum. Eğer aranmazsam, özlenmezsem, sevilmezsem, ölmeyi tercih ederim. İşte insanlar aradıkları, özledikleri sevgiyi bulamadıkları zaman sigara ve alkolden sonra uyuşturucuya yöneliyorlar, büsbütün mutsuz oluyorlar.
Bir sevgiyi sonuna kadar aynı zarafet ve güzellikte götürebilmek için onu saygı ile de sürekli beslemek gerekir. Saygı olmadan gerçek sevgi yaşanamaz. Peki, sevginin kaynağı nedir?
Ben sevginin kaynağı olarak Allah sevgisini görüyorum. Hiçbir ateistin sevgi dolu olduğunu görmedim. Ateist arkadaşlarım var. Ben onlara sevgi gösteririm ama onlardan bir sevgi görmüyorum. Dostluğumuz devam ediyor yine de. Benim bahsettiğim Allah sevgisi, “Yok sen şunu yapmadın, şunu giymedin, Müslüman değilsin.” diyen bir zihniyet değil, Yunus gibi “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır.” diyebilen bir sevgidir. Eğer bütün kâinatı aşkla kucaklayabilirsek gerçek sevgi işte budur.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.